Dün ilk defa Sİnan Erdem Spor Salon'unda maç izleme fırsatı buldum.Gerçekten dedikleri gibi varmış.Dışarıdan heybetli görünmesinin dışında tribünün neresinde olursanız olun sankki sahanın içindeymişsiniz gibi hissettirmesi gerçekten etkileyici.Bazı pozisyonlarda çemberde seken topları tikleyecek kadar yakın hissettim.Böyle güzel salon olduktan sonra salonun dolmaması şaşırtıcı olurdu.Hele ki takım iyi giderken.Saat 8 gibi salona geldiğimde gördüğüm kalabalığın üstüne içeriye girdikten sonraki gördüğüm taraftarlardan sonra anladım ki 15 milyonluk İstanbul'da istersek 15 bin kişilik solanları doldurabiliriz.Abdi İpekçi'de bir türlü bu ambiyans oluşturulamıyordu.Belki yerinden dolayı belki de takımlarımızın durumu bunu doğuruyordu.Bu seneye baktığımızda Fenerbahçe Ülker'in çıkışıyla birlikte geçen senelerde yüzlerce seyirciye oynayan takım bu sene 10 binlere oynuyor.Mesela dün oynanan maçı izlemek için 15168 kişi tribünlerdeki yerini almış.Bu rakam bizim hiç alışık olmadığımız bir rakam.Bu rakamı grubun en zayıf ekibiyle oynadığın maçta yakalıyoruz.Buradan şu sonucu çıkartmalıyız o zaman.Takımlarımız iyi bir kadro kurup, iyi planlamalar sonucu başarılı sonuçlar elde ettikçe seyircilerin koşa koşa salonlara geldiklerini görmeleri lazım.Fenerbahçe Ülker bu sene iyi kadro kurdu.Takımın başına Spahija ve en önemlisi Aydın Örs gibi bir üstadı getirdi.Bunun sonucunda başarılı sonuçlar geldi ve dünkü görüntü de bu başarının bir sonucuydu.Önceden basketbol maçlarına burun kıvrılırken şimdi haftaya oynanacak Barcelona maçı için biletler aranmaya başlandı.Bunlardan birisi de benim:)Dünkü maçı izleyenler, televizyon başında veya salonda fark etmez, eminim ki bilet aramaya başlamışlardır.
Bu destekten trübünlerdeki coşkuya geçelim.Dün inanılmaz bir destek vardı.Uzun zamandır maçlara gitmiyordum.Bazı olaylar benim maç izleme hevesimi kırmıştı.Hem maçın Cibona Zagreb olması hem de Sinan Erdem'i görme isteğinden dolayı biletimi bir hafta öncesinden almıştım.Salonunun yapısını Şükrü Saraçoğlu'na benzettim biraz.Sinan Erdem'de oynanan bir maçı iyi bir taraftar desteğiyle birlikte kaybetmek imkansız gibi birşey.İmkansız demeyeyim de zor diyelim.Malum önümüzde Barcelona maçı var:)Gelen takım salondaki heyecanı, coşkuyu gördükten sonra eminim ki bir korku, baskı hissedecektir.Dünkü manzarayı gördükten sonra Fenerbahçe Ülker neden F4 oynamasın diye kendi kendime sordum.Bir aksilik olmadığı sürece ben F4 oynayacağımızı düşünüyorum.Yeter ki bu taraftar desteğini göstersin.
SALON: Sinan Erdem
HAKEMLER: J. Carlos Arteaga (İspanya), Damir Javor (Slovenya), Joseph Bissang (Fransa)
FENERBAHÇE ÜLKER (100): Roko Leni Ukic 17 (1 ribaunt - 4 asist), Erbil Eroğlu (2 ribaunt – 2 asist), Mirsad Türkcan 13 (9 ribaunt – 1 asist), Ömer Onan 13 (1 asist), Lynn Greer 2 (4 ribunat - 4 asist), Darjus Lavrinovic 9 (4 ribaunt – 3 asist), Kaya Peker 11 (4 ribaunt – 1 asist), Oğuz Savaş 8 (6 ribaunt – 1 asist), Tarence Kinsey 20 (5 ribaunt - 1 asist), Emir Preldzic 5 (7 ribaunt – 1 asist), Can Maxim 2
CIBONA ZAGREB (70): Marcus Johnson, Rok Stipcevic 3 (3 ribaunt - 5 asist), Bojan Bogdanovic 23 (4 ribaunt - 2 asist), Toni Brnas (2 ribaunt), Sven Smajlagic, Tomislav Zubcic 5 (6 ribaunt – 2 asist), Drago Pasalic 12 (5 ribaunt), Karlo Vragovic 4 (1 ribaunt - 1 asist), Goran Vrbanc 2 (1 asist), Leon Radosevic 15 (6 ribaunt – 3 asist)
1. PERİYOT: 30-13
2. PERİYOT: 19-16
3. PERİYOT: 25-22
4. PERİYOT: 26-19
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder