28 Eylül 2012 Cuma

Hamilton Gitti Perez Geldi



Formula 1'de Mclaren takımında beklenen ayrılık gerçekleşti.Lewis Hamilton şampiyonluk yaşadığı Mclaren'den ayrılarak Mercedes takımı ile anlaştı ve önümüzdeki sezon Mercedes adına yarışacak.Bir Mclaren taraftarı olarak kendisine verdiği hizmetlerden ötürü teşekkür ediyorum.Yaşattığı mutluluklar her zaman aklımızda kalacaktır.Son sezonlara baktığımızda belli bir çizgide olmayı başaramaması ve aksiliklerin odak noktası olması bu ayrılığı doğurdu diye düşünüyorum.Keşke bu ayrılık olmasaydı ama yapılacak bir şey yok.

Lewis Hamilton takımdan ayrıldıktan sonra Mclaren takımı Sergio Perez ile anlaşıldığını açıkladı ki bana göre iyi bir tercih.Sauber takımındaki performansını beğeniyorum ve Mclaren gibi büyük bir takımda performans çıtasını yükseltecektir diye düşünüyorum.Umarım faydalı bir birliktelik olur.Hayırlı olsun Sergio Perez.

Bu arada şunu da söyleyelim.Mercedes takımı Lewis Hamilton ile anlaşınca emektar Michael Schumacher'e yol gözüktü.Sauber ile anlaşacak diye haberler var.Bakalım yarışmaya devam edecek mi yoksa tamam artık mı diyecek?Bir de Mercedes takımı Niki Lauda ile anlaşmış diye haberlere rastladım.Mercedes bir atılım yapmak istediği ortada.2013 sezonu ilginç bir sezon olacak gibi duruyor.

Fatih Terim Bırakıp Gitmez



Milan'da işler kötü gitmeye başlayınca İtalya'da da işler bizim ülkemizdeki gibi yürüdüğü için hesap teknik adama kesilecek gibi duruyor.Allegri gitmeye yakın orası açık.Yerine kim gelecek sorusuna verilen cevaplar arasında Fatih Terim'in de adı geçiyor.Geçmişte Milan'da çalışan bir isim olarak gündeme gelmesi son derece doğal Ama bir sorun var.Fatih Terim bir projenin başında ve emin adımlarla ilerliyor.Galatasaray'ı bırakıp gideceğine hiç ihtimal vermiyorum.Galatasaray2da işleri yoluna sokmuşken bırakıp gitmek hem Fatih Terim'e yakışmaz hem de takımına en büyük hasarı verir.İsminin geçmesi kendisini mutlu eder ama orada kalır.Daha ilerisi olmaz diye düşünüyorum.

24 Eylül 2012 Pazartesi

Milan Alev Alev



Milan bu sezon başında yeniden yapılanma olayına girdi girmesine ama işler istedikleri gibi gitmedi gibi gözüküyor.Takımdan ayrılan Thiago Silva ve İbrahimovic gibi oyuncuların yerini tam anlamıyla doldurumadığı için ya da en azından oluşan boşluğu daraltmak için bir transfer olmadığı için Milan sıkıntılı günler yaşıyor diye düşünüyorum.Thiago Silva takımdan ayrıldıktan sonra Milan teknik ekibi Villerreal takımında oynayan Cristian Zapata'yı kiraladı ama bana göre Cristian Zapata bir Thiago Silva değil.Forvet hattına ise Pazzini alındı.Önemli bir transfer ama İbrahimovic'in yarattığı etkiyi Pazzini'den göremeyeceğiz diye düşünüyorum.Gidenler ile gelenler arasında biraz fark olunca ve takım içerisinde bazı gerginlikler olunca üstüne sonuçlar da kötü olunca Milan da kazanlar kaynamaya başladı diyebiliriz.Ligde 4 maçta alınan 3 yenilgi ve şampiyonlar liginde evinde Anderlecht ile 0-0 berabere kalması Allegri üzerindeki baskıyı arttırıyor.Sonuçlarda bir düzelme olmazsa Allegri için verilecek karar belli gibi diye düşünüyorum.

Sorun Juventus'a Yenilmek Nedir Bilmez



Juventus 2006 yılında yaşadığı sıkıntılardan sonra ilk kez güzel bir sezon geçirdi ve yeni sezon da aynı çizgide devam ediyor.Geçen sezon yenilgisiz tamamladığı ligde şampiyonluğu elde etti ve dönüşünü resmileştirdi.Bu sezon da ligde 4 de 4 yaparak yoluna tam gaz devam ediyor.Conte ile birlikte yakalanan başarı 20062da kaybettiği saygıyı Juventus'a geri kazandırdı diye düşünüyorum.Bu anlamda Conte'nin yaptıkları sadece kupa kazanmak değil diyebiliriz.Bu kadronun içinde Del Piero da olsaydı işte o zaman tadından yenmezdi.

31 Maçlık Seri Sona Erdi



Bundesliga'da son iki sezonun şampiyonu Dortmund'un 31 maçlık yenilmezlik serisini ligin ilk üç haftasında puan alamayan Hamburg 3-2 lik galibiyeti ile son verdi ve haftanın sürprizini yaptı.Hamburg'un kadrosu o çekecek kadar kötü değil diye düşünüyorum ama hafta içinde Ajax karşısında galip gelmiş Dortmund'un ligde kötü günler geçiren Hamburg'u geçeceğini düşünüyordum.Belki Klopp da öyle düşünüyordu ama oyun hiç de öyle olmadı.Dortmund lige puan kayıpları ile başladı ama geçen sezon da aynı performansla başlamıştı ve sonunda şampiyonluk gelmişti.Dortmund geçen sezondan daha tecrübeli diye düşünüyorum şampiyonlar ligi ile ligi aynı çizgide götürmek konusunda.Arada böyle kayıplar olacaktır elbette.Hele ki ligin adı Bundesliga ise.Hamburg tarafına bakacak olursak ligdeki ilk puanlarını almış oldular.Özellikle Dortmund galibiyeti kendileri açısından moral olmuştur diye düşünüyorum.

21 Eylül 2012 Cuma

Deneyimli Oyuncular Oyuna Neden Müdahele Etmedi?



Beceremiyoruz.Avrupa maçlarında skor lehimize olduğu dakikalarda oyunu soğutmayı, skoru korumayı bir türlü beceremiyoruz.Çünkü futbol kültürümüzde böyle bir oyun anlayışı yok maalesef.Türk Milli Takımı için kaos ortamının daha iyi olduğunu söyleyip duruyoruz.Kanımızın “deli” gibi aktığını söyleyerek...Peki kulüp takımlarımız neden bu kadar başarısız?Dünkü maçta Fenerbahçe'de oynayan oyuncuların yarısı yabancı oyuncuydu.Yani mental açıdan başka ülkelerde yetişmiş oyuncular.bu oyuncular takımı mental açıdan toparlaması ve sakinleştirmesi gerekirken bu oyuncular da ortama uyuyor ve pozisyon alamayan bir takım ortaya çıkıyor.Meireles avrupa şampiyonluğu görmüş bir oyuncu.Porto, Liverpool ve Chelsea gibi takımlarda oynamış bir oyuncu takımdaki gerginliği azaltamayı beceremiyor.Defansta deneyimi fazlasıyla olan Yobo arkadaşlarına bu kadar gömülmeyin çıkın diyemiyor.Ben bunu anlamıyorum işte.Takım 2-0 dan maç da verebilir.Futbolda görebileceğimiz sonuçlardan biri ama beni en çok yaralayan şey takımın ceza sahasına gömülmesi gerginlikten dolayı oyun felsefesini bir kenara atıp gelişi güzel toplara vurması idi.Bir pozisyonda 5 oyuncu kale çizgisi üzerine dizilmiş topun kaleye girmemesine çalışıyorlardı.Topu çıkaran Bekir arkadaşlarına çıkın diye bağırdı.Bu pozisyon her şeyi açıklıyor diye düşünüyorum.

Aykut Kocaman devre arasında biraz daha kontrollü oynayıp kontra ataklarla pozisyon bulalım diye bir düşüncesi vardır ama uygulamaya baktığımızda oyuncular fazla abarttı diye düşünüyorum.Aykut Kocaman'ın takımın gömülmesi konusunda bir hatası olduğunu düşünmüyorum.Oyun içerisinde bulunan deneyimli oyuncular takımı toparlama işini üstlenmeliydiler.Buradan Aykut Kocaman'ın hatası yoktur diye anlaşılmasın.Aykut Kocaman'ın maçtaki en büyük hatası Alex de Souza'yı erken çıkarması idi.5-10 dakika daha sahada kalması gerekirdi diye düşünüyorum.Yine de Aykut Kocaman'ın hamlesini anlayışla karşılayalım ama madem Alex de Souza oyundan çıktı o zaman ileriye taşıyabilecek bir oyuncuyu oyuna almanız gerekirdi.Caner Erkin yerine Stoch tercihi takımı hücum açısından rahatlatırdı diye tahmin ediyorum.Aykut Kocaman bu tercih yerine Sow'u çıkarıp yerine hazır olmayan Bienvenu'yu alınca oyun tamamen Marsilya'nın istediği gibi devam etti.


Maçtan sonra Aykut Kocaman oyuncu değişikliklerinin oyuna olumsuz etkilediğini kabul etti ve bu değişikliklere içten içe üzüldüğünü basın toplantısındaki görüntüsünden anlayabildik.Keşkelerle dolu bir maç geçtiğini düşünüyorum kendisi açısından.Bu maçın ardından elbette “bazı” eleştiriler olacaktır ama bana göre Aykut Kocaman ne kadar hatalı ise oyuncular da bir o kadar hatalıdır.O yüzden eleştirilerin dozunu buna göre ayarlayalım.Önümüzde önemli bir maç periyodu var ve daha hiçbir şey kaybedilmedi.Olumsuzlukları görmezden gelelim demiyorum ama yaralayıcı ifadelerden kaçınalım.

18 Eylül 2012 Salı

Sow Üzerinden Oynamak Şart



Bu sezon başında fiziksel olarak yeterli seviyede olmadığından dolayı performansı çok tartışılıyordu.Hatta gönderilecek diye haberler çıktı.Sonrasında fiziki açıdan güçlendi ve takıma yararlı olmaya başladı.Önemli goller de attı.Ama bana göre en önemli gollerini Marsilya karşısında atmasını tercih ederim.Kuyt'un oynamayacağını düşünürsek kendisine fazlasıyla ihtiyacımız var.Lille'de oynadığı sezonlarda Marsilya'yı yakından tanıdığı için bu maç özelinde Sow'u daha fazla kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.Geçen sezon oynanan Lille - Marsilya 2 gol atarak takımının 3-2 galip gelmesinde büyük payı vardı.Umarım aynı performans çubuklu forma altında da sergilenir.Grupta oynanacak maçlar vardır elbette ama en önemli maç bu maç diye düşünüyorum.Özellikle kendi sahanızda oynuyorsanız...

Avrupa Macerası Başlıyor



Avrupa kupalarında mücadele edecek olan Galatasaray ve Fenerbahçe için önemli maç periyotları başlamak üzere.Yarın Galatasaray İngiltere deplasmanında Manchester United'e karşı, Fenerbahçe ise evinde Fransa Ligi lideri Marsilya'ya karşı mücadele edecek.MAnchester United'ın son yıllardaki evinde oynadığı avrupa maçlarında yaşadığı sıkıntıdan dolayı Galatasaray için umutluyum açıkcası.Fenerbahçe ise kendi seyircisi önünde her ne kadar Fransa'da liderlik koltuğunda otursa da Marsilya'yı yenebileceğini düşünüyorum.Yeter ki maç için doğru taktik ile oynanılsın.Önce Çarşamba günü Galatasaray'a sonra da Perşembe günü Fenerbahçe'ye başarılar diliyorum.Umarım futbol şansı bizim yanımızda olur ve iki takımımız da iyi sonuçlar alarak gruplarına iyi bir başlangıç yaparlar.

13 Eylül 2012 Perşembe

Galatasaray'ın ŞL Gruplarında Oynadığı Son Maç


2006 - 2007 sezonundan sonra ilk kez gruplarda mücadele edecek olan Galatasaray 19 Eylül'de Manchester United ile karşılaşacak.2006 - 2007 sezonunda grubunda son maçını bir başka İngiliz takımı Liverpool'a karşı oynayan Galatasaray bir anlamda İngilizlerle biten yolda İngilizlerle yoluna devam etmeye başlayacak.İlk maçlar her zaman sürprizlerle doludur.Umarım Galatasaray iyi bir sonuç alır ve gruba iyi bir başlangıç yapar.

Alberto Contador'un Dönüşü

10 Eylül 2012 Pazartesi

İtalya'da Hamilton Rüzgarı


Formula 1 heyecanı  hafta sonu düzenlenen İtalya GP'si ile devam etti.Yarışa ön sıradan başlayan Mclaren pilotu Lewis Hamilton kazandığı zaferle hem Alonso ile puan farkını azalttı hem de geçen yarıştan sonra iyi bir moral oldu.Bu sezon Mclaren'in hızlı olduğunu bu yarışta da görmüş olduk.Mclaren pilotu Lewis Hamilton'u kutluyoruz.

Bu yarış öncesi ve yarış galibiyetinden sonra Lewis Hamilton'un gelecek sezon hangi takımda olacağı konusunda tartışmalar başladı.Konuşulan en ciddi iddialar biri olarak Lewis Hamilton'un gelecek sezon Mercedes için yarışabileceği görülüyor.Michael Schumacher'in emekli olacağı haberleri de beraberinde çıkınca acaba denmeye başladı.Gerçi Michael Schumacher emeklilik haberlerini yalanladı ama ne olacağı belli olmaz.Lewis Hamilton Mclaren'den ayrılır mı bilemem ama şundan eminim ki birgün Ferrari koltuğuna oturacaktır.Çünkü her pilot başlangıçta kendisine kırmızıyı hedef seçer ve kırmızıyı elde etmeye çalışır.Lewis Hamilton da içten içe bunun planlarını yapıyordur diye düşünüyorum.Mclaren takımına sempatisi bulunanları üzer böyle bir durum olması halinde ama bu durum hiç de uzak ihtimal değil.



7 Eylül 2012 Cuma

Stoch Oynamak İstiyor



Önce Alex de Souza sonra da Cristian derken şimdi de Miroslav Stoch bazı açıklamalarda bulunmuş ve daha fazla yedek kalması durumunda gitmeyi düşünebileceğini söylemiş.Geçmiş sezonlarda da Aykut Kocaman Stoch'u ilerleyen haftalarda oynatmayı tercih etmişti.Özellikle fiziki açıdan yeterli seviyeye gelmesini bekleyerek güçlü bir Stoch'u sahaya çıkarmayı hedeflemişti.Bu sezon da aynı nedenlerden ötürü Stoch'u ilk haftalarda izleyemiyoruz.Yoksa Stoch Fenerbahçe'de dikene oynayabilecek nadir oyunculardan biri durumunda ve mutlaka sahada olması gerekiyor.O yüzden Miroslav Stoch'un biraz daha sabırlı olması gerekir.Büyük ihtimalle milli maçlar sonrasında ilk 11de kendisine yer bulacaktır.O'nsuz bir Fenerbahçe şu an için düşünemiyorum.

6 Eylül 2012 Perşembe

Alex Aykut Kocaman İle Daha Skorer



Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'nin başına geldiği günden beri pek de iyi geçinemediği Alex de Souza'yı kişisel sebeplerden doalyı kadroda düşünmediğinden bahsedildi.Özellikle Alex de Souza'nın bazı sosyal medya sitelerinden sarf ettiği sözler de kanıt olarak kullanıldı.Ben buna pek inanmasam da belli bir kesim bunun üzerinde baya yoğunlaştı.Ben de bunun ne kadar doğru olduğunu görebilmek için Alex de Souza'nın Fenerbahçe kariyerinde çalıştığı teknik adamlar ile yakaladığı istatistiklere baktım.Alex de Souza Fenerbahçe'de Christoph Daum, Arthur Zico, Luis Aragones ile çalıştı ve Aykut Kocaman ile çalışmaya devam ediyor.

Alex de Souza Daum yönetimindeki Fenerbahçe'de 109 maça çıkmış.55 gol atıp 57 asist yapmış ve toplamda 9409 dakika sahada kalmış.Maç başı ortalamaları isee şöyle:86.32 dakika, 0.50 gol ve 0.52 asist.Fenerbahçe tarihinin en büyük başarısına imza atan Zico'nun döneminde Alex de Souza 74 maça çıkmış ve 32 gol ve 30 asist rakamlarına ulaşmış.Toplam 6283 dakika formayı terletmiş.Maç başı ortalamaları şu şekilde:84.90 dakika, 0.43 gol ve 0.40 asist.Zico ile yakalanan başarıdan sonra yolların ayrılması ile Aragones dönemi başlamış oldu.Bu dönemde Alex de Souza 40 maçta toplam 3279 dakikada 17 gol atıp 19 asist yapmış.Maç başı ortalamaları şöyle:81.98 dakika, 0.43 gol ve 0.48 asist.Alex de Souza son 3 sezondur beraber çalıştığı Aykut Kocaman ile 80 maça çıkmış ve 6295 dakika süre almış.Toplam 46 gol ve 32 asist yamış.Maç başı ortalamaları şu şekilde:78.68 dakika, 0.58 gol, 0.40 asist.

Yani bu rakamları özetlemek gerekirse;

Maç Başına Dakika

1-Daum – 86.32
2-Zico – 84.90
3-Aragones – 81.98
4-Aykut Kocaman – 78.68

Maç Başına Gol

1-Aykut Kocaman – 0.58
2-Daum – 0.50
3-Zico – 0.43
4-Aragones – 0.43

Maç Başına Asist

1-Daum – 0.52
2-Aragones – 0.48
3-Zico – 0.40
4-Aykut Kocaman – 0.40


Ortalamalara baktığımızda Alex de Souza en başarılı dönemini Daum önderliğindeki Fenerbahçe'de geçirmiş olduğu görülüyor.Daum'un 4-4-1-1 sistemini iyi uyguladığını düşündüğümüzde hiç de şaşırtıcı değil.İkinci sırada ise Aykut Kocaman var.Hani kıskandığı için oynatmak istemeyen Aykut Kocaman.Bu rakamlar bile kıskançlık hikayelerinin ne kadar anlamsız olduğunu gösteriyor.Aykut Kocaman'ın geldiği günden beri savunduğu Alex de Souza'yı daha idareli kullanma fikrini aslında hayata geçirmeye başlamış gibi duruyor.Dakika ortalamasında en altta yer almasına rağmen gol ortalaması 0.58 gibi iyi bir düzeyde.


Aykut Kocaman'ın savunduğu şey de tam da bu.”Alex de Souza gibi önemli bir oyuncuya sahibiz ve iyi bir planlama ile kendisinden fazlasıyla yararlanabiliriz.”Alex de Souza'nın yaşını düşündüğümüzde ve Fenerbahçe kariyerinin sonlarında olduğunu göz önüne aldığımızda hiç de fena bir düşünce değil.Fena düşünce değil de tek sorun bunu Alex de Souza'yı ikna etmeden yapmaya çalışmak galiba.

Selçuk Şahin'den Busquest Yaratmalıyız


Şampiyonlar Ligi'nden elendikten sonra Fenerbahçe'de göze batan oyuncular var olmaya başladı.Aslında geçmişte de kara listede kendisine yer bulan oyuncular işler iyi gittiğinde isimlerini sildirmeyi başardılar ama işler kötü gittiğinde iyi işler bir anda silinerek tekrardan listenin zirvesine yerleştiler.Bu oyuncuların en başında yaklaşık 10 sezondur listede bulunan Selçuk Şahin geliyor.10 sezondur Fenerbahçe'de oynaması sebebiyle taraftar artık başka işler yapmasını beklediğinden Selçuk Şahin'in kendisini fazlasıyla geliştiremediğini görünce isyan etmeye başlıyor.Yani öyle bir isyan ediyorlar ki zannedersiniz ki tüm takım iyi de Selçuk Şahin'in yüzünden işler kötü gidiyor.

Aslında tüm bu eleştirilerin neden kaynaklandığına bakmak gerekiyor.Taraftar Selçuk Şahin'den başka işler yapmasını bekliyor.Örneğin Barcelona'da oynayan Xavi gibi ayağı iyi pas yapabilen bir oyuncu olmasını istiyor.Ama bunun olmayacağını taraftar da Selçuk Şahin de iyi biliyor.Halbuki aynı Barcelona'da Busquest örneği var.Busquest'in aman aman bir top tekniği yok.Koca Barcelona takımında yaptığı tek iş defans ile orta saha arasında köprü olmak ki bu iş takımın işleyişi açısından son derece önemli.Fenerbahçe taraftarı Selçuk Şahin'den pas dağıtmasını bekleyeceğine o pas dağıtımını yapan oyuncuya pası veren oyuncu olmasını beklemesine lazım.Yani Selçuk Şahin bir Selçuk İnan ile oynaması lazım, bir Emre Belözoğlu ile oynaması lazım.

Ama siz Selçuk Şahin'den orta sahadaki pasları dağıtan oyuncu rolünü iyi oynamasını beklerseniz hayal kırıklığına uğrasınız ki şu anda Fenerbahçe taraftarını yaşadığı duygu da tam bir hayal kırıklığı.Aslında yapamayacağını biliyorlar ama madem 10 sezondur bu takımdasın göster marifetlerini şekilnde yaklaştıklarından beklentileri yapması yönünde.Selçuk Şahin her ne kadar pas dağıtımı konusunda kısıtlı yeteneğe sahip olsa da bu sezon bazı güzel paslarına da şahit olmadık değil.

Örneğin Spartak Moskova maçında Sow'a yaklaşık 50m'den top attı ve o atak golle sonuçlandı.İkinci bir örnek ise Gaziantepspor maçında yine Sow'a attığı pas.Gole direk katkısını olduğu pasları konuşmak yerine son maçta yaptığı pas konuşulursa kimse kusura bakmasın Selçuk Şahin böyle hatalar yapmaya devam eder.Çünkü Selçuk Şahin bir noktadan sonra ne yaparsam yapayım yaranamıyorum psikolojisine girer ve hata yapma katsayısı artar.

Biz işte bir türlü bunun farkına varamadık.Bir insana yaptığı ilk hatada yüklenmeye başlarsan ve yaptığı iyi işleri görmezden gelirsen o insana verim beklenen zaten büyük bir hata.Biz millet olarak iyi de kötüyü de uçlarda yaşayan bir milletiz ama Selçuk Şahin konusunda bu durum sadece kötü için geçerli diye düşünüyorum.

Eğer Selçuk Şahin hızlı düşünebilme eksikliğini giderebilirse ve yanında kendisinden beklediğimiz işleri yapacak bir oyuncu olursa o zaman Selçuk Şahin verimli hale gelir.Çalışarak hal olunabilecek bir şeyi bu kadar işin içinden çıkılmaz bir hale sokmanın bir anlamı yok.Bu durum çözülmek isteniyorsa Selçuk Şahin'in, teknik ekibin ve taraftarın oturup düşünmesi gerekiyor.Yoksa bu durum hem oyuncuyu hem de teknik ekibi zor durumda bırakıyor.Sonuçta Selçuk Şahin bu takımın bir parçası ve zaman zaman kendisine ihtiyaç duyulacaktır.Son olarak şunu bir kez daha belirteyim.Selçuk Şahin'den bir Busquest yaratmak daha faydalı olacaktır takıma.Kadro planlamasını buna göre yapmak gerekir.

4 Eylül 2012 Salı

Galatasaray Deneyim Dedi


Tomas Ujfalusi'nin sürpriz bir şekilde sakatlanmasının ardından Galatasaray hızla bir stoper aramaya başladı.Transfer döneminin son günlerine gelmesi itibariyle şampiyonlar ligi için iyi bir stoper bulunması fazla  mümkün değildi.Adı geçen oyuncular arasında Kolo Toure ve Kjaer de vardı ama bu oyuncuları hem takımları bırakmak istememiştir hem de ücret fazla gelmiş olabilir.O yüzden Galatasaray şampiyonlar ligi için deneyimli oyuncu transferinde karar kıldı ve Lyon'dan tanıdığımız 36 yaşındaki Cris'i transfer ettiler.Elbette yaşından dolayı eleştiriler olacaklardır ama şampiyonlar ligi için deneyimin önemini düşündüğümüzde iyi bir transfer diyebiliriz.Büyük ihtimalle Fatih Terim defansın göbeğinde ilk tercih olarak Cris'i kullanmayacaktır.Kulübede olabilecek iyi bir oyuncu olarak gördüğünü düşünüyorum.O yüzden Fatih Terim olabilecek iyi isimlerden birine tamam dedi.

3 Eylül 2012 Pazartesi

Raul Meireles Faydalı Olur


Emre Belözoğlu'nun ayrılışından sonra Fenerbahçe orta sahasında oyunu iki yönlü oynayabilen oyuncu sayısındaki azlık sıkıntı yaratabilir diy konuşuluyordu ki ne kadar doğru bir tespit olduğunu görmüş olduk.Şampiyonlar liginden elenme sebebi olarak orta sahada yaratıcı ve oyunu iki yönlü oynama özelliğine sahip oyuncunun yokluğu en büyük payı alıyordu.Sezon başında ismi geçen oyunculara baktığımızda en olabilecek oyuncunun Tino Costa olduğunu düşünüyordum ama bir türlü anlaşılamadı ve bu transferden vazgeçildi.Diarra'nın da parasal konularda yaşanılan anlaşmazlıklar sonucunda olmadığını duyduk.Fenerbahçe teknik ekibi bir türlü olmayan transferden vazgeçerek Krasic isminin karar kıldı ki en azından hücum kanatlarını güçlendirmek istedi ama işler istenilen gibi gitmedi.Orta sahadaki sıkıntı en çıplak haliyle ortaya çıkınca teknik ekip transfer için arayışa geçti ve son dakika itibariyle Chelsea'de forma giyen Raul Meireles ile görüşmelere başlandığı borsaya bildirildi.Fenerbahçe'nin aradığı tarzda bir oyuncu sorusuna evet yanıtını vermek mümkün diye düşünüyorum.Liverpool'da göstermiş olduğu performans ile Chelsea'ye transfer olan orada da iyi bir grafik yakalayan Raul Meireles Fenerbahçe için hayırlı olabilir.Fenerbahçe orta sahasında oynayan oyuncular kadar mücadele edebilme özelliği var hatta daha mücadeleci diyebiliriz.Fenerbahçe için daha faydalı olacağı nokta ise farklı.Pas alışverişlerinde rol oynayabilme ve orta sahadan sürpriz atak yapabilme özelliği diyebiliriz.Zaman zaman attığı goller ile takımına hücum anlamında destek vermeyi ihmal etmiyor.Elbette Aykut Kocaman da bunların farkındadır diye düşünoyurum ve Raul Meireles'den bu çerçevede yararlanmaya çalışacaktır.Umarım takıma uyum konusunda uyum sorunu yaşamaz.Eğer uyum problemi yaşamazsa Dirk Kuyt'tan sonra Fenerbahçe'nin bu sezon için en iyi transferi diyebiliriz.

Romain Grosjean Yaptı Yapacağını



Dün hazırlığımız yaparak televizyon karşısına geçip güzel bir yarış izlemeyi umuyordum ki Romain Grosjean her şeyi mahvetti.Resmen Lewis Hamilton'un üzerine giderek kazaya neden oldu ve bu kazada sürücüler klasmanında zirvede bulunan Alonso da etkilendi ve biraz da ucuz kurtuldu diyebiliriz.Çünkü fiziksel olarak hasar alması içten bile değildi.Romain Grosjean yaptığı bu hata sonrasında gelecek yarıştan men edildi.Doğru karar verildiğini düşünüyorum.Çünkü çok tehlikeli bir kaza oldu.Bu ceza başta Romain Grosjean'ı olmak üzere diğer pilotları iyi bir şekilde uyarmıştır diye düşünüyorum.

Oyun da Soğuk Alex de Soğuk



Yine tattsız tuzsuz bir maç oldu.Aykut Kocaman Alex de Souza'ya şans verdi ama bu sefer Cristian'ı kadroya almadı.Antrenmanlardaki performansından dolayı almadığını söyledi.Ne olursa olsun orta sahada pas yapabilme özelliğine sahip olan oyuncunu oynatmak gerekir diye düşünüyorum.Yanılmıyorsam Mehmet Topal&Cristian ikilisini hiç denemedi.Geçen sezonlardaki Emre&Cristian performansına yaklaşık bir performans izleriz diye düşünüyorum ama Aykut Kocaman bir türlü denemedi.Aslında Aykut Kocaman nasıl bir diziliş ile oynatacağını belirlemiş değil.Sow ya da Kuyt'u kenarda oynatmak istemesine rağmen oyuna baktığımızda sanki takım 4-3-1-2 gibi oynuyor ve takım açıklar veriyor.Aykut Kocaman'ın geldiği günden beri en zor günleri diyebiliriz.Bir yandan takımı bir sisteme adapte etmeye çalışıyor diğer yandan Alex de Souza ile arasında bir soğukluk var ki bu soğukluğu yok etmek için dün alkışladı Alex oyundan çıkarken ama Alex oralı bile olmadı.Zor hakikaten.Aykut Kocaman'a kolaylıklar diliyorum.Umarım Fenerbahçe'yi düzlüğe çıkarmayı başarır.Yoksa görüntü hiç de iyi değil.Hem saha içinde hem de saha dışında...

2 Eylül 2012 Pazar

Rodriguez Kırmızı Mayoya Tutunuyor



Vuelta 2012'de 14. etap Alberto Contador ve Joaquim Rodriguez'in çekişmesine sahne oldu.Bitiş noktasına yaklaşık 3 km kala başlayan ataklar sonucunda önce Chris Froome, sonrasında da Valverde zorlandı ve Contador&Rodriguez ikilisine zaman kaybettiler.Contador ikinci kez kazandığını düşündüğü bir etabı kırmızı mayo için çekiştiği Rodriguez'e kaybetti ve şimdiye kadar giymesi gereken kırmızı mayoda rakibiyle zaman farkının biraz daah açılmasına engel olamadı.Joaquim Rodriguez inatla kırmızı mayosuna tutunmayı başarıyor.Bugünü ve yarını zaman farkını koruyarak ya da biraz daha açarak geçirirse Vuelta 2012'de mutlu son ulaşabilir diye düşünüyorum.Alberto Contador kırmızı mayonun her etap sonrasında kendisini daha çok zorlayacaktır.Bakalım yeterli olacak mı?Genellikle genel klasmana oynayanlar bugünlerde kırmızı mayoyu giymek isterler çünkü.Bugün bir önemli dağlık etap daha var.Bugün yine Alberto Contador atağı görebiliriz.

15.etabı 16.00 dan itibaten Eurosport'tan takip edebilirsiniz.


Genel Klasman


1. Joaquim Rodriguez (Spa/Katusha) 53:06:33"
2. Alberto Contador (Spa/Saxo Bank) +22"
3. Chris Froome (GB/Team Sky) +1:41"
4. Alejandro Valverde (Spa/Movistar) +1:41"
5. Daniel Moreno (Spa/Katusha) +4:16"

Borussia Dortmund Yenilmiyor



Bundesliga'da son iki sezonda şampiyon olan Borussia Dortmund bu sezona 1 galibiyet ve 1 beraberlik ile giriş yaparak yenilmezlik serisine devam etti.Borussia Dortmund en son geçen sezonun 6. haftasında Hannover'e kaybetmişti.O günden bu yana oynadığı 30 lig maçında yenilgi yüzü görmedi.Yenilmedi diyoruz ama şunun altını çizelim.30 maçın 24 tanesini kazanmışlar.Ayrıca bu 30 maçın sadece 2sinde 2 veya daha fazla gol yemişler.Gerçekten inanılmaz bir performans.Jurgen Klopp ile yakalanan hava ile bu sezon da şampiyonluğun en büyük adaylarından biridir diye düşünüyorum.Marco Reus'un da geldiğini düşünürsek baya iyi takım oldular.

1 Eylül 2012 Cumartesi

Barcelona'dan Schalke'ye



Barcelona'ya büyük umutlarla gelen ama geçirdiği sakatlıktan sonra bir türlü forma şansı bulamayan ve beklenen performans artışını gösteremeyen İbrahim Afellay Bundesliga'nın yolunu tuttu.Kariyerini bundan sonra Schalke'de sürdürecek.Barcelona'da geçirmiş olduğu sakatlık olmasa Guardiola kendisini daha iyi kullanma fırsatını yakalayacaktı ama o sakatlık hem Afellay'ı geri plana itti hem de Guardiola bir türlü kendisine güvenemedi.Afellay için Barcelona'daki şansını iyi kullanamadı.Umarım Schalke'de kendisinden beklenen aşamayı gösterir.

Vuelta Asıl Şimdi Başlıyor



2012 Vuelta beklediğimden daha yakın ve çekişmeli gittiğini söylemeliyim.Alberto Contador'un cezasından dolayı duyduğu açlıktan dolayı Vuelta'da saldırgan olacağını biliyorduk ama açıkcası Valverde ve Rodriguez'in bu performanslarını beklemiyordum.Özellikle Rodriguez'in zamana karşıda kırmızı mayoyu kaybedeceğini düşünüyordum ki kırmızı mayosunu iyi savundu.Chris Froome ise tüm sezonun yorgunluğundan dolayı biraz gerilerde kalmış görünüyor ama dağlık etaplarda sonuna kadar gidecektir diye düşünüyorum.Zaten kendisi de bacaklarında güç hissettiği takdirde saldırgan olacağını söyledi.Dağlık etapları merakla bekliyoruz.Dağlık etaplar Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günlerinde olacak.Yani ilk ciddi dağlık etabı bugün.Bisiklet turlarında dağlık etapları heyecanı bir başka olduğundan herkese izlemelerini tavsiye ediyorum.bisikletseverler zaten takip edecektirler de yeni yeni izlemeye başlayanlar ya da başlamamış olanlar mutlaka izlemeliler.Her spor gibi bisikletin de izlemesi çok farklı duyguları hissetmemizi sağlıyor.

Etabı saat 17:00 dan itibaren Eurosport'tan takip edebilirsiniz.İzleyecek olanlara iyi seyirler diliyorum.


Genel Klasman


1. Joaquim Rodriguez (Spain/ Katusha) 48:56:17"
2. Alberto Contador (Spain/ Saxo Bank) +13"
3. Chris Froome (Britain/ Team Sky) +51"
4. Alejandro Valverde (Spain/ Movistar) +1:20"
5. Robert Gesink (Netherlands/ Rabobank) +2:59"

Yılın Futbolcusu Iniesta


Bu yazın İspanya ile Avrupa Şampiyonu olduktan sonra yılın futbolcusu için en güçlü aday konumuna gelen Iniesta hak ettiği ödülü Messi ve Ronaldo'nun önünde almış oldu.Iniesta'nın şansı bu yazın düzenlenen Avrupa Şampiyonası'nda mutlu sona ulaşmasıydı yoksa ödül büyük ihtimalle Ronaldo'ya gidecekti.Ronaldo da bunun farkındaydı ki kazanan açıklandığında yüzünü astı.Özellikle Ronaldo'nun bakışları görülemeye değerdi.Resmen içinden güzel şeyler döktürdü ama ne yapsın.Barcelonalı oyuncular her zaman ödülleri topluyor.Artık gelecek seneye diyecektir Ronaldo.Tebrikler Iniesta.

Bu arada Messi'nin bakışları da güzel yakalanmış.Naber yine kazanamadın der gibi bakmış Messi.

Bayern İstediği Alır


Açıkcası ben Barcelona'ya gelmesini bekliyordum ama kendisi Bayern'i tercih ederek Bundesliga'nın yolunu tuttu.Hem de Bundesliga'nın rekor bonservis ücreti ile transfer oldu.Hani derler ya Bayern istediğini alır diye hakikaten verdi 40 milyon avroyu Javi Martinez'i transfer etti.Korkulur bu Bayern'den gerçekten.Bayern bu sezon kadrosunu daha da güçlendirdi.Bakalım bu sezon ne yapacaklar.Kupasız bir sezonun ardından bu sezon kupalar gelecek mi göreceğiz.