25 Kasım 2011 Cuma

Aynı Hareketi Bir Daha Yap Öyle Konuşalım

Derbilerin Hakemleri Önceden Belli



Beşiktaş - Fenerbahçe ---> Fırat Aydınus
Beşiktaş - Galatasaray ---> Cüneyt Çakır
Trabzonspor - Beşiktaş ---> Fırat Aydınus
Galatasaray - Fenerbahçe ---> Cüneyt Çakır (?)
Trabzonspor - Galatasaray --->Fırat Aydınus (?)
Fenerbahçe - Trabzonspor ---> Cüneyt Çakır (?)

Teşekkürler Turgay


"Biz şampiyon olduğumuz sene fair-play liginde de şampiyon olmuştuk. Bunu boşuna kazanmadık. Turgay'ı kötü oynadığı ve sarı kartı olduğu için çıkardım. Tamamen taktikle ilgili bir değişiklik. Bursaspor'un neden bu yerlerde olduğunu böyle karakterli oyunculardan anlayabiliriz. Turgay'a tekrar buradan da teşekkür etmek istiyorum. Son yıllarda futbolun bir spor olduğunu, futbolun da evrensel değerleri olduğunu unuttuk. Bir nebze bunu hareket geçirebildiysek ne mutlu bize."

Ertuğrul Sağlam

Eski Günlerine Dönmek mi?



"Yaz dönemini iyi geçirdim.Son beş yıldır ilk kez dinlenme ve ailemle zaman geçirme fırsatı bulabildim.Sezon öncesi hazırlık kampı da oldukça yararlı geçti.Fizik olarak kendimi çok iyi hissediyorum ve tek hedefim eskisi gibi gol atmaya başlamak."

Four Four Two dergisinin Kasım sayısında Torres böyle demiş.Eskisi gibi gol atmaya başlamak gibi bir hedefi varmış.Bakıyoruz bu sezonki rakamlarına.Torres bu sezon 13 maçta 4 gol atabilmiş.2 si ligde 2 si şampiyonlar liginde.Eski günlerine dönmüş mü peki?Kesinlikle hayır.böyle devam etmesi sevindirici mi?Hem de nasıl.Böyle oynamaya devam.Kupada da Liverpool Chelsea'yi eledi mi dünyalar benim olacak.

O Kadar da Değil


"Barcelona, Real Madrid veya Manchester United'dan daha iyi olduğumuzu düşünmüyorum ama bence onlarla aynı seviyedeyiz."

İsim isim olarak aynı seviyede olabilirsiniz ama saha içine baktığımızda hala farklar var.İyi bir grafik yakalamak ile bu üç takımla aynı seviyeye gelinmez.

Sizler Ne Fedakarlık Yaptınız?



"Bu kararı kulüpler olarak aldık ve federasyona bildirdik. Taraftarın futbolun güzelliklerinden birisi. Ancak Türk futbolu olarak zor bir dönemden geçiyoruz. Bu süreçte herkesin fedakarlık yapması gerekiyor. Rakip takım taraftarların da gelmeyerek fedakarlık yapması gerekiyor. Play-off maçları öncesinde bu kararı gözden geçirebiliriz"

Mide bulandırıcı kararın gerekçesini de duymuş olduk.Neymiş Türk futbolu zor günlerden geçiyormuş da o yüzden bu kararı aldık.Böyle bir gerekçe olabilir mi?Konuk takımın taraftarları hangi olayları çıkarmış ki maça gelip de olay çıkarmayalım gibi düşünceye kapıldınız?

Diğer yandan herkesin fedakarlık yapamsı gerekiyorken neden sürekli taraftarlardan fedakarlık bekleniyor?Sizler neler yapıyorsunuz fedakarlık adına?Aa unuttum pardon.Sizler fedakarlık adına kendinizi kurtaracak yasaları yapma peşindeydiniz.

Bizlerden istediğiniz fedakarlık takımımızı yalnız bırakmak anlamına geldiğini bile göremeyen sizlerin gerçek anlamda fedakarlık yaptığınızı görebilecek miyiz?Hiç sanmıyorum..

Villas Boas'ın Geleceği


"Kulüp beni Porto'dan ayırmak için 15 milyon avro ödedi. Aynı parayı beni kovmak için ödeyecekleri zannetmiyorum. Sorumluluktan kaçtığım düşünülmesin. Takım kötü bir dönem geçiriyor. Durumu kişisel algılamıyorum. Şu anda dört kulvarda da mücadelemize devam ediyoruz. Ben de bu kulvarlarda kulübü başarıya taşımak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Lig şampiyonu olmak için kalan maçlarımızın tamamını kazanmamız gerekiyor."

Andre Villas Boas

Geçen sezon Porto'da kupa kazandıktan sonra büyük takıma gelmesi sürpriz değildi Villas Boas'ın.Çok şey öğrendiği Mourinho'nun izinden giderek Chelsea'ye geldi.Takıma baktığımızda Villas Boas'ın istediği tarzda oyuncu yoktu ve kendi düşüncesini sahaya yansıtması için transfere ve zamana ihtiyaç vardı.Geldiği gün ile şimdiyi karşılaştırdığımızda fazla bir ilerleme gözükmüyor.Villas Boas iyi oynadıklarını ve bu sonuca yansıtamadıklarını söylüyor ama işe o kadar kolay değil gibi gözüküyor.Takımın başarısız gibi gözükmesinin sebeplerinden biri midir Villas Boas tartışılır.Elbette bu gidişte O'nun da payı vardır ama kötü gidişin asıl sebebi takımın yaşlanması.Forvette sözleşmeleri bitecek olan Drogba, Anelka ve Kalou, orta sahada kaptan Lampard, defansta Terry ve Cole gibi artık belli yaşa gelmiş olan oyuncuların olması Villas Boas zorluyor olabilir.Villas Boas transferler ile bu durumu değiştirmek istedi ama tam anlamıyla bunu başaramadı.Şimdi de bunun sıkıntısını yaşıyor.


Abramovic beni kovamaz diyor Villas Boas ama o kadar emin konuşmasın.Abramovic kafasına koydu mu verir 15i kendisini kovar.Abramovic'i kadronun yetersizliğine ikna edip transfer yapılmasını sağlarsa VilLas Boas işine aynen devam eder.Şu an için kriz denilebilecek bir durumdalar ama dipteler mi yoksa daha da inecekler mi sorusunun cevabı Villas Boas'ın geleceğini şekillendirecektir.


Küçük bir not verelim.Mourinho bir şampiyonlar ligi maçı sonrası gönderilmişti.Villas Boas da bir şampiyonlar ligi maçından sonra iyice tartışılmaya başlandı.Bakalım bu Portekizlini durumu ne olacak.

20 Kasım 2011 Pazar

Kanıksamak...


Maçın konuşulacak bir tarafı olmadığı için maç içindeki görüntülerden bahsedelim.İlk olarak mide bulandırıcı bulduğum deplasman yasağı kararını protesto eden taraftarlara teşekkür etmek istiyorum.Belki tribünler kısa süreli boş kalmasından dolayı oyuncular maça konsantre olamamış oabilir ama mide bulandırıc kararı protesto etmek de gerekliydi.Deplasmanıma dokunma diyoruz.


Geldiği günden beri bir türlü beklenen performansı veremedi Bienvenu.Ondan bir Niang olmasını bekledik ama olamayacağını görmemiz gerekiyor.Bu maçta golünü attı ama net bir gol olmadı.Bu sezon sadece kafayla attığı golde net vuruş yaptı.Alex ile uyumu yakalamış değil.Aykut Kocaman'ın da maç sonunda dediği gibi bu bölgeye transfer şart.Bienvenu beklenildiği gibi çıkmamışken, Semih formsuzken bir golcü şart.


Uzun zaman sonra ilk 11de şans bulan Uğur Boral oyundan çıktıktan sonra direk soyunma odasına gitmesi hoş değildi.Ortada bir tepki var mıydı varsa da kime bu tepki diye sormak istiyorum.Bu tür durumlarda tepki genellikle hocaya oluyor ve dünkü maçta Aykut Kocaman'ın hatasını göremiyorum.


Bir insan kötü bir görüntüyü sürekli görmeye başladığında bir süre o görüntüyü kanıksamaya başlıyor.Hep oluyor deyip olayından üüstünden geçiyor.Emre Belözoğlu dünkü maçta Gökhan Gönül'e sataştı ve hiç hoş olmayan görüntüler ortaya çıktı.Gökhan Gönül ne yaptım abi diye sürekli söylenirken Emre el kol hareketlerine çoktan başlamıştı.Dünkü olay ne sabepten çıkarsa çıksın, Emre hangi ruh haliyle olursa olsun bir oyuncu böyle davranmamalı.Bazı Fenerbahçeli arkadaşlar Emre'yi Fenerbahçeli olarak benimsemiş olabilirler ama ben Emre'yi Fenerbahçe'ye transfer olmuş bir oyuncu olarak görüyorum.Gökhan Gönül'ü hatta Alex'i Emre'den daha Fenerbahçeli görüyorum.Benim gözümde Tümer Metin neyse Emre Belözoğlu de odur, Cristian neyse Emre odur.O yüzden bir Fenerbahçeli nasıl bu hareketleri yapar demiyorum artık.Çünkü gözümde artık Fenerbahçeli değil, Fenerbahçe'de  parasını kazanan bir oyuncu.Eğer Emre kendisini Fenerbahçeli Emre olarak hatırlatmaya çalışıyorsa hiç uğraşmasın öyle hatırlanmayacak.En azından ben öyle hatırlamayacağım.

Bir Gole Nasıl Sevinilir?



Bu adamı bu yüzden seviyorum işte...

Andy Carroll'dan Bahsediyoruz di mi?



"Andy için ödediğimiz meblağ bazı insanlar için sorun olabilir, bizim için değil. Onu 58 milyon avroluk bir oyuncunun yerine aldığımızı düşünenlere göre demek ki 17 milyon avro kârdayız. Hiçbir oyuncumuzun fiyatına bakmıyoruz. Bedavaya aldığımız bir futbolcuyu 23 milyon avroya aldığımız bir futbolcudan daha iyi ya da daha kötü olarak görmeyiz.Eğer pas verebiliyor, goller atabiliyor ve iyi oynayabiliyorsanız o zaman mutlu oluruz. Bu durumda para alakasız olur. Andy Carroll'dan çok memnunuz."

Kenny Dalglish

Liverpool'un Güizası durumunda olan Andy Carroll teknik patronundan desteği almış.Kenny Dalglish de biraz abartmış gibi duruyor.Umarım bugün Chelsea maçında Carroll'dan yararlanmaya çalışmaz.

18 Kasım 2011 Cuma

Vatandaş Futbolcuya Dokunabilmeli


Önceden taraftarlar futbolculara daha fazla dokunma şansı yakalardı.Fotoğraf çekimi olsun, birlikte içki içme olsun, herhangi bir yerde karşılaşma olsun daha kolaydı.Yani taraftarlar ve futbolcular iç içe idi.Şimdilerde ise taraftarlar ile futbolcular arasında bir uçurum var.Taraftarlar artık elini uzatamıyor, uzattıklarında ise futbolcular o eli geri çeviriyor.Ama haksızlık etmeyelim hala dokunabildiğimiz futbolcular var.Mesela ülkemizden örnek verirsek Alex var.İstediğin soruyu sor samimi bir şekilde cevap veriyor.Alex aklıma gelen ilk örnek olduğu için O'nu söyledim.Böyle oyuncular elbette vardır ülkemizde.

Messi ve Mascherano ile bir taksicinin bu halini görünce çok mutlu oldum.Demek ki ne kadar dünya yıldızı olsan da hala egonu bir kenara koyup seni alkışlayan, seni sevenlerin sana dokunmasına yardımda bulunuyorsun.Şu görüntüyü acaba kaç oyuncu verebilir?Mesela Messi ile karşılaştırılan C.Ronaldo fotoğraf çeker mi?Hiç sanmıyorum.Demek ki büyük oyuncu olmak, dünya yıldızı olmak sadece başarı kazanmak ile olmaz; vatandaş sana dokunabiliyorsa, bir an olsun o vatandaş ile aynı seviyede oluyorsan işte o zaman dünya üzerindeki en büyük oyuncu olursun o vatandaşın gözünde.Hala böyle futbolcuların olduğunu bize gösterdiğiniz için Mascherano ve Messi'ye teşekkürler.

17 Kasım 2011 Perşembe

Mide Bulandırıcı



"Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerinin, 2011-2012 sezonunda birbirleriyle yapacakları tüm müsabakalarda, deplasman takım taraftarları alınmayacak.4 kulübün de "misafir seyirci alınmaması" kararı ile ilgili mutabakat içinde olduğu, Kulüpler Birliği Vakfı tarafından Türkiye Futbol Federasyonu'na iletildi.Kulüpler tarafından alınan bu kararı kamuoyu ile paylaşırız."

Yok Böyle Bir Grup



Geçen sezon Fenerbahçe Ülker'i ne kadar güvenle izliyorduk, bu sezon ise acaba ne olacak düşüncesiyle izliyoruz.Geçen sezon koltuğa yaslanıp izlerken bu sezon yerimizde duramıyoruz.Tırnaklarımız yiye yiye tırnak kalmadı.Olsun be Fenerbahçe Ülker.Sen yeter ki kazan.Gerçi bu gidişat iyi değil ama.Rahat götürebileceğimiz maçı zora soktuk, uzatmada Cantu'yu 85- 83 yendik.Ne zaman Preldzic kenara geldi Fenerbahçe Ülker ritmini kaybetti.Koç Preldzic'i olabildiğince sahada tutmalı ve 4 kısa formulünden vazgeçmemeli.

Bu arada Eurolig'de A grubunun çivisi çıktı.Caja Laboral, Cantu ve Fenerbahçe Ülker 3 galibiyet, Olympiakos, Bilbao ve Nancy 2 galibiyet almış durumda.Kaybettiğimiz maçları düşününce üzülmemek elde değil.Bu grupta kağıt kalem elden düşmez.

Türkler İspanyollara Karşı



Önce saat 20.00 de Galatasaray Medical Park - Barcelona...Başta Galatasaraylı taraftarlar olmak üzere basketbolseverler maçtan zevk almaya baksınlar.Sonucu kafaya takmayalım.



Sonra 21.45 de Real Madrid - Anadolu Efes...Tüm basketbolseverler totem yapsın, bu maç kazanılsın.Tepeye oynama açısından kritik bir maç.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Kategoriler Belli Oldu



Play off ile birlikte Euro 2012'ye katılan 16 takım belli oldu.Oluşan kategori şu şekilde;

1.Kategori:İspanya, Hollanda, Polonya, Ukrayna
2.Kategori:Almanya, İngiltere, Rusya, İtalya
3.Kategori:Hırvatistan, Yunanistan, Portekiz, İsveç
4.Kategori:Danimarka, Fransa, Çek Cumhuriyeti, İrlanda C.

Kura 2 Aralıkta çekilecek.Tek temennim ölüm grubunun oluşmaması.Zevki kalmıyor sonra.

Ömer Aşık Çok Güzel Olur



NBA'deki belirsizlik devam ediyor ve bu gidişle bu belirsizlik NBA yıldızlarının Avrupa'ya akın etmesini sağlayacak.Avrupa içinde Türkiye önemli bir yerde olduğundan dolayı ülkemize de yıldızları gelmesi çok muhtemel.Gazatelerde çıkan haberlere göre Fenerbahçe Ülker Hidayet, Ömer Aşık ve Enes Kanter'i takıma dahil etmek istiyorlarmış.Ne kadar doğrudur bilemiyorum.Gerek var mı derseniz.Ömer Aşık'a kesinlikle ihtiyacımız var.Enes Kanter de düşünülebilir.Ama Hidayet'e ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum.Zaman bu haberlerin doğru mu yanlış mı olduğunu gösterecek.Umarım Ömer Aşık gelir.

Euro 2012 Yolcuları Belirlendi



Olmadı.3-0'ın rövanşında Hırvatistan ile 0-0 berabere kaldık ve play offu gol atamadan tamamladık.İlk maçtan farklı bir oyun beklerken dünkü maç 1. maçın kopyası oldu.Birkaç değişiklik vardı.O da 2 tane tehlikeli şutumuzun olması.Sağlık olsun diyelim.Artık hoca değiştirmek yerine sistemimizi değiştirmeyi akıl edersek futbolumuzu ileriye taşıyabiliriz.

Play offta 2. maçlar sonucunda bir sürpriz yaşanmadı.Üç takım belirlenmişti sadece Bosna Hersek - Portekiz eşleşmesi belirsizdi.Portekiz evinde Bosna'ya acımadı ve 6-2 galip gelerek Euro 2012 yolcusu oldu.Bosna Hersek'e üzüldüm açıkcası.

Hırvatistan:0 - Türkiye:0
Karadağ:0 - Çek Cumhuriyeti:1
Portekiz:6 - Bosna Hersek:2
İrlanda C:1 - Estonya:1

15 Kasım 2011 Salı

Futbolun Adaleti Olsa...



İngiltere - İspanya maçının güzel geçeceğini düşünerek televizyon başına geçmiştim ama beklediğim gibi olmadı.Nedeni ise İngiltere'nin 6-4-0 anlayışıyla oynaması.İngiltere böyle olunca İspanya topa hakim oldu ve istediği gibi oynadılar.İspanyolalrın tek eksiği goldü.Golü bulamayınca oynadıkları oyunun meyvesini alamadılar.İngiltere kontra atakla pozisyon aradı.Atağa çıkarken İspanyolların gereksiz faul yapması üzerine kullanılan atışta Lampard direkten dönen topa dokundu ve maçı İngiltere'ye getirdi.Futbolu adaleti olsa... diye başlayan bir söz var ya.Bu maçı son derece özetliyor.futbolun adaleti olsa bu maçı İspanya farklı kazanırdı...Ama sonuca bakıyoruz İngiltere 1-0 kazanmış.

Kişiliğinizi Ortaya Koyun Kazanın



Euro 2012'ye gideriz gitmeyiz.Şu an için çok bir önemi yok.Önemli olan bu maçta kişiliğinizi ortaya koyun ve ilk maçtaki durumu düzeltin.Sizlerden tek isteğimiz bu.

12 Kasım 2011 Cumartesi

Liverpool'u Engelleyemezsiniz



Sezon başından beri Fenerbahçe'nin fikstürden çektiğini söyleyip durduk.Federasyona böyle şey olur mu diye serzenişte bulunduk.Ama sadece biz de olmuyormuş.İngiltere'de Kenny Dalglish de Liverpool'un fikstüründen şikayetçi.Olur mu böyle şey diyor.Liverpool 27 Kasım günü saat 16.00 da Anfield'de M.City'i ağırlayacak.Yaklaşık 48 saat sonra 29 Kasım 19.45 de Carling Cup'ta deplasmanda Chelsea ile karşılaşacak.Kenny Dalglish de bu durumdan son derece rahatsız.Kenny Dalglish son derece haklı.İki büyük maçı peş peşe oynatan İngiliz Federasyonunu istifaya çağırıyoruz.Tüm engellemelere rağmen canımız Liverpool bu iki maçtan da alnının hakkıyla çıkacaktır.You will never walk alone...

Volkan ve Emre Oturup Düşülmeli



Milli Takımın kötü olması kadar Volkan ile taraftarlar arasında meydana gelen olaylar da konuşuluyor.Bazı insanlar Volkan'a sahip çıkıyor, bazı insanlar ise Volkan'ı haksız buluyor.Bir Fenerbahçeli olarak şunları söylemek istiyorum.Volkan sonuna kadar haksız.Skor 3-0 olduktan sonra takımdan umudu kesen taraftarlar tepkilerini göstermek için Volkan'a top geldiğinde alkışlama yolunu seçmişler.Tepkilerinde haklılar veya haksızlar orasını tartışabiliriz ama tepkilerini gösterme yolu son derece doğru.Hiçbir yanlışlık yok.Volkan aşırı tepki gösterdi ve işler çığrından çıktı.Bu konuda Volkan'ı haklı bulmam söz konusu olamaz.İşin asıl ilginç tarafı kendisini alkışlayan taraftarlara küfür eden Volkan'ı sakinleştirmeye gelen Emre'nin de Volkan'a sakin ol dedikten sonra küfür etmesi.Volkan ve Emre sık sık taraftarlar ile iletişime! giren oyuncular.Nedenini bilen biliyor.Biraz da kendilerini düşünsünler.

Luis Suarez Şov

1.Kategorideki Takımlar Ağır Bastı



Euro 2012 Play off mücadelerinde ilk maçlar oynandı.Skorlara baktığımızda 2. kategoride bulunan 4 takım da gol atma başarısı gösteremedi.İrlanda, Çek C. ve Hırvatistan Euro 2012'ye gitti gibiler.Bosna Hersek - Portekiz eşleşmesinde iş son maça kaldı.Eğer Bosna Hersek Portekiz'i elemeyi başarırsa ilginç bir Euro 2012 izleyebiliriz.

Estonya:0 - İrlanda Cumhuriyeti:4
Çek Cumhuriyeti:2 - Karadağ:0
Türkiye:0 - Hırvatistan:3
Bosna Hersek:0 - Portekiz:0

Durumu Özetlersek



Biz iyi takımız.Hedefimiz grup birinciliği.

Biz iyi takımız.Almanya ile çekişiriz.

Biz iyi takımız.Neden Almanya ile çekişmeyelim ki?

Biz iyi takımız.Ama gerçekçi olalım.Hedefimiz grup ikinciliği.

Biz iyi takımız.Grup ikinciliği yolunda avantajlıyız.

Biz iyi takımız.Grup ikinciliği artık elimizde değil.

Biz iyi takımız.Mesut bir kıyak yapsana.

Biz iyi takımız.Kahramanımızsın Mesut.

Biz iyi takımız.Biz zoru seviyoruz.

Biz iyi takımız.Hırvatistan'ı geçeriz.

Biz iyi takımız.Hırvatistan ne oynadı be.

Biz iyi takımız.

Biz iyi...

Biz...

Bi...

B...

......

10 Kasım 2011 Perşembe

İngiliz Futbolu Sıkıntıda mı?



Fabio Capello gider ayak İngiliz futbolu ile ilgili düşüncesini bizlerle paylaşmış.Premier Lig'de oynayan futbolcuların sadece %35'i İngiliz futbolcu olması Milli Takımı kötü etkiliyor diyerek İngiliz futbolunun sorunu olarak bunu göstermiş.Fabio Capello'yu rakamlarla destekleyelim.

Premier Lig'de 20 takımda toplam 523 futbolcu buluuyor.523 futbolcunun 336'sı yani %65'i yabancı futbolcu.Bu alanda diğer büyük ligler arasında 1 numara.Hatta tüm dünya liglerini ele alırsak ilk üçte yer aldığını söyleyebiliriz.Peki İngiltere'de durum böyle.Peki İngiltere dışında oynayan oyunculardan Milli Takıma seçilen var mı?Büyük liglere baktığımızda İngiliz futbolcu sayısı bir elin parmaklarını geçmez.Yok denecek kadar az.

Capello'nun dediğine bu rakamlarla birlikte bir daha bakalım.İngiltere dışında Milli Takıma seçebileceğin oyuncu yok, ve liginde oynayan oyuncuların %65'i yabancı...Altyapıyı bir şekilde ayaklandıramazlar ise bir süre sonra İngiltere futbolu sıkıntı yaşayabilir.Yani Capello son derece haklı.Bunu değiştirmek için birşeyler yaptı mı bilemiyorum gider ayak koyduğu teşhis çok yerinde.

Bu arada dün İtalyanların yurt dışını fazla tercih etmediğini söylemiştim ama görüyorum ki İngilizlerin durumu daha fenaymış.Büyük liglerde oynayan oyuncuları dediğim gibi bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az.Çok şaşırtıcı bir durum.

9 Kasım 2011 Çarşamba

Hamit Real Madrid'den Ayrılmaz



Ocak transfer dönemi yaklaştıkça haberler çıkmaya başladı.Bizi ilgilendiren haber ise sezon başında Real Madrid'e transfer olan Hamit Altıntop'un sezon arasında takımdan ayrılacağı haberiydi.Beklediği gibi olmadığı ve takımdan ayrılmak istediği söyleniyordu.Gerçi bazı kaynaklarda Hamit'in ayrılmak istemediği yazıldı ama bir kere bizim medyaya malzeme verildi.

Sezon başında transfer olan Hamit neden ayrılmak ister diye düşünüyorum ama tam anlamıyla cevap bulamadım.Fazla şans bulamıyorum diye ayrılmak istiyorsa o zaman en başta Real Madrid'e gelemeyecekti.Çünkü Hamit kadroya girmenin zor olacağının farkındaydı ve oynadığı bölgede ilk tercih olacak bir oyuncu değildi.Bunu bile bile gittiğin bir takımdan sezon arasında ayrılmak istemesi bana mantıklı gelmiyor.

Sezon başında bonservisi elinde olduğu için istediği takımla anlaşma avantajı vardı ve Hamit Real Madrid'i seçti.Eğer ayrılmak haberleri doğru ise Hamit gülü sevdi ama dikenine katlanamadı gibi bir durum ortaya çıkıyor.Ben sezon arasında ayrılacağını düşünmüyorum ama hiç belli olmaz.Kafaya koymuşsa Real Madrid'den ayrılabilir.Ama bana göre sezon sonuna kadar durması gerekir.Mourinho Hamit'i uzun maratonda  belli maçlarda kullanacaktır.

İtalyanlar Yurt Dışına Kapalı



İtalyanlar için hep şu söylenir.İtalya dışına çıktığında milli takımı unut.Gerçeklik payı olduğu kesin.Luca Toni Almanya'ya transferi söz konusu olduğunda İtalya dışına çıktığı için gözlerden uzak olacağını ve Milli Takıma seçilme olasılığının azalacağı konuşuluyordu.Ben de durum gerçekten böyle mi diye merak ettim ve İtalya dışında oynayan İtalyanları araştırdım.

Avrupa'nın büyük liglerine sırasıyla baktığımızda Premier Lig'de 6, La Liga'da 5, Lig 1'de 1, Bundesliga'da 2, Eredivisie'de 1, SuperLiga'da 1, Rusya Ligi'nde ise 3 İtalyan futbolcu bulunuyor.Üst liglerde oynayan toplam 19 İtalyan futbolcu var.Bunların kaçı Milli Takım'da yer alıyor veya yer alması muhtemel sorusunun cevabı 4.

Salvatore Sirigu---Kaleci---PSG
Giuseppe Rossi---Forvet---Villarreal
Domenico Criscito---Defans---Zenit
Mario Balotelli---Forvet---M.City

Gözden kaçırdığım oyuncular olabilir ama ilk etapta bulduğum oyuncular bu 4 oyuncu.İtalyan dışında oynayan futbolculardan sadece 4ü kadroya giriyorsa bunun iki sebebi vardır diye düşünüyorum.Birincisi İtalya dışında oynayan futbolcular yetersiz kadroya giremiyorlar ya da İtalyanlar çok içlerine kapalı.İkincisinin daha doğru bir açıklama olduğunu düşünüyorum.Oyuncular bu durumu bildiklerinden dolayı İtalya dışında top oynamayı tercih etmiyorlar.Alberto Aquilani, Cassano buna en güzel örnekler.Ülkemizde futbolcularımızı sürekli yurt dışına göndermeye çalışırken, göğsümüzün kabarmasını isterken İtalyanlar işin orasında değiller.Gözden ırak gönülden de ırak misali yurt dışında oyuncuları fazla takip etmiyorlar.O yüzden hem yurt dışındaki oyuncu sayısı az hem de takıma seçilen oyuncu sayısı az.Özellikle bizm Milli Takımda 7 oyuncu varken yurtdışından İtalyanların 4 rakamı oldukça düşük geldi bana.

Arsenal Doğru Yolu Buldu



Bu sezon Arsenal için hiç iyi başlamamıştı.Takım yıldız oyuncularından Fabregas adım adım Barcelona yolunda idi.Anlaşmanın sağlanması an meselesiydi.Arsene Wenger Fabregas'ı takımda tutmak için elinden geleni yaptı ama başaramadı.Fabregas'ın da gitmek istemesi sebeiyle bu transfere izin vermek zorunda kaldı.Fabregas'ın gidişinden sonra takımın en önemli parçası olarak kalan Nasri de gitmek isteyince Wenger iyice zor durumda kaldı.Ne yaptıysa Nasri'yi de ikna edemedi ve gitmesine göz yumdu.

Arsene Wenger sezon başında iki önemli oyuncusunu kaybetmesinden sonra yerlerine genç, gelecek vaad eden isimler transfer etme yoluna gitti.Yani klasik Arsene Wenger transferleri.Ama anlaşılan  Arsenal taraftarları bıkmış  her giden yıldızın ardından alınan genç oyunculardan.Aslında tek sebep bu olmasa gerek.Takımdan yıldızlar ayrıldıkça takımın kupa kazanma şansı da azalıyor düşüncesi deArsene Wenger'in eleştirilmesinde etkili oluyordur.

Arsene Wenger belki de ilk defa ne yapacağını bilmez bir halde sezona başladı.Beklenmedik kayıplardan sonra kolay değildi yeni bir sistem kurmak.Elde kalan oyunculara göre bir oyun oynatması gerekiyordu.Arsene Wenger işleri rayına oturtmaya çalışırken ligde Arsenal iyi gitmiyordu.İk hafta Newcastle deplasmanındaki beraberlik, ardından evinde yıllar sonra gelen Liverpool yenilgisi Arsenal'in işinin zor olacağın gösteriyordu.Asıl kıyamet 3. hafta da koptu.Manchester United deplasmanında alınan 8-2 lik yenilgi Arsene Wenger 'in istifa etmesi gerekir yorumlarını beraberinde getirdi.Bunca yıldır futbol ile ilgiliyim ilk defa Arsene Wenger ile istifa kelimesi aynı cümle içerisinde geçtiğini duydum.Arsene Wenger eleştirileri saygıyla dinledi ama istifa etmedi.Bir şekilde çözüm yolu bulacağına inanıyordu çünkü.

8-2 lik hezimetten sonra 10 Eylül'de oynanan Swansea maçı ile birlikte Arsenal'de toparlanma emareleri baş gösterdi.40. dakikada Arshavin'in golüyle maçı kazanan Arsenal biraz olsun rahat nefes aldı.Ligin 5. haftasında Blackburn deplasmanda Arsenal ilk yarıda 1-2 öne geçmesine rağmen 18 dakikada yediği üç golle 4-2 geriye düştü ve maçı da 4-3 kaybetti.Arsenal ilk haftalara göre iyi top oynuyordu ama şanssızlıkları aynen devam ediyordu.Tottenham deplasmanında 2-1 lik yenilgi alarak iyiye doğru gitse de sonuç anlamında istiskrarsız görünüşünü değiştiremedi.


Tottenham yenilgisi sonrası Arsenal Sunderland galibiyeti ile galibiyet serisine başlayacaktı.Sunderland'ı 2-1, Stoke City'i 3-1, Chelsea'yi 5-3 ve son olarak West B.'i 3-0 yenerek 4 maçtır galip geliyor Arsenal.Bu 4 maç içinde en önemli galibiyet hiç şüphesiz Chelsea maçı idi.Van Persie'nin etkili olduğu maçı kazanmasını bilen Arsenal zirve yarışındaki rakiplerine karşı ilk galibiyetini almış oldu.

İlk 7 maçlık periyotta Arsenal 2 galibiyet, 1 beraberlik, 4 yenilgi aldı ve attığı gol ortalaması 1.43, yediği gol ortalaması 2.28.Son 4 maça baktığımızda ise 4 de 4 yaptı ve 13 gol attı(ortalama 3.25), 5 gol(ortalama 1.25 yedi.Bu rakamlar Arsenal'in durumunu çok net ortaya koyuyor.Arsene Wenger sezon başındaki çaresiz olmasından dolayı takım kötü yoldaydı ama Wenger bir çözüm yolu buldu ve takımı doğru yola sokmasını bildi.Arsene Wenger sezon başında alınan kötü sonuçlar sonrasında kendisini istifaya çağıranlara çok keskin bakıyordur şu an.Bir takıma yeni gelen her teknik adam önce şunu söyler.Yeni takımız o yüzden uyumun sağlanması zaman alabilir.Arsene Wenger de bunu bildiği için kendinden emin bir şekilde eleştirilere göğüs  gerdi ve takımı şu naki haline getirmeyi başardı.

Arsen Wenger'in yüzü artık gülüyor ve Mustafa Denizli vari bir açıklama ile takımına olan güveni belirtiyor.“İlk maçlarda istemediğimiz mağlubiyetler aldık ancak son haftalarda oldukça iyiyiz. Manchester City özellikle Tottenham ve Manchester United deplasmanlarında çok etkileyici sonuçlar aldı. Ancak biz böyle oynamaya devam edersek Aralık ayının sonuna doğru aradaki puan farkını indirebiliriz.Şu ana kadar kimseye yenilmediler ancak bu, hiç yenilmeyecekleri anlamına gelmiyor. Bizim hedefimiz 17 Aralık’ta onlarla yapacağımız karşılaşmaya kadar aradaki puan farkını kapatmak ve o maçta rakibimizi yenip liderliği ele geçirmek.”Arsene Wenger'in  dediği olur mu bilemem ama Arsenal sezon başındaki ölü toprağını üzerinden atmışa benziyor.Bu sezon şampiyonluk zor olabilir ama yine zirve yarışında olacaklardır diye düşünüyorum.Arsene Wenger artık yenilgilerden sonra kara kara düşünmüyor, başı dik bir şekilde takımın mücadelesini izliyor.Arsene Wenger'e de bu yakışır zaten.

7 Kasım 2011 Pazartesi

Barcelona Yenilgisi Sonrasında Düşüş Kaçınılmaz Oldu


Sezona başlarken Forlan, Agüero, Ujfalusi ve De Gea gibi önemli oyuncularını kaybeden diğer tarafta Arda Turan, Diego, Silvio, Adrian ve geçen sezon Avrupa Ligi'nin gol kralı Falcao'yu kadrosuna katan Atletico Madrid hedef olarak Barcelona ve Real Madrid ile birlikte zirve yarışında olmayı koymuşlardı.En azından söylemler o yöndeydi.

La Liga'daki ilk iki maçlarında istedikleri sonuçları alamadılar.İlk hafta evlerinde Osasuna aile 0-0 beraber kaldılar.İkinci hafta ise Valencia deplasmanında 1-0 lık yenilgi aldılar.İki haftada kaybettikelri 5 puan sonrası 3. hafta evlerinde Racing'i 4-0 yenerek ligdeki ilk galibiyetlerini aldılar.Bu maçta yeni transferlerin uyumu Atletico Madrid cephesini sevindirmişti.4. haftaya gelindiğinde evlerinde Sporting'i konuk ettiler.Sporting'e de Racing karşısında uyguladıkları tarifeyi uyguladılar ve 4 hafta sonunda 7 puana ulaştılar.

Takıma yeni gelen oyuncuların, özellikle Falcao, göstermiş oldukları performans ligin 5. haftasındaki Barcelona maçı öncesi takımı umutlandırıyordu.Sezon öncesi koydukları hedef doğrultusunda bu maç çok kritikti.2 maç üst üste kazandıkları için kendilerine olan güvenin artması sonucu barcelona ile baş edebileceklerini düşündüler.

5. hafta mücadelesi başladığında işler Atletico Madrid'in istediği gibi gitmedi.Barcelona maçın ilk dakikasından itibaren topa sahip oldu ve Atletico Madrid'in yarı çizgiyi geçmesine izin vermedi.Hal böyle olunca atletico Madrid dayanamadı ve sahadan 5-0 mağlup ayrıldı.Maç öncesi düşüncelerine bakarsak 5-0 lık yenilgi Onlar için tam bir faica oldu.

Küçük takımlar Barcelona karşısında aldıkları farklı yenilgileri kafalarına takımıyor olabilirler ama hedefi büyük olan bir takım olan Atletico Madrid bu yenilginin etkisinden kolay kolay kurtulamadı.Bu ağır yenilginin ardından çıktığı 4 maçta 3 beraberlik(Sevilla, Granada, Mallorca), 1 yenilgi(A.Bibao) aldılar.Bu 4 maçta sadece 1 gol atabildiler.

İşler kötü giderken, gol sıkıntısı çekerken Atletico MAdrid'in imdadına Zaragoza maçı yetişti.Adrian'ın iyi maç çıkardığı, Arda Turan'ın bir asist yaptığı maçta Zaragoza'yı 3-1 yenerek 5 maç sonra galip gelmeyi başardılar.Tam işler yolunda girdi diye düşündükelrinde Getafe deplasmanında hiç ummadıkları bir yenilgi alarak sezon içindeki inişli çıkışlı performanslarını bir kez daha gösterdiler.

Zirve mücadelesinde yer almayı hedefleyen takım iken bir anda zirveden uzaklaştılar.11 haftada 3 galibiyet, 4 beraberlik ve 4 yenilgi alarak 13 puan topladılar.14 gol atıp 14 gol yediler.Artık bu noktadan sonra ilk 4'e girmeye çalışacaklardır.Ama bunu yapabilmeleri için deplasmanda da maç kazanmayı başarmalılar.Deplasmanda oynadıkları 5 maçın 4'ünü kaybetmiş Atletico Madrid.Kaybetmek bir kenara gol bile atamıyorlar.Sadece 2 gol atabilmişler.

Milli maçlar arası yakından takip ettiğimiz Atletico Madrid'e yakından bakmak istedim.Sezon başında Arda Turan'ın etkisiyle maçlarını izlediğimiz Atletico Madrid zirveden giderek uzaklaşıyor.İstikrarsızlıkları en büyük tehlike.Evlerinde gösterdikleri performansı deplasmana da taşımayı bilirlerse üst sıralara doğru çıkma şansı yakalayabilirler.Milli maçlar arasından sonrasında 20 Kasımda evinde Levante ile, 27KAsımda ise MAdrid derbisinde Real Madrid ile karşılacaklar.Bu iki maçtan 6 puan çıkarmayı başarırlarsa tekrardan kendilerine gelirler diye düşünüyorum.Umarım bir çizgi tutturup ilk 4 mücadelesinde kendilerine bir yer bulurlar.

Yok Böyle Bir Maç



Bayram ziyaretlerine ilk olarak dedemlerden başlamıştım.Otururken televizyonda kanallara tek tek bakarken Utrecht - Ajax maçına denk geldim.İyi ki de denk gelmişim.Çünkü çok güzel bir maç oldu.Peş peşe gelen Utrecht gollerinden sonra Ajax cephesi biraz afalladı.Ne olduğunu anlayamadılar.Ajax kalecisinin yüzü görülmeye değerdi.Futbolu bırakacak bir bakışla maçı sürdürdü.

Hedef Maçlar Bir Bir KAybediliyor(Beşiktaş M.:83 - Fenerbahçe Ü.:78)



Sezon başından beri Fenerbahçe Ülker'in doğru yolda olmadığından bahsediyoruz.Sağolsun Nevan Spahija bizi doğru çıkarmak için elinden geleni yapıyor.Aslında suç Nevan Spahija'da mı yoksa oturtmaya çalıştığı sistemden mi iyi incelenmesi gerekiyor ama sonuçta tüm yorumların ucu Nevan Spahija'ya dokunacaktır.Fenerbahçe Ülker bu sezon hiçbir hedef maçını kazanamadı.Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı Galatasaray Medical Park'a kaptırdı.Eurolig'de Caja Laboral ve Olympiakos maçlarını kaybetti.En son olarak Beko Basketbol Ligi'nde Beşiktaş Milangaz'a yenildi.Bu maçları geçen sezonki Fenerbahçe Ülker olsaydı kesinlikle kazanırdı ama bu sezon sistemin ve oyuncu profilinin değişmesi ile birlikte bu tür maçları kaybetme potansiyeline sahip bir takım haline geldi.Geç olmadan gerekli müdahelelerin yapılması gerekiyor.Geçen sezonki oyundan sonra bu sezon olası başarısızlık bizlerde çok büyük üzüntüye sebep olur.

Salon: Sinan Erdem Spor Salonu

Hakemler: Erşan Kartal, KAAn Büyükçil, Alper Özgök

Beşiktaş Milangaz (83): Mehmet Yağmur 1, Zoran Ergec 18 (8 ribaund), Deron Williams 21 (5 ribaund, 5 asist), Semih Erden 10 (7 ribaund, 1 asist), Can Akın 8 (2 ribaund, 2 asist), Marcelus Kemp 19 (1 ribaund, 3 asist), David Hawkins 2 (3 ribaund, 2 asist), Ersin Dağlı 4 (2 ribaund),

Fenerbahçe Ülker (78): Roko Ukic 16 (3 ribaund, 2 asist9, Curtis Jerrells 11 (1 ribaund, 1 asist), Ömer Onan 2 (1 ribaund, 1 asist), Engin Atsür (2 ribaund), Gasper Vidmar 7 (3 ribaund, 1 asist), Kaya Peker (1 ribaund), James Gist 2 (2 ribaund, 1 asist), Oğuz Savaş 16 (8 ribaund), Bojan Bogdanovic 8 (5 ribaund, 2 asist), Emir Preldzic 16 (8 ribaund, 4 asist),

1.Periyot:28-20
2.Periyot:19-14
3.Periyot:17-16
4.Periyot:17-28

13 Gol Etkileyici Ama...



Neredeyse bitme noktasına gelen kariyerini Şenol Güneş ile birlikte yeniden şekillendiren Burak Yılmaz Spor Toto Süper Lig'de gollerini atmaya devam ediyor.10 hafta sonunda Trabzonspor 16 gol attı.Bunların 13'ü Burak Yılmaz'dan geldi.Burak Yılmaz'ın bu sezonki performansı için geçen sezon kaldığı yerden devam ediyor olarak açıklayamayız.Bu sezon bambaşka bir yerde bulunuyor.Geçen sezonki performansı da iyidi ama bu sezonki bir başka.İlk etapta attığı 13 gol bizleri büyüleyebilir ama sizce de bir gariplik yok mu?Takımının attığı 16 golün 13'üne imza atması kendisi açısından iyi ama takımı açısından iyi bir istatistik değil.Goller oyuncular arasında homojen olarak dağılsa Burak Yılmaz 5 ile 8 arasında bir sayıya sahip olurdu.O yüzden Burak Yılmaz'ı performansından dolayı kutlayalım, aman nazar değmesin diyelim ama diğer taraftan da Trabzonspor'daki diğer oyuncuların katkılarından bahsedelim.Herşey Burak Yılmaz'a bağlanırsa CSKA Moskova maçı gibi pozisyona bile giremezsiniz.Trabzonspor ikinci bir oyuncu bulabilirse Burak Yılmaz biraz daha rahatlayacaktır ve daha fazla gol atma şansı bulacaktır.Sezona müthiş giriş yaptı ama zamanla takımlar Burak Yılmaz'ı çözdükçe verimliliği azalabilir diye düşünüyorum.Trabzonspor ve Milli Takım'daki sorunlar benzediğinden Hırvatistan maçlarında da sıkıntı yaşamamak için ikinci bir oyuncuyu çıkarmalıyız.Yoksa kısa vadede Milli Takım, uzun vadede ise Trabzonspor sıkıntı yaşar.

6 Kasım 2011 Pazar

Gitmek İstiyorum Ama Gidemiyorum

Federasyon ne yapmaya çalışıyor bilmiyorum.Galatasaray - Fenerbahçe maçını hafta içine hem de 19.30 a koyarken ne düşündüler acaba merak ediyorum.Derbiyi bir Galatasaraylı arkadaşımla birlikte izlemeyi hedefliyordum ama maçın hafta içi olması ve maçın 19.30 da başlaması tüm planlarımı alt üst etti.Büyük ihtimalle maça gidemiyorum.Çünkü o saatte trafiğin kilitlendiği saatte o maça yetişmem mümkün değil.Bu yüzden bu maçın 7 Aralık Çarşamba 19.30 da oynanmasını isteyen Federasyona sevgilerimi yolluyorum.Geldiğiniz günden beri herkesi memnun etmeye çalışmak yerine adam akıllı kararlar alsanız daha iyi olurdu.Marka değeri asıl bu tür kararlar ile darbe yer farkında değilsiniz.

Böyle Saçma Ceza Olmaz



Beşiktaş - Fenerbahçe maçının son dakikalarında Beşiktaş tribünlerinin sahaya atkı atma olayını takdir etmiştik ve bunu düşünenlere teşekkür etmiştik.Çünkü burada amaç yabancı madde atmak değil Van'daki depremzedeler için bir yardım idi.Ama gelin görün ki bazı insanlar bunu yabancı madde oalrak algılamış ve Beşiktaş'a 20000 TL para cezası vermiş.Ben bu kadar saçma karar görmedim.Maçın duraklamasına neden olmuş olabilir ama ceza verirken önce niyete bakılsaydı bu cezanın verilmemesi gerektiği anlaşılırdı.Eminim ki bu cezayı verenler de biliyor ki bu atkılar yardım için atıldı.Ama cezayı verenler kitapta ne yazıyorsa onu uygulamayı seçmişler.Hadi ceza vermeyi düşünüyorsunuz bari cezayı sembolik yapsaydınız.Mesela 20000 TL yerine 1 TL yapsaydınız cezayı.Daha şık durmaz mıydı.Hem böylece kuralı da uygulamış olurdunuz.Yazık gerçekten.Bu atkıların atılmasını rakı şişesini atmakla bir tuttunuz ya size daha ne söylenir ki.

Alex Ferguson'un Başı Dik



Avrupa Yakası'nda "Bir Burhan Altıntop kolay yetişmiyor" repliği vardı.Bu repliğin futbol versiyonu da var."Bir Alex Ferguson kolay yetişmiyor."Alex Ferguson hakkında yapılan belgesellerde ilk cümle "United'ın başına geçtiğinde 25 yıl bu takımda kalacağını tahmin etmiyordu" olur.Bir Alex Ferguson kolay yetişmediği için Manchester United'ın başında geldiği günden beri bir sistemin peşinden gitti ve şu ana kadar kazandıkları ortada.Alex Ferguson oyuncu merkezli bir anlayış yerine bir sistemden yana bir hoca olduğundan takımdan ayrılan yıldızların yerine hep birileri bulmayı başardı.Beckham'dan boşalan yeri C.Ronaldo ile doldurması ve C.Ronaldo'dan sonra da Nani'yi yaratması son yıllardaki en iyi örneklerden biri.


Sunderland maçı öncesi ustaya saygı göstergesi olarak hakemler dahil herkes alkışladılar.25 yılda yaptıklarına bakarak kendinden emin bir şekilde alkışlar eşliğinde sahaya çıkarken ki yüz ifadesi aslında her şeyi anlatıyor.Kendisine biz de nice 25 seneler diyelim.Her ne kadar şampiyonluk sayılarında Manchester United'ı Liverpool'un önüne taşısa da kendisine saygım her zaman sonsuzdur.

Playoff Öncesi Aday Kadro Açıklandı


A Milli Futbol Takımımız 11 Kasım ve 15 Kasım'da çok kritik iki maça çıkacak.Euro2012 playoffunda Hırvatistan ile karşılaşacak olan A Milli Futbol Takımımız Hırvatistan'ı geçtiği takdirde 2008 yılındaki noktaya gelme şansını yakalayacak.Bu iki maç öncesi teknik heyet tarafından aday kadromuz açıklandı.

Kadro hakkında söyleyebileceğim tek şey neden Mehmet Topuz yok olacaktır.Fenerbahçe'den Selçuk Şahin'in yerine Mehmet Topuz tercihi daha uygun olabilirdi.Caner Erkin bu sezonki performansıyla kadroya çağrılan isimler arasında.Bursaspor'dan Ozan İpek ismi dikkat çekici.Milli takım tercihini bizden yana kullanan Ömer Toprak'ı kadroda görmek sevindirici.

Tek sıkıntımız forvette olacak gibi duruyor.Burak Yılmaz dışında formda olan oyuncumuz yok.Ayrıca Burak Yılmaz'ın oyun tarzı da ezberlenmiş durumda.Rakipler önlem aldı mı Burak Yılmaz kilitlenebiliyor.Çağrılan isimlere baktığımızda Umut Bulut ve Halil Altıntop istenilen düzeyde değiller.Ama mecburen bu iki isimden birisi ilk 18de yer alacak.

Kısacası kadroya baktığımızda arka taraf tamam da ön tarafta biraz sıkıntı var gibi gözüküyor.Gol yollarında sıkıntı yaşarsak elenmemiz kaçınılmaz olur.Hırvatistan her ne kadar iyi durumda olmasalar da hücum silahları bizden daha fazla maalesef.O yüzden hücumdaki üretkenliğimizi arttırmalıyız Euro 2012 ye gitmek istiyorsak.

Kaleci: Volkan Demirel, Tolga Zengin, Sinan Bolat
Defans: Gökhan Gönül, Sabri Sarıoğlu, Servet Çetin, Ömer Toprak, Egemen Korkmaz, Giray Kaçar, Hakan Balta, İsmail Köybaşı
Orta saha: Hamit Altıntop, Gökhan Töre, Selçuk Şahin, Mehmet Topal, Emre Belözoğlu, Selçuk İnan, Caner Erkin, Arda Turan, Ozan İpek,
Forvet: Burak Yılmaz, Kazım Kazım, Umut Bulut, Halil Altıntop

5 Kasım 2011 Cumartesi

Thats For You Son



FM oynayanların bildiği Billy Sharp attığı golü kaybettiği oğluna armağan etmiş.Allah kimseye evlat acısı vermesin.Billy Sharp'a baş sağlığı diliyorum.

Böylelerini Kulüpten Göndereceksin

Mancini'ye Buz Tedavisi


Villarreal Vs Man City " Mancini So Funny " KooraPage

Söylesene Bize Hocam Vidmar Neden Oynamıyor?


Geçen sezon Gasper Vidmar'ın sakatlığı sonrası Fenerbahçe Ülker'in pota altının zayıfladığını ve Vidmar'ı çokça aradığını söylüyorduk.Vidmar gibi bir oyuncu bulamadığımızdan doalyı geçen sezon belki de F4'u kaçırdık.Bu sezon başında sağlıklı bir Vidmar'ı gördüğüm için çok sevinmiştim ama Koç Spahija belli ki sevinmemiş.Çünkü bu sezon Vidmar'ın dakikaları oldukça düşük.Maçlara ilk beşte başlamasına rağmen oyunun devamında Spahija O'nu tercih etmiyor.Bu sezon için tercih edilen oyuncuların pofillerine baktığımızda oyun anlayışındaki değişiklik Vidmar'ın dakikalarını azaltmış olabilir ama tek neden budur diyemiyorum.

Fenerbahçe Ülker'in bu sezon hem Beko Basketbol Ligi'nde hem de Eurolig'de oynadığı toplam 6 maçın istatistiğine bakarak Vidmar'ın aldığı dakikaları çıkardım.Sırasıyla Vidmar'ın dakikalarına bakalım.

15 Ekim Fenerbahçe Ülker-Trabzonspor-----24.51 dakika---8 sayı---3 ribaund
19 Ekim Fenerbahçe Ülker-Caja Laboral----17.40 dakika---6 sayı---6 ribaund
22 Ekim Antalya BB.-Fenerbahçe Ülker-----08.53 dakika---5 sayı--- 3 ribaund
27 Ekim Olympiakos-Fenerbahçe Ülker-----07.09 dakika---0 sayı---1 ribaund
29 Ekim Fenerbahçe Ülker-Bandırma Kırmızı-13.51 dakika--4 sayı---6 ribaund
3 Kasım Fenerbahçe Ülker-Nancy-----------05.05 dakika---3 sayı---2 ribaund


Vidmar bu 6 maçta 13 dakika ortalamasıyla oynamış.Son dört maçta ise ortalama 9 dakika oynamış.6 maçı 4.3 sayı ve 3.5 ribaund ortalamalarıyla tamamlamış Gasper Vidmar.Dikkat edilecek olursa Vidmar'ın dakikaları arttığında katkısı da artıyor.Belli ki Spahija Vidmar'ı kullanmayı düşünmüyor.Sadece ilk beşte çıkaracağı bir oyuncu olarak düşünüyor.Spahija pota altı oyuncusu olarak ilk olarak Gist'i düşünüyor.Sonra en çok dakika alan oyuncu Oğuz Savaş.Görülüyor ki Spahija Gist&Oğuz ikilisini daha çok kullanmak istiyor.Kaya Peker istikrarlı bir şekilde dakikalarını alıyor ama Vidmar sezon başından beri gönül rahatlığıyla bir maç oynayamadı.

Bu durum şimdilik göze batmayabilir ama sonuçlar kötü olmaya başlayınca ilk söylenecek şey Vidmar neden az kullanılıyor olacaktır.Keşke bunun nedenini Spahija'dan duyabilsek.Geçen sezon yokluğunda oldukça sıkıntılı günler geçirdiğimiz Vidmar bu sezon nasıl olur da yararlanılmayan bir oyuncu haline gelir.Bunu sadece sistem değişikliği ile anlatılamaz diye düşünüyorum.

Eurolig'de 2. Hafta:2 Galibiyet 1 Mağlubiyet


Eurolig'de  2 galibiyet, 1 yenilgi alarak ikinci haftayı tamamladık.Anadolu Efes deplasmanda E.Milano'yu, Fenerbahçe Ülker ise evinde Nancy'i yendi, Galatarasay Medical Park ise deplasmanda M.Siena'ya farklı mağlup oldu.Anadolu Efes baştan sona üstündü, Fenerbahçe Ülker ilk devrede yakaladığı farkın üçüncü çeyrekteki kötü oyunuyla erimesine izin verdi ama maçın sonlarında Ömer Onan'ın sorumluluk almasıyla en azından bir galibiyet aldı, Galatasaray Medical Park için tam anlamıyla hezimet idi.Bu maç özelinde Galatasaray Medical Park'ı eleştiremem.Çünkü oynadığı takım Siena yükseklerde olduğu için oralara erişebilen takım sayısı oldukça az.O yüzden bu maç Galatasaray Medical Park için sadece bir maç olarak kalmalı ve yoluna devam etmeli.Acı tecrübe oldu ama geride bırakmasını bilmeli.

Hafta Türk takımlarımız iyi geçti diyebiliriz.Özellikle Fenerbahçe Ülker'in ilk galibiyetini alması önemliydi.Çünkü eğer bu maçta bir kaza olsaydı bir sonraki maçta Bilbao maçında işler biraz daha zorlaşabilirdi.Anadolu Efes iyi bir takım, zaten oynadıkları basketbol bunu gösteriyor.Galatasaray Medical Park ise çaylak olduğu için ilk etapta bu deneyimin tadını çıkarmalı.Bu ligden ne kapabiliyorsa kapabilmeli.