29 Temmuz 2012 Pazar

Saras Barcelona'da




Fenerbahçe Ülker'e geldiğinde fazlasıyla heyecanlanmıştım.Çıplak gözle izleme şansına eriştiğim için çok mutlu olmuştum.Eski günlerinden kalan bir performans fazla izleyemedik ama en azından canlı canlı izleyebilmenin gururunu yaşadım.36 yaşındaki Sarunas Jasikevicius kariyerini bu sezon Barcelona'da sürdürecek.Geçen sezon 1 numarada zorluk yaşayan Barcelona'da o eksikliği bir nebze olsun giderebileceğini düşünüyorum.

Nuri Şahin Ada Yolcusu mu?



Almanya'da Dortmund forması ile iyi sezonlar geçiren Nuri Şahin bu performansının meyvesini Real Madrid'e giderek almış oldu ama Madrid'e geldiği günden beri işler istediği gibi gitmedi.Sezona sakat başlamasının etkisiyle fiziksel açıdan zorluk yaşadı ve kadroya girmek konusunda başarısız oldu.Hal böyle olunca sezonun kayıpları arasında kendisine yer buldu.Şu günlerde Nuri Şahin'in Real Madrid'den ayrılabileceği söyleniyor ki olma olasılığı hiç de az değil.Satılık opsiyonu düşünülmese bile en azından kiralık verileceğini düşünüyorum.Nuri Şahin'in adı geçtiği takımlar arasında genç seven arsene Wenger'in takımı Arsenal ile Tottenham yer alıyor.Özellikle Mourinho'nun Modric'i istemesinden dolayı bu transferde takasta kullanılması daha çok gerçekçi gözüküyor.Nuri Şahin'in bu sezon başka bir takımda oynaması kendisi açısından çok önemli diye düşünüyorum.Maç kondisyonuna ulaşması için devamlı oynayabileceği bir takımda olması şart.Milli Takım için de son derece önemli Nuri Şahin'in devamlılık kazanması.Umarım Nuri Şahin kendisi için en doğru kararı verir.

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Andy Schleck Vuelta'da Yok




2012 Fransa Bisiklet Turu'nda Andy Schleck'in olmamasından dolayı üzüntülü olduğumuzu belirtmiştik.Tüm umudumuz en aızndan İspanya'ya yetişmesi yönündeydi ama yapılan açıklamaya göre Andy Schleck İspanya'da da yarışamayacak.Contador&Froome çekişmesinde 3. isim olarak Andy Schleck'in olması Vuelta'yı daha heyecanlı yapardı ama sağlık olsun.Andy Schleck'in çekilmesi ile tüm gözler artık Contador&Froome mücadelesinde.

Alex Haklı Beyler


Fenerbahçe'de Alex de Souza ne zaman basın toplantısı yapsa bizler fazla alışık olmadığımız için biraz şaşırıyoruz söylediklerinden dolayı.Oyunda akıl hocalığı yapması yanında saha dışında düşündüğünü söyleyebildiği için her zaman takdiri toplamıştır.Alex de Souza son yaptığı basın toplantısında Fenerbahçe'de gençlerin yer bulamadığından bahsetmiş ki son derece haklı.Aslında bizler bunun farkındayız ama bir türlü söyleyemiyorduk veya söylemek istemiyorduk.Ama Kaptan Alex de Souza gemisindeki sorunu dile getirmekten çekinmedi.


Kaptanın söylediklerinden yola çıkarsak aklıma bazı oyuncular geldi hemen.Mesela orta  sahada Abdülkadir Kayalı ismi vardı.Gelecekte Fenerbahçe'nin orta sahası emanet edilecekti.Takımda şans bulamadı, kiralık verildi ama geri dönüşü olmadı.Kayboldu gitti.Hemen arkasından İlhan Parlak ismi gelir.Yetenekli genç forvetler arasında adı geçiyordu ki hakikaten belli başlı yetenekleri vardı.Fenerbahçe kariyeri boyunca forma bekledi bekledi ama bir türlü beklediği forma gelmedi ve oynamadığı için kendisini gösteremedi ve o beklenen patlamayı yapamadı.Daha sonra Alex de Souza'nın dediği gibi Gökay İravul kısa süreliğine oynamıştı orta sahada.Ondan da beklentiler yüksekti ve yavaş yavaş oynamaya başladığı için daha fazla umutlanmıştık diğer örneklere göre ama başarı endeksli bir ortam olduğu için Gökay arkasını getiremedi.Son olarak bahsedebileceğim isim Olcan Adın.Fenerbahçe kariyeri boyunca oynamak için elinden gelen her şeyi yaptı.Çalıştı çabaladı ama bir türlü formayı kapamadı.Belki yeterli değildi belki de tercih edilmedi ama sonuçta elde var sıfırdı Olcan Adın için.

Kısa sürede aklıma gelen örnekler bunlar.Elbette daha ayrıntılı düşündüğümüzde başka isimler de ortaya çıkacaktır.Aslında gençlerin forma şansı bulamama sorunu sadece Fenerbahçe'ye özgü bir sorun değil.Genel olarak spor kulüplerimizin sorunu.Bu durumun ortaya çıkması sporun tamamen başarıya endeksli olmasından kaynaklandığı aşikar.Çünkü başarı yolunda gençlerin yapacağı bir hata göze batacağından dolayı hem teknik adam takımın zarar görmemesi için o genci oynatmıyor hem de o genci daha yolun başındayken özgüveninin zarar görmesini istemiyor.Görüntü bu iken gençler şansı azalıyor.Bu düşünce kısa sürede değişmesi mümkün değil ama en azından bir yerden başlamak gerekiyor diye düşünüyorum.Tabi öncelikle sporda başarının önemli olmadığını, önemli olanın sporcu yetiştirmek ve spor kültürünü yerleştirmek olduğunu anlayarak işe başlayabiliriz.Ne kadar umutlu derseniz fazla değil ama

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Uyumun Önemini Düşündüğümüzde...


Fenerbahçe defans bölgesine hem Egemen Korkmaz'ı hem de Hasan Ali Kaldırım'ı alarak kendisi açısından büyük bir iş yapmış oldu.Kulüp için yararlı bir karar olması yanında Milli Takım için de iyi bir hamle olduğunu söyleyebiliriz.Milli Takım'ın defans hattını düşündüğümüzde Gökhan Gönül-Egemen Korkmaz-Ömer Toprak-Hasan Ali Kaldırım dörtlüsünün 3ü Fenerbahçe'de birlikte oynayacak.Bu 3lüye kalede Volkan Demirel ve defansif orta saha olarak Mehmet Topal'ı eklersek bu 5 oyuncunun Fenerbahçe'de göstereceği uyum Milli Takım'a fazlasıyla yansıyacaktır diye düşünüyorum.Milli Takım2da oyuncuların birlikte çalışmaları çok kısıtlı olduğu için oyuncuların birbirini tanıması noktasında aynı takımda oynamalrı büyük avantaj.Bu anlamda sasvunma anlamında daha iyi bir Milli Takım izleyeceğimiz düşünüyorum ki yeni bir oluşum içerisinde olan Milli Takım'da Abdullah Avcı ve ekibinin işini biraz olsun kolaylaştıracaktır.Bu anlamda bu trasnfer atağını ülke futbolumuz için faydalı görüyorum.Umarım bunun meyvesini almayı başarırız.

Bu Nasıl Bir Vicdan?


Milli kayakçı Aslı Nemutlu'nun ölümü sonrasında olayın aydınlatılacağını beklerken işler başka yöne gitmeye başladı.İhmaller göz önündeyken ve Bakanlık tarafından atanan müfettişlerin raporlarını gördükten sonra bu ölümde ihmali olanların cezalandırılacağını bekledik.Ama savcılık soruşturmasında atanan 2. bilirkişi öyle bir rapor hazırladı ki vicdanları yaraladı resmen.Meğer o olayda hiç ihmal yokmuş ve tek suçlu Aslı Nemutlu imiş.Çünkü Aslı düşmeyi bilmiyormuş.Bilirkişiye göre demek ki Aslı düşmeyi bilse parkurun kenarlarında olmaması gereken tahta bariyerlere güvenli bir şekilde çarpıp hayatta kalabilirmiş.Bu nasıl bir mantıktır anlamıyorum bir türlü.Birilerini korumak amaçlı, bu işten kurtarmak amaçlı bazı raporlar hazırlayanlar acaba vicdani açıdan nasıl bir hal içerisindeler?Milli sporcumuz ihmaller neticesinde aramızdan ayrılıyor.Bizlere düşen görevin sorumluları bulmak gerekirken ahbap çavuş ilişkişi ile bazı raporlar hazırlanarak kendimizi bu işten kurtarmaya bakıyoruz.Hakikaten bu vicdansızlıktır.Bir kere olsun sorumluları cezalandırma erdemliğini gösterelim ki spora başlama niyetinde olan çocuklarımızın korkularını azaltalım.Sorumlular cezalandırıldıkça ihmaller ortadan kalkar ve daha güvenli bir spor ortamı oluşur.Böylece çocuklarımız sadece spora odaklanırlar.Bu konuda Spor Bakanı Suat Kılıç'tan umutluyum açıkcası.Umarım buişin sonuna kadar gider ve çocuklarımıza güvenli bir spor ortamı yaratır.

İngiltere'de Zafer Webber'in


Fransa Bisiklet Turu ile çakıştığından dolayı fazla takip edemedim ama yine de Webber'in Alonso'yu geçişini yakalayabildim.Mclaren'in, Lewis Hamilton'un evinde Alonso'nun zaferle ayrılması bir Mclaren sempatizanı olarak beni huzursuz ederdi.O yüzden son turlarda açıkcası Webber'i destekledim.Eminim ki tribüleri dolduram Mclaren taraftarları da Webber'in kazanmasına sevinmiştir.Alonso 2. olmasına rağmen sürücüler klasmanındaki liderliğini sürdürdü.Webber de bu galibiyetle Alonso'yu yakın takibe aldı.

Bu arada Webber'in son yarışlarda performansını artırması takım arkadaşı Vettel ile roller mi değişiyor yorumlarına neden olmaya başladı.Takım içi liderlik kolay kolay değişmez ama Webber arkasına aldığı bu rüzgar ile zaferler elde etmeye devam ederse Vettel takım içinde liderliği kaybedebilir.


1. Fernando Alonso (İspanya) 129 puan
2. Mark Webber (Avustralya) 116
3. Sebastian Vettel (Almanya) 100
4. Lewis Hamilton (İngiltere) 92
5. Kimi Raikkonen (Finlandiya) 83
6. Nico Rosberg (Almanya) 75
7. Romain Grosjean (Fransa) 61
8. Jenson Button (İngiltere) 50
9. Sergio Perez (Meksika) 39
10. Pastor Maldonado (Venezuela) 29

10 Temmuz 2012 Salı

Gönüllerin Şampiyonu


2 sene önce bu ikili yine bir finalde karşılaşmıştı ve yine kazanan Roger Federer olmuştu ve o gün Roger Federer Andy Murray'a "Üzülme bir dahaki sefere sen kazanırsın." demişti.Andy Murray o günden sonra bir Grand Slam kazanmaya fazlasıyla yaklaşmıştı haftasonu.Hem de kendi seyircisi önünde.Wimbledon'da bir Britanyalı en son 1936 yılında kazandığını düşünürsek Andy Murray üzerinde şu ana kadar hissetmediği kadar baskı hissetti.Hazır finalde Nadal veya Djokovic yok fırsat bu forsattır diye düşünen birçok Britanyalı önünde saha dışını düşünmemek imkansız zaten.Buna rağmen Andy Murray iyi başladığı maçın kontrolünü yavaş yavaş Federer'e kaptırdı ve kendisinin ve özellikle tüm Britanyalıların özlemi olan şampiyonluk bu sene de gelmedi.Şampiyonluk Roger Federer'in olabilir ama benim açımdan şampiyon Andy Murray'dir.Ülkesinden şampiyonluk ne zaman sorularına her zaman maruz kalan biri için verdiği mücadele hakikaten takdir edilmesi gerekiyor.Nadal, Djokovic ve Federer üçlüsü olmasaydı ya da en azından ikisi olmasaydı Andy Murray şu an şampiyonluk kupalarından koleksiyon yapmıştı.Maalesef biraz arka planda kalıyor yetenekli olmasına rağmen.C.Ronaldo'nun Messi'nin varlığından dolayı yaşadıkları gibi.

8 Temmuz 2012 Pazar

Ray Allen Miami Yolcusu



NBA'i eskisi kadar takip edemesem de yine de göz ucuyla bakıyorum.NBA'de takımlar arası transferler sıklaşmaya başladı.Steve Nash'in Lakers'a gitmesi, Jason Kidd'in New York ile anlaşması dikkat çeken transfer haberleri idi.Ta ki Ray Allen'ın Miami Heat'e gittiğini duyana kadar.Bir sezon çok kötü rakamlara ulaştıktan sonra takıma Ray Allen ve Kevin Garnett'in getirilmesi ile şampiyonluğa ulaşan Boston'a sempati besliyordum.O sezon iyi bir hava yakalamışlardı ve sonuca gitmesini bildiler ama sonrasında işler iyi gitmedi.Çünkü artık veteranlar takımı olarak anılmaya başladılar ki doğru olduğu aşikar.Yani bir anlamda bu saatten sonra şampiyonluk biraz uzak ihtimal.Hal böyle olunca Ray Allen bir yüzük daha alabilmek içini son şampiyon Miami Heat'in yolunu tuttu.Birkaç sitede bu transfer için Allen Lebron'un yanına gitti şeklinde haber yapmışlar.Doğru mudur?Elbette doğrudur.Miami Heat önceleri Wade'in "çöplüğü" olarak anılıyordu ama Wade'in kendisinin de rızasıyla ikinci plana çekilmesiyle takım Lebron'un takımı oldu.Üst üste iki kez finale çıkmaları da onları bir anda her oyuncunun oynamak isteyeceği bir takım haline getirdi.Bu anlamda Ray Allen'in bu seçimi yadırganmamalı.Elbette Boston taraftarları bu ayrılığa kızacaklardır ama her güzel şeyin bir sonu var ve bu sonu oyuncular belirliyor.Bizim elimizden gelen bir şey yok maalesef.

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Fernando Torres ve 3 Kupa


Liverpool'dan Chelsea'ye gittikten sonra bir türlü kendisini bulamayan Fernando Torres için 2012 senesi inanılmaz bir yıl oldu.Üzerindeki baskı nedeniyle beklentileri karşılamakta zorlanan Torres'in Federasyon Kupası'nda golleriyle takıma katkı verdiğini, Şampiyonlar Ligi yarı final maçında Barcelona'ya ölümcül darbeyi vuranın olduğunu ve 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda attığı 3 golle hem takıma şampiyonlukta yardım ettiğini hem de turnuvanın gol kralı olduğunu anımsadığımızda hakikaten inanılmaz bir yıl geçirdiğini söylemek yanlış olmaz.Chelsea'ye gidişinden donra bir burukluk yaşasam da bu performansından dolayı kendisini kutlamak isterim.2012 yılında resmen "Winner" oldu Fernando Torres.

Uğur Boral Denilince Akla Gelen İlk Şey...


Sokakta dolaşırken herhangi bir insana "Uğur Boral" dediğinizde hemen "Sevilla" cevabını verecektir.Başka bir maç, başka bir kelime kullanmayacaktır kesinlikle.Çünkü kariyerinde zirveyi gördüğü başka an yoktur.Hakikaten Sevilla maçlarında öyle bir futbol oynamıştı ki hem şu an Barcelona'da forma giyen Dani Alves'i perişan etmişti hem de Avrupa'nın en gözde futbolcusu olmayı başarmıştı.Çok iyi hatırlıyorum Sevilla maçları sonrasında o zamanlar Sevilla'da forma giyen Diego Capel ile takas edilmesi bile gündeme gelmişti.Doğru mudur yanlış mıdır bilemem ama sonuçta böyle haberler dolanmıştı.Sevilla'yı eledikten sonraki Kadıköy'de oynanan ilk maçta Uğur Boral'a gösterilen sevgiyi de hala hatırlıyorum.Ben de o maçta tribündeydim ve inanılmaz bir destek vardı.O günler güzel olmasına rağmen devamı gelmedi maalesef.Ya da geldi ama bize Sevilla maçında gösterdiklerinin bir iki tık aşağısında gösterdiği için bizler göremedik.Bilemiyorum ama bir daha Uğur Boral Sevilla maçlarındaki Uğur Boral olamadı.Belki de kariyerinin maçı altında ezildi.Üzerinde fazla baskı hissetti.Her şey söylenebilir elbet.Uğur Boral Beşiktaş ile anlaştığını duyunca kendisi adına sevindim.Belki bundan sonra zirveyi göremez ama en azından insanları tekrardan etkilemeyi başarabilir.Umarım Beşiktaş kariyeri kendisi için hayırlı olur.

Diego Forlan Nereden Nereye?



2010 Dünya Kupası'nda Uruguay'ı tek başına taşıyan ve inanılmaz bir form grafiği gösteren Diego Forlan resmen nereden nereye konulu programlara malzeme oldu.2010 yazında herkes tarafından istenilen bir oyuncu iken 2012 yazında sessiz sedasız Internacional takımına transfer oldu.Hakikaten öğle kuşapında yayınlanan programlara konu olacak bir dönem geçirdi.Diego Forlan bizlere bir kez daha gösterdi ki doğru zamanda doğru yerde olman gerekiyor.Gerçekten yazık oldu.33 yaşında olmasına rağemn bizlere izleteceği daha çok performans vardı diye düşünüyorum.Avrupa'dan ayrılışı erken oldu bana göre.

6 Temmuz 2012 Cuma

Peter Sagan 3 Dedi


2012 Fransa Bisiklet Turu'nda bugün 6. etabını Peter Sagan kazanarak turdaki 3. galibiyetini  almış oldu.İlk bisiklet turunda 3. galibiyet alması gerçekten etkileyici bir performans.Ama bana kalırsa ilk iki zaferi tam anlamıyla hak etti ama bugünkü etabı biraz da kazanın etkisi ile kazandı diye düşünüyorum.Etabın sonunda yaklaşık 23km kala ana grupta meydana gelen kaza sonrası ana grup ikiye bölündü.Kazaya yaklaşık 50 sporcunun karıştığını söylersek sonucu etkilediğini kolaylıkla görebiliriz.Daha da önemlisi kazanın ortasında kalan genel klasman favorilerinin olması sadece etabı değil sarı mayo yarışını da etkilediğini görebiliriz.Frank Schleck, Ryder Hesjedal, Robert Gesink ve Michele Scarponi gibi önemli isimler de kazanın mağdurları oldu ve sarı mayo yarışında gerilerde kaldılar.İtalya Bisiklet Turu şampiyonu Ryder Hesjedal 13 dakika kaybetti mesela.En çok da Ryder Hesjedal'a üzüldüğümü belirtmeliyim.Sky ve BMC takımları liderlerini sağsalim finişe getirmeyi başardılar.Günün kazananları diyebiliriz.Yarın dağlık etap bizleri bekliyor.İlk 6 etaba göre biraz daha hareketli geçecektir diye düşünüyorum.Özellikle taktiklar bakımından.

1 Fabian Cancellara (Swi) RadioShack-Nissan      29:22:36
2 Bradley Wiggins (GBr) Sky Procycling 0:00:07
3 Sylvain Chavanel (Fra) Omega Pharma-QuickStep
4 Tejay van Garderen (USA) BMC Racing Team 0:00:10
5 Denis Menchov (Rus) Katusha Team 0:00:13
6 Cadel Evans (Aus) BMC Racing Team 0:00:17
7 Vincenzo Nibali (Ita) Liquigas-Cannondale 0:00:18
8 Peter Sagan (Svk) Liquigas-Cannondale 0:00:19
9 Andreas Klöden (Ger) RadioShack-Nissan
10 Maxime Monfort (Bel) RadioShack-Nissan 0:00:22


 

Eurolig'de Gruplar Belli Oldu

2012 - 2013 Eurolig sezonu grupların belirlenmesi ile açılışı yapmış oldu.Bu sezon Anadolu Efes, Fenerbahçe Ülker ve Beşiktaş ile temsil edileceğimizi belirtelim.Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker iyi kadro kurma yolunda ilerlerken Beşiktaş'ta kesinleşmeyen noktalar olduğundan daha hamlelerini yapamadılar.Umarım Beşiktaş da iyi kadro kurar ve Eurolig heyecanını en iyi şekilde hisseder.Kura çekimi sonrasında gruplar şu şekilde oluştu.Takımlarımıza başarılı bir sezon diliyoruz.

A Grubu
Panathinaikos
Real Madrid
Khimki Moskova
Fenerbahçe Ülker
Union Olimpija
Elemeden Gelecek Takım

B Grubu
Maccabi Electra Tel Aviv
M.Siena
Alba Berlin
Unicaja Malaga
Asseco Prokom
Elan Chalon

C Grubu
Olympiakos
Caja Laboral
Anadolu Efes
Zalgiris Kaunas
Emperio Armano Milano
Cedevita Zagreb

D Grubu
FC Barcelona Regal
CSKA Moskova
Partizan
L.Rytas
Brose Baskets
Beşiktaş

5 Temmuz 2012 Perşembe

Messi İle Yarış İçerisinde Değilim


Andres Iniesta karakteri bakımından sıkça takdir edilen bir futbolcu.Saha içinde ve saha dışında örnek gösterilen Iniesta karakterine uygun bir açıklama yapmış ki fazlasıyla beğendim.2012 Avrupa Şampiyonası'nda turnuvanın en iyi futbolcusu seçilen Iniesta bu ödüle layık gösterildiği için sevindiğini ama kupanın kazanılmasında tüm takımın emeği olduğunu vurgulamış.Turnuva boyunca takımının en iyisi konumunda olan Iniesta mütevaziliği elden bırakmamış gibi duruyor.2012 Avrupa Şampiyonası'nda gelen şampiyonluk sonrası doğal olarak yılın futbolcusu adayları içerisinde Iniesta'nın ismi de geçiyor.Ama öyle anlaşılıyor ki Iniesta bunu çok önemsemiyor."Yılın futbolcusu ödülü için Messi ile yarış içerisinde değilim.Ya da Ronaldo ya da Xavi ya da Casillas ile.Ben hep bir şeyler kazanmak için mücadele ederim ama bu ödül benim için ekstra bir ödül.Sonuçta insanlar karar derdiği için benim elimde olan bir şey değil.O yüzden bu konu hakkında konuşmayı zaman kaybı olarak görüyorum.Benim için oynadığım oyundan zevk almak ve taraftarlarımın mutlu olduğu görmek daha önemlidir." diyor Iniesta Ballon d'Or ödülü hakkında düşüncelerini belirtirken.Öyle konuşmuş ki hayran kalmamak elde değil.Ne kadar iyi karakterli bir oyuncu olduğunu bilsek de her seferinden bizi kendisine hayran etmeyi başarıyor.Kendisini izleme şansı bulduğumuz için kendimizi şanslı hissetmeliyiz.

Sol Taraf Alba'ya Emanet

Barcelona sağ tarafta Dani Alves'in etkinliğini sol tarafta sağlamakta zorlanıyordu.Abidal sol bekte iyi işler yapsa da daha çok savunma tarafında olduğu için sol taraf sağ tarafa göre az işliyor görüntüsü veriyordu.Barcelona bu sorunu Jordi Alba transferi ile çözmek istedi ki doğru bir karar diye düşünüyorum.Barcelona alt yapısında yetişmiş bir oyuncu kendisi açısından en büyük avantaj.İspanya Milli Takımı'nda birçok Barcelonalı ile oynamasında ötürü de Barcelona'ya kolayca adapte olacağı aşikar.Alt yapıdan yetişen bir oyuncuyu gönderip sonrasında 14 milyon avroya almak dışında bu transferde her iki taraf da kazançlı çıkacaktır.Hayırlı olsun diyelim.

Arsenal'de Ayrılık Yakın


Futbolda ne kadar iyi kadro kurarsan kur belli bir zaman içerisinde kazanılamayan her kupa bir oyuncunun takımdan ayrılmasına neden oluyor maalesef.Yıllar içerisinde Arsene Wenger iyi bir sistem kurmasında rağmen özellikle son yıllarda kayde değer bir başarı sağlayamadı.Henryli, Piresli, Bergkamplı, Vieralı takımdan sonra Arsenal istediği başarayı yakalayamadı.Hal böyle olunca oyuncular da takımdan ayrılmak ve kupa kazanacağı bir takıma gitmek yönünde fikirlere sahi oldular.Bunun son örneği Van Persie gibi gözüküyor.Kupa kazanabileceği bir takıma gitmek istediğini belirterek Arsenal ile olan sözleşmesini uzatmayacağını açıkladı.İnanılmaz bir sezon geçirdikten sonra böyle bir açıklama yapması taraftarlarını elbette kırmıştır ama bir yandan da haklı diye düşünüyorum.Sonuçta bu oyunda O da kupalar kaldırmak istiyor ki gayet doğal.O yüzden bu tür durumlarda olaylara böyle de bakmak gerekiyor diye düşünüyorum.Peki şimdi ne olacak?Büyük ihtimalle Arsenal Van Persie için gelen teklifleri düşünecektir ve kendisi için iyi olduğu düşündüğü teklifi değerlendirecektir.Sezon sonu sözleşmesi biten bir oyuncuyu hele ki sözleşme yenilemeyeceğini söylemiş bir oyuncu şimdiden satmanız sizin için en iyisi.o yüzden Arsenal - Van Persie birlikteliği sona ermek diye düşünüyorum.

Lugano'nun Türk Versiyonu


Beşiktaş ile mali konularda anlaşamayıp ayrılan Egemen Korkmaz Fenerbahçe ile anlaşarak 3 yıllık sözleşmeye imza attı.Milli Takım düzeyinde hak ettiği değeri Beşiktaş'a transfer olduktan sonra gören Egemen Korkmaz oyun içerisinde çizdiği görüntü bana Lugano'yu anımsatıyor açıkcası.Hırsıyla, defanstaki sağlamlığı ile ve tekmeye kafa uzatacak kadar "deli" olan bir oyuncu Fenerbahçe'ye fazlasıyla katkı sağlayacaktır.Bizim gönlümüzde Lugano'nun yeri elbette ayrıdır ama Egemen gibi bir oyuncu için de bir yer ayırabileceğimizi belirtmeliyim.Bu transfer her iki taraf için hayırlı olsun.

3 Temmuz 2012 Salı

Sevindik Ama Unutmayalım ki...


Şike davasında mahkeme kararlarını açıkladı ve Fenerbahçeliler sevince boğuldu.Neden boğuldu?Çünkü 1 yıldır tutuklu olan Aziz Yıldırım tahliye edildi.Bu insani açıdan herkesi memnun edecek bir haber.Uzun tutukluluk süreleri ile ilgili ülkemizde bu kadar tepki varken Aziz Yıldırım ve diğerlerinin 1 yıla yakın tutuklu olması gönülleri rahatsız ediyordu.İşin bu tarafına baktığımızda sevinmemek elde değil.Ama işin bir de öbür tarafı var ki beni etkileyen asıl şey bu.O da mahkemenin Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe yöneticilerini suçlu bulması.Aziz Yıldırım'ın tahliye olması ile sanki suçlardan beraat etmiş gibi bir hava var ki çok yanlış bir şey.Tabiki Başkanın tahliye olması bir Fenerbahçeli olarak beni sevindirdi ama suçlu bulunması da bir o kadar üzdü ve canımı sıktı.Taraftarlardan bir şey rica ediyorum.Sevinelim elbette ama lütfen mahkemenin verdiği kararı da unutmayalım.Dosya Yargıtay'a gitti ama ortada ceza verilmiş bir dosya var.Bir taraftar olarak bizi ilgilendiren şey bu olmalı diye düşünüyorum.Fenerbahçeli taraftarlar 1 yıl boyunca biz masumuz, Aziz Yıldırım'a güveniyoruz dedi ama hem spor yargısı hem de adli mahkeme Fenerbahçe'yi suçlu buldu ki bu beni rahatsız ediyor maalesef.Şimdi böyle konuşuyorum diye bana kızan arkadaşlar olacaktır ama maalesef görüntü böyle.Mahkemenin verdiği kararın nihai karar olmadığını biliyorum elbette ama Yargıtay kararını açıklayana kadar bu etiket üzerine yapışacaktır ki taraftarı olduğum bir takımın başkanının böyle bir etikete sahip olmasını kabullenemem.O yüzden umuyorum bu davada Fenerbahçeli yöneticiler aklanır ve dosya Yargıtay'dan döner.Ama mahkemenin kararını her zaman hatırlayıp Yargıtay düşüncesini açıklayana kadar suçun olabileceğini aklımızdan çıkarmayalım.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Tekerlek Tekerleğe Bir Finiş


2012 Fransa Bisiklet Turu'nda 2. etap bugün yapıldı.Heyecanlı finişe sahne olan etabı sprint kralı olan Mark Cavendish kazandı ve sprint finişleri kimselere bırakmayacağını göstermiş oldu.Özellikle sonra doğru gelindikçe kendisini iyi saklayışı ve diğer takımların trenlerine karışması görmeye değerdi.Bir de finişe gelirken Cavendish'in André Greipel'i yarım tekerlek fark ile geçmesi etabın kreması oldu diyebiliriz.Genel anlamda izlerken canımız biraz sıkılsa da etap sonu gayet iyi geçti ve bizi o heyecanla kendimize getirdi resmen.Sarı mayo yarışına bakacak olursak Fabian Cancellara liderliğini sürdürüyor.Herhangi bir zaman kaybı yaşanmadı sarı mayo adaylarında.Zaman farkları korunmuş oldu.Zaten bu tür etaplarda zaman kazanmak zor gibi.




Genel Klasman


1 Fabian Cancellara (Swi) RadioShack-Nissan       10:02:31
2 Bradley Wiggins (GBr) Sky Procycling 0:00:07
3 Sylvain Chavanel (Fra) Omega Pharma-Quickstep
4 Tejay Van Garderen (USA) BMC Racing Team 0:00:10
5 Edvald Boasson Hagen (Nor) Sky Procycling 0:00:11
6 Denis Menchov (Rus) Katusha Team 0:00:13
7 Philippe Gilbert (Bel) BMC Racing Team
8 Cadel Evans (Aus) BMC Racing Team 0:00:17
9 Vincenzo Nibali (Ita) Liquigas-Cannondale 0:00:18
10 Ryder Hesjedal (Can) Garmin - Sharp

Bir Rol Modelin Olması Önemli


Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda 1500m yarışında duble yapan Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut başarılarından sonra yaptıkları basın açıklamalarında Aslı Çakır Alptekin önemli bir şeye değinmiş.

“Süreyya Ayhan, Türkiye’de atletizmin kaderini değiştirdi. O başarıyorsa biz de başarabiliriz dedik. Ben de kendime inandım. Bu sayede Türkler son zamanlarda iyi dereceler elde etti. Gelecekte de gençlerimiz var. Umarım ileride bütün podyumu Türkler paylaşır.” 

İşte tüm mesele bu diye düşünüyorum.Sporda bir yerlere gelmeye çalışan ülkeler için bir rol model gerekiyor ki rol modelin başarıları gençlere ilham kaynağı olsun ve onlar da spora başlasınlar.Süreyya Ayhan hakikaten bir dönem göğsümüzü kabartmak ile kalmadı üstüne bir de gençlerimizi spora yönlendirdi.Aslı Çakır Alptekin de buna değinerek bir rol modelin ne kadar önemli olduğunu söylüyor.Bliyoruz ki Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut'un dublesini gören gençler, çocuklar atletizme yönelecektir.Bu tür başarılar bizim için bu yüzden çok önemli. Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut'u hem bizlere mutluluk yaşattıkları hem de rol model olma yolunda ilerledikleri için teşekkür ediyorum.Yolunuz açık olsun.

Blake Bolt'u Tedirgin Ediyor



Atletizmde 100m ve 200m yarışlarında büyük bir hakimiyeti olan Jamaika Olimpiyat'a gidecek olan sporcuları belirlemek için yapılan seçmelerde Johan Blake hem 100m hem de 200m seçmelerinde Usain Bolt'u geçerek tüm gözleri üzerine çekti.Daha da önemlisi antrenman arkadaşı Usain Bolt'u da rahatsız etmeyi başardı.Olimpiyat öncesi Usain Bolt'un mental açıdan huzursuz olması yapacağı dereceleri etkilemesi bir yana şampiyonluğu da zora girebilir.Çünkü görüyoruz ki Johan Blake formda ve seçmelerde iyi bir sınav verdi.Bu durum Usain Bolt için tedirgin verici olsa da bizim açımızdan iyi bir şey.İnanılmaz bir 100m ve 200m yarışları izleyeceğiz gibi duruyor.

Hoşgeldin Mehmet Topal


Daha önceden anlaşıldığı borsaya bildirilen Mehmet Topal resmi sözleşmeye imza attı ve eğer bir aksilik olmazsa 4 yıl boyunca Fenerbahçe forması giyecek.Ortasahanın kuvvetlenmesi için iyi bir transfer olarak görülüyor.Maç içerisinde pis işleri yapabilecek bir futbolcu.Yurt dışında geçirdiği zaman içerisinde büyük gelişme kaydetti ve yurt dışına gittiği ilk günden farklı bir oyuncu olarak geldiği aşikar.Umarım hem Fenerbahçe hem de Mehmet Topal için işler iyi gider ve bu birliktelik uzun sürer.Hoşgeldin Mehmet Topal.

1 Temmuz 2012 Pazar

Peter Sagan'dan İlk Etap Zaferi


2012 Fransa Bisiklet Turu'nda ilk etap bugün inanılmaz bir mücadele ile sona erdi.Liquigas takımından genç yetenek Peter Sagan katıldığı ilk Fransa Bisiklet Turu'nda ilk etap zaferine ulaştı ve kendisi açısından iyi bir başlangıç yaptı.Yaklaşık 5 saat süren mücadele sonrasında dünün kazananı Fabian Cancellara etabı Peter Sagan'ın arkasından ikinci tamamlayarak sarı mayosunu korumuş oldu.Özellikle son kilometrelerde Fabian Cancellara'nın atağı etkileyiciydi.Sarı mayosu için şavaştı açıkcası.Bu etap için favori olan Edvald Boasson Hagen takip ettiği Sagan ve Cancellara'yı geçmeyi başaramadı ve etabı üçüncü tamamladı.Genel klasman için favori olan Wiggins ve Evans Cancellara ile ilk gün oluşan farkı korumasını bildiler.Şampiyon adayları zaman kazanamadı diyebiliriz.Bu etapta ev sahibi olması sebebiyle(etap Belçika'da yapıldı) kazanması beklenen Philippe Gilbert bir ara ortada gözükmese de sonrasında yaptığı atakla etabı 4. bitirdi ama açıkcası tüm Belçikalılar O'ndan etap zaferi bekliyorlardı.Yine de iyi bitirdiğini söyleyebiliriz.


Genel Klasman


1 Fabian Cancellara (Swi) RadioShack-Nissan       05:05:32
2 Bradley Wiggins (GBr) Team Sky Procycling 0:00:07
3 Sylvain Chavanel (Fra) Omega Pharma-QuickStep
4 Tejay van Garderen (USA) BMC Racing Team 0:00:10
5 Edvald Boasson Hagen (Nor) Team Sky Procycling 0:00:11
6 Denis Menchov (Rus) Katusha Team 0:00:13
7 Philippe Gilbert (Bel) BMC Racing Team
8 Cadel Evans (Aus) BMC Racing Team 0:00:17
9 Vincenzo Nibali (Ita) Team Liquigas-Cannondale 0:00:18
10 Ryder Hesjedal (Can) Team Garmin-Sharp



İsviçre Saati Tıkır Tıkır


Merakla beklenen 2012 Fransa Bisiklet Turu dün itibariyle başladı.Dün yapılan zamana karşı etabında İsviçre saati galip geldi ve RadioShack Nissan Trek takımından Fabian Cancellara 07.13 lük derecesiyle etabı en önde tamamladı.Etaptan sonra Fabian Cancellara'ya  bundan 8 sene önceki Fransa Bisiklet Turu'nda da ilk etabı önde tamamlayarak sarı mayoyu giydiği hatırlatılınca "Bugün benim için özel bir gün oldu.Bu etabı eşime ve aileme armağan ediyorum." diyerek 8 yıl öncesine de gönderme yaptı.Fabian Cancellara'nın zamana karşıdaki hakimiyeti bildiğimizden pek fazla şaşırmadık ama Tony Martin eğer mekanik problem yaşamasaydı Fabian Cancellara'nın yerinde Tony Martin'i görebilirdik.Tony Martin'i de kutlamak gerekir.Problem yaşamasına rağmen iyi toparladı ve Fabian Cancellara'nın 23sn arkasında etabı tamamladı.Genel anlamda 2012 Fransa Bisiklet Turu'nun favorileri arasında gösterilen Bradley Wiggins ve Cadel Evans iyi bir başlangıç yaptılar.Bradley Wiggins Fabian Cancellara'nın 7 sn, Cadel Evans ise Fabian Cancellara'nın 17sn gerisinde tamamladı.Cadel Evans'ın biraz geride kaldığı düşünülebilir ama geçen seneki zamana karşı performansını göz önüne alırsak eğer dünkü zamana karşı uzun mesafeli olsaydı Cadel Evans'ın şansı artabilirdi.Kısa bir açılış şeklinde geçtiği için Cadel Evans ağırlığını koyamadı.

1 Fabian Cancellara (Swi) RadioShack-Nissan        00:07:13
2 Bradley Wiggins (GBr) Team Sky Procycling 0:00:07
3 Sylvain Chavanel (Fra) Omega Pharma-Quickstep
4 Tejay van Garderen (USA) BMC Racing Team 0:00:10
5 Edvald Boasson Hagen (Nor) Team Sky Procycling 0:00:11
6 Brett Lancaster (Aus) GreenEdge Cycling Team
7 Patrick Gretsch (Ger) Argos - Shimano 0:00:12
8 Denis Menchov (Rus) Katusha Team 0:00:13
9 Philippe Gilbert (Bel) BMC Racing Team
10 Andriy Grivko (Ukr) Astana Pro Team 0:00:15