18 Şubat 2013 Pazartesi

Viktoria Plzen Göz Kırptı


Avrupa Ligi'nde deplasmanda Napoli'yi 3-0 yenen Viktoria Plzen turu geçme yolunda önemli bir adım attı.İkinci maçta takımı nasıl destekleyeceğini iyi bilen taraftarının önünde elde ettiği avantajlı skoru korumayı başaracaklardır diye düşünüyorum.Fenerbahçe eğer bir üst tura çıkarsa Plzen ile eşleşeceğini hatırlatalım ve o gözle Plzen'i izleyelim.

17 Şubat 2013 Pazar

Olmayınca Olmuyor


Fernando Torres Chelse'de bir türlü istediğini yapamıyor ve eleştirilmeye devam ediyor.Liverpool'dan ayrılış şekli itibariyle eleştirilen Torres'in Chelsea forması altında göstereceği performans son derece önemliydi.Kendisine verilen bonservis ücretini de düşündüğümüzde Torres'in üzerindeki yük fazlaydı.Maalesef Torres bu yükü taşıyamadı.Golcülerin ara ara yakalandığı gol atamama hastalığından duygusal tarafının ağır basmasından ötürü bir türlü kurtulamadı ve takıma skor açısından bekleneni veremedi.Chelsea'nin patronu Benitez kendisini korumaya çalışsa da yaptıkları veya yapamadıkları ortadaa olduğu için taraftar herşeyin farkında diye düşünüyorum.

Chelsea ile bir türlü olmadı.Açıkcası ben Chelsea'den geçtiğimiz yaz ayrılmasını bekliyordum ama gelen şampiyonlar ligi şampiyonluğu bir süre daha takımda kalma isteği doğurdu diye düşünüyorum.Umarım en kısada eski Torres'i izleriz.

16 Şubat 2013 Cumartesi

Beşiktaş'ta Sakatlardan Oluşan 11


Beşiktaş'ta kim sakat kim değil takip etmek oldukça zor.Benim takip edebildiğim kadarıyla sakatlardan oluşturulan kadro hiç de fena değil.Eksik mevkiileri doldurduğunda ligde tehlikeli bir takım olabilir diye düşünüyorum.

Cenk

1-2-3-İsmail Köybaşı

Mustafa Pektemek-Necip-Oğuzhan-Uğur Boral

Almeida-Dentinho

8 Şubat 2013 Cuma

Ne Yapmak İstiyoruz?Neyi Hedefliyoruz?


Abdullah Avcı dönemi ne kadar umut dolu başladıysa şimdi de bir o kadar karamsar devam ediyor.Futbol ortamında değişimi yapabilecek insanlardan biri olduğu düşünülen Abdullah Avcı'nın bazı şeyleri yapmakta zorlandığını görünce insan git gide karamsar olmaya başlıyor.Çek Cumhuriyeti ile yapılan hazırlık maçında takımın neleri iyi yaptığını, nerede eksiklerin olduğunu söyleyebilecek olan var mı?Hiç zannetmiyorum.Çünkü ortada bırakın takımın iyi taraflarını eleştirilecek bile bir şey yoktu.Sahada var olmayanları izlemek zorunda kaldık ve milli maç havasına giremedik bile.

Çok kritik bir döneme giriyoruz.Brezilya'da gidip gitmeyeceğimizi belirleyecek olan maçlar yaklaşıyor.”Bu ana kadar istenileni yapamadık ama bundan sonra toparlanıp bazı şeyleri düzeltebiliriz” demeyi çok isterim ama takım bu görüntüyü vermekte zorlanıyor.Son 7 maça baktığımızda sadece 1 galibiyetimiz var ki o da Estonya'ya karşı.Hollanda'yı, Avusturya'yı, Romanya'yı, Macaristan'ı, Danimarka'yı ve Çek Cumhuriyeti'ni yenemedik.Hollanda'yı bir kenara koyarsak diğer 5 takım adı geçtiğinde dudak büktüğümüz takımlar olduğunu düşünürsek ne kadar kötü bir durumda olduğumuzu daha iyi görüyoruz.

Brezilya'ya gidebilir miyiz?Çok zor.Bırak Brezilya'ya gitmeyi kalan maçları puan kayıpları yaşasak bile iyi oynayabilir miyiz?İhtimali çok düşük.Peki sonrasında???

7 Şubat 2013 Perşembe

FIFA Sıralaması Deyip Geçme


Avrupa Şampiyonası veya Dünya Kupası Eleme Gruplarında rakiplerimiz belli olduktan sonra hedefimiz grup liderliği diyoruz.Sanki tarihimizde gruplarda birinci olmuşluğumuz var.Halbuki seninle aynı seviyede olan takımlara takılmamak öncelik vermen konuların başında geliyor.Çünkü bu tür takımlara takılmadığın takdirde otomatik olarak grup liderliğine oynarsın.Bir türlü bunun farkına varamıyoruz ve sonrasında hüsran dolu günlerimiz oluyor.

FIFA sıralamasında bizden daha iyi durumda olan takımlar ile olan geçmişimize baktığımızda hedef maçı olarak bu takımlarla oynadığımız maçları belirlersek daha gerçekçi oluruz ve tüm bu sistemsizliğimize rağmen başarı yakalayabiliriz.Kendimizi yükseklerde gördükçe bu tarz darbeleri almaya devam ederiz.

Hırvatistan(10)

Euro 2008'de penaltılar ile kazandığımız maçın penalılar kısmını bir kenara koyarsak Hırvatistan'a karşı galibiyetimiz yok.

İsviçre(13)

İsviçre ile oynadığımız son 5 maçın 3ünü kazandık ama 2006 Dünya Kupası'na giden yolda İsviçre bize engel olduğunu hatırlatalım.

Belçika(20)

Son 5 maçta 1 galibiyetimiz var.O da 2 yan toptan gol yediğimiz ama 3-2 kazandığımız maç.

Danimarka(23)

Danimarka ile bugüne kadar 9 kere oynamışız.Sadece bir galibiyetimiz(1992) var.

Norveç(24)

2000li yıllarda oynadığımız 4 maçta sadece 1 galibiyetimiz var.Euro 2008'e gidebilmek için kazanmak zorunda olduğumuz bir maçtı.

Çek Cumhuriyeti(29)

Euro 2008'de oynadığımız ve geriden gelip kazandığımız maç dışında bir galibiyet yok.

Macaristan(32)

Macaristan ile olan kötü geçmişimizi üst üste 3 maç kazanarak unutmaya başlarken grubumuzda oynadığımız maçı kaybettik.

Romanya(33)

Futbolunu beğenmediğimiz Romanya'yı son dönemde sadece bir kere yenebildik.2010 yılında oynanan hazırlık maçında sahadan 2-0lık skorla ayrıldık.Bundan önceki en son galibiyet için1965e gitmek gerekiyor.

Mandzukic&Müller Deplasmanda Bir Başka



Bayern bu sezon Bundesliga'da dolu dizgin gidiyor ve büyük ihtimalle son iki sezon şampiyon olan Dortmund'dan ünvanı alacaklar.Ligde yarattıkları 12 puanın dışında bu sezon dikkat çeken nokta ileri uçta puan farkını yaratacak bir uyumun olması.Bu sezon transfer edilen Mandzukic ile Müller atılan 51 golün 25ine imza attılar.Mandzukic 7si kendi evinde 7si deplasmanda olmak üzere 14 gol atarken, Müller 9u deplasmanda olmak üzere 11 gol attı.Deplasmanları bu kadar rahat geçmelerini sağlayan şey de bu ikilinin performansı olduğu açıkca görülüyor.Müller oynanan son 4 deplasman maçını boş geçmedi.

Diego da Silva Costa...


Atletico Madrid'de bu sezon dikkat çeken oyuculardan biri de 24 yaşındaki Diego Costa.Son dönemde attığı gollerle takımını sırtlayan Diego Costa Falcao'nun yükünü az da almış durumda.Simeone Diego Costa kozunu iyi kullanıyor gözüküyor.Diego Costa'nın en göze batan eksikliği ise rakip oyuncular ile dalaşmaktan kendini alamaması olarak gözüküyor.Simeone kendisine güveniyor ve şimdilik bu güveni boşa çıkarmıyor Diego Costa.

6 Şubat 2013 Çarşamba

Hamit Altıntop'tan Gol Beklemek


Galatasaray taraftarı açısından beklentileri karşılayamayan oyunculardan biri de Hamit Altıntop.Oynadığı takımlar göz önüne alındığında kendisinden oyuna katkı vermesi bekleniyor.Bu sezon Galatasaray'ın görüntüsünden mi bilinmez Hamit Altıntop da gerçek performansını sergileyemiyor.Oyun içerisinde liderliğin yanında Galatasaray taraftarı skora da katkı bekliyor ama Hamit Altıntop'un o konuda biraz sıkıntsı var.

Schalke, Bayern ve Real Madrid kariyerlerinde bir sezonda 5 golü geçmiş değil Hamit Altıntop.Schalke'deki ilk sezonunda ligde 5 gol atabilmiş sadece.Galatasaray'da Selçuk ve Melo'nun skora katkı açısından geçen sezonu aratması Hamit'in üstüne ek sorumluluklar ekliyor.Burak Yılmaz veya Umut Bulut her ne kadar goller atsa da oyunu rahatlatmak ve dengeli bir gol dağılımı sağlamak için orta saha oyuncularının katkıları gerekiyor ve Hamit Altıntop bu konuda sınıfta kaldı.

Aslında sınıfta kaldı demek haksızlık olur.Çünkü Hamit Altıntop bu tarz bir futbolcu değil.Ama Fatih Terim'in sağ önde oynatmasından dolayı Galatasaray'da bu yönde beklenti olunca Hamit üzerindeki baskı artmaya başladı.Yanlış hatırlamıyorsam Arena'da oynadığı son maçta Hamit uygun pozisyonda düzgün bir vuruş yapamayınca taraftarlardan tepkiler yükselmişti.Hamit Altıntop her ne kadar deneyimli bir futbolcu olsa da bu durum kendisini muhakkak etkiliyordur.Bir gol kendisinin rahatlamasını sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Bir Sezonda Değişen Kadro


Şenol Güneş Selçuk İnan'ı parlattı, Burak Yılmaz'ı baştan yarattı, Umut Bulut'a verdiği rolle göze çarpmasını sağladı, Trabzonspor'u şampiyonluğa yaklaştırdı, şampiyonlar liginde Trabzonspor'un ilk defa yer almasını sağladı, iki müthiş kaleci yarattı.Yani Şenol Güneş Trabzonspor'u baştan yarattı, Trabzonspor'un Alex Ferguson'u oldu.

Bütün bu başarılar, ortaya çıkan bu proje yıldızların takımdan ayrılması veya elde tutulamaması ile yara almaya başladı.Özellikle Türk oyuncuların yerini dolduramadığından dolayı yabancılardan medet ummuya başladılar ama yabancı seçimi konusunda sınıfta kalınca takım bir türlü istenilen seviyeye gelemedi.

Şenol Güneş görevinden ayrıldığını açıklarken takıma daha fazla katkı veremeyeceğini söyledi.Çünkü Şenol Güneş 2010 – 2011 sezonuna takıldı.Takımda oynayan bazı Türk oyuncuları sayınca Şenol Güneş'e hak vermemek elde değil.

Umut Bulut, Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Ceyhun Gülselam, Egemen Korkmaz, Engin Baytar...Bu altı ismin o sezon resmi maçlarda 42 gol attığını belirtelim.42 gol attılar ama bu altı isim Trabzonspor için gollerden daha çok şey ifade ediyordu.Futbolda takımın omurgası diye bir tabir var ya işte bu altı isim de Trabzonspor'un omurgasıydı ve takımdan bir bir ayrılınca Şenol Güneş omurga tekrardan kuramadı.

Yönetimin teknik patron Şenol Güneş'e yardımcı olmaması, istediği oyuncuların almaması, takımın omurgasını oluşturan oyuncuları takımda tutamaması bu başarısızlığın en büyük nedenleri olarak görüyorum.Sözleşmesi biten oyuncular ile daha önce masaya oturulsaydı, sözleşme yenilerken daha dikkatli olunsaydı Trabzonspor devamlılığı sağlayarak daha başarılı olabilirdi.Bu isimlere Onur Kıvrak'ın da katılabileceğini düşünürsek yönetim hiç de iyi bir sınav vermedi.

Tüm yanlış tercihlerin faturası Şenol Güneş'e çıkarıldı ve kamuoyu oluşturularak takımdan ayrılmasına neden olundu.Bu ayrılık kim karlı çıkar diye düşündüğümde Trabzoonspor kısa vadede hava değişikliği ile yol alabilir ama uzun vadede çok şey kaybettiler.En önemlisi Alex Fergusonlarını kaybettiler.

5 Şubat 2013 Salı

Şampiyonluğu Kaç Puan Belirleyecek?


Öyle bir lig oluyor ki şampiyonluk adaylarından biri puan kaybederek diğer takımlara ikram yapmaya çalışıyor ama diğerleri de puan kaybedince o haftadan kazançlı çıkan olmuyor.Örneğin Galatasaray lider olduğundan bu yana 9 haftada puan kaybetmesine rağmen halen liderlik koltuğunda oturuyor.Fenerbahçe evinde oynadığı son üç maçta 1 puan yerine 9 puan alsaydı şu an liderdi.Ya da Beşiktaş öne geçtiği maçlardan birkaçını galip tamamlasaydı feda ile başlanan sezonda lider olacaktı.Antalyaspor'a tarihi boyunca sadece 1 kere gelebilecek bir şansı iyi değerlendiremedi ve kazansa lider olacaağı bir haftada puan kaybetti.

Listeyi böyle uzar gider.Bu kadar puan kaybının olduğu bir sezonda şampiyonu kaç puan belirler sorusuna bir cevap bulmaya çalışalım.Öncelikle şampiyon adaylarını belirleyelim.Kuşkusuz avantajlı olan Galatasaray 37 puanda, Beşiktaş 32 puanda ve Fenerbahçe 31 puanda.Geriye 14 hafta kaldı ve alınabilecek toplam 42 puan var.Bu takımlar geriye kalan tüm maçlarını kazansalar Galatasaray 79, Beşiktaş 74 ve Fenerbahçe 73 puana ulaşacak.

Fenerbahçe'nin 73 puana ulaşması oldukça zor.Çünkü önemli deplasmanlara gidecek ve deplasman performasından dolayı puan kaybı ihtimali yüksek.Fenerbahçe kalan 14 maçın 8ini(Mersin İY, Trabzonspor, Beşiktaş, Antalyaspor, Orduspor, Gençlerbirliği, İBB, Karabükspor) deplasmanda oynayacak.Evinde de Kasımpaşa, Bursaspor ve Galatasaray ile oynayacağını düşünürsek ve üstüne bir de Avrupa maçlarını eklersek Fenerbahçe oldukça zorlanacaktır.Taraftarın yönetime ve Aykut Kocaman'a baskısı, takım içerisinde oynamayan oyuncuların huzursuzluğu ve üç kulvarda oynamanın getirdiği yıpranma ile Fenerbahçe zor bir yolda yürümeye çalışacak.

Beşiktaş feda denilen sezonda kendisini 3. sırada bulması ve bir anda şampiyonluk mücadelesinin içinde bulması bu sezon özelinde başarılı olduğunu söyleyebiliriz.Kurulan takıma baktığımızda böylebir durumu kimse beklemiyordu diye düşünüyorum.Ama Beşiktaş bundan sonra oldukça zorlanacaktır.Bir türlü tam takım olarak çalışamıyorlar ve her haft bir sakat veriyorlar.Almedia ve Dentinho sakatlığından sonra elde sadece yeni transfer Niang kaldı ve nasıl bir durumda olduğunu bilmiyoruz.

Beşiktaş aynen Fenerbahçe gibi kalan maçlarından 8ini(Elazığspor, Sivasspor, Trabzonspor, Mersin İY, Bursaspor, Akhisar, Eskişehirspor, Kayserispor) deplasmanda oynayacak.Beşiktaş deplasman maçları açısından Fenerbahçe'ye göre daha şanslı ama yine de zor deplasmanlar.Bu takımların bazıları Beşiktaş'ın oyununa ters gelebilecek takımlar olduğunu düşünürsek puan kayıpları kaçınılmaz duruyor.Beşiktaş evinde ise Gaziantepspor, Fenerbahçe, Kasımpaşa, Antalyaspor, Orduspor, Gençlerbirliği ile oynayacak.

Galatasaray Drogba ve Sneijder'ın gelişi işe birlikte bir hava yakalar mı bir soru işareti.İkisinin birden gelmesi ile Fatih Terim takımda oynamalar yapmak zorunda ve bu durum özellikle Burak Yılmaz'ı etkileyecektir.Ama ne olursa olsun Galatasaray lig için iyi bir kadroya sahip.Galatasaray'ın bir avantajı da 8(Antalyaspor, Orduspor, Gençlerbirliği, İBB, Mersin İY, Elazığspor, Sivasspor, Trabzonspor) maç içeride oynayacak olmasıdır.Deplasman olarak da Eskişehirspor, Karabükspor ve Fenerbahçe maçları göze çarpıyor.Eğer Galatasaray evindeki maçlarda yüksek performans gösterirse sahip olduğu avantajı sezon sonuna kadar korur diye düşünüyorum ama Fenerbahçe'de olduğu gibi Avrupa macerası Galatasaray'ı nasıl etkileyeceği de önemli.Schalke'ye elenen bir Galatasaray ile yoluna devam eden bir Galatasaray arasında moral açıdan farklılıklar olacağı aşikar.

Her üç takımın da fisktürlerine baktığımızda bu sezon şampiyon olacak takımın 70 puanı bulacağını düşünmüyorum.Bu anlamda da 70 puanın altına en yakın takım da Galatasaray olduğundan bir adım önde ama lig uzun bir maraton ne olacağı belli olmaz.Son olarak tahminimi söyleyeyim.Şampiyonun 65 puan alacağını düşünüyorum.

4 Şubat 2013 Pazartesi

Hedef Fransa


Herkesin aklında Fransa var.100. yarış olması ve parkurun heyecan vermesi sebebiyle bütün sporcular gözünü Fransa'ya dikti.Tur öncesi en üst düzeyde olabilmek için sporcular bazı turlardan çekilmeye karar veriyorlar.Son olarak Alberto Contador İtalya Bisiklet Turu'nda yarışmayacağını açıkladı.Gerekçesi olarak da Fransa'ya odaklanmak istemesi.Bu kararı doğal karşılamak lazım zira 2013 Fransa Bisiklet Turu zorlu ve çekişmeli geçecektir ve bu anlamda sporcular fiziksel açıdan hazır gelmek istiyorlar.

3 Şubat 2013 Pazar

Cuenca Ajax'ta


Pep Guardiola döneminde bulduğu şansları iyi değerlendiren Cuenca takım içerisinde kısa sürede sivrilmeyi başarmıştı.Pedro'yu geçerek Barcelona'nın sağ tarafında oynamaya başlamıştı.Ama bu sezon sakatlığından dolayı bir türlü oynama fırsatı bulamadı ve özellikle Pedro'nun form tutması ve Alexis Sanchez'in de bulunması takımda kendisine yer bulmasını zorlaştıracaktı.Bu anlamda Cuenca'nın oynayabileceği bir yere gitmesi son derece doğaldı ve kiralık olarak Ajax'a gitmesi son derece doğru bir karar.Ajax'ta kendisini toparlayarak Barcelona'ya iyi bir şekilde dönmeyi hedefleyecektir.

Fenerbahçe Ülker Kayıp


Fenerbahçe Ülker Top 16'da beklentileri karşılamakta zorlanıyor ve bir türlü takım olmayı başaramadıklarından dolayı Top 16'da 6 maç sonunda 1 galibiyette kaldılar ve grupta ilk dörde girme şansını oldukça zora soktu.Yeni koç, yeni oyuncular, yeni oyun sistemi Fenerbahçe'ye yaramadı gibi gözüküyor.Heem koçun hem de oyuncuların performanslarından dolayı Fenerbahçe bu duruma geldi.Aslında söylenecek çok şey var ama en iyisi rakamları vermek ve susmak diye düşünüyorum.

İşte Fenerbahçe Ülker'in Top 16'daki durumu;

Atılan sayıda 5.

İkilik yüzdesinde 5.

üçlük yüzdesinde 14.

Serbest atış yüzdesinde 3.

Hücum ribaund ortalamasında 11.

Savunma ribaundu ortalamasında 16.

Toplam rübaund ortalamasında 16.

Asist ortalamasında 16.

Top kaybında 12.

Asist/Top kaybı yüzdesinde 14.

Top çalmada 11.

MP4 - 28


Yeni sezonu merakla bekliyoruz...

2 Şubat 2013 Cumartesi

Hoşgeldin Reto Zeigler


Karakterli adamı tekrardan takımda görmek son derece sevindirici.Biraz ayrı kaldık ama sevenlerin buluşması fazla uzun sürmedi.Hoşgeldin Reto Ziegler.

Kendini Tüketen Batuhan Karadeniz


Yaşına göre fiziği ve var olan kumaşı ile kendisinden fazla şeyler beklenen Batuhan Karadeniz maalesef ikinci şansını da değerlendiremedi ve Beşiktaş ayrıldı.Artık Türkiye'de Batuhan'a güvenecek bir teknik adamın kaldığını düşünmüyorum.Bu kötü görüntüyü silmek için tamamen futbol oynamaya odaklanması gerekiyor.

Webo Transferi...


Webo kalitesi ve oyun tarzı ile Fenerbahçe'nin farklı bir yüzü olacaktır diye düşünüyorum.Hem İspanya'da hem Türkiye'de kendisini takip edenler ne kadar iyi bir forvet olduğunu göreceklerdir.O yüzden Fenerbahçe ekonomik ve iyi bir transfer yaptı.

Eğer Aykut Kocaman Webo'dan yararlanmak istiyorsa çift forvete dönmesi gerekebilir.Aksi halde Aykut Kocaman tek forvette ısrar ederse Webo yedek kalacaktır ve o zaman Bienvenu'den bir farkı kalmayacaktır.Üstüne üstlük bir Semih Şentürk'ün form tutmaya başladığını düşünürsek hazır Semih Şentürk'ü kazandım derken tekrardan kaybedebilir Aykut Kocaman.

Aykut Kocaman'ın işi zor gibi duruyor.Moussa Sow'un birinci tercihi olduğunu düşünürsek Semih Şentürk ve Webo'yu rotasyonda nasıl kullanacağı merak konusu.Umarım aykut Kocaman Fenerbahçe için faydalı bir çözüm bulacaktır.

1 Şubat 2013 Cuma

Niang İyi Tercih


Batuhan'ın var ama yok olması, Hugo Almedia'nın alternatifsiz kalması Beşiktaş'ı fazlasıyla zorluyordu.Son oynanan Galatasaray maçında da Hugo Almedia'nın eksikliğinin takımı nasıl etkilediği ortada.Samet Aybaba o kadar değişiklik yaptı ki bir süre sonra kendisinin ne yaptığını bile anlamamıştır diye düşünüyorum.Bu anlamda Niang'ın alınması nokta transfer olarak değerlendirebiliriz.Türkiye'ye dönebilirim dediğinde herkesin aklına birden Fenerbahçe geldi ama Niang Beşiktaş'a geldi ve hem kendisi için hem de Beşiktaş için hayırlı bir transfer oldu.Niang Türkiye'ye, İstanbul'a alışkın bir futbolcu olduğundan dolayı herhangi bir sorun çıkmayacaktır.Hayırlı olsun diyelim.

Emre Yeniden Fenerbahçe'de


Neden ayrıldı neden geri döndü soruları sıkça sorulacaktır.Bu soruyu soranlar haklı olabilir.Çünkü ayrılık sebebi olan Aykut Kocaman hala takımın başında.Bursaspor maçında yaşanan olaydan sonra araları nasıl bilmiyorum ama bu transferin yapılmasında Aziz Yıldırım'ın payı olduğunu düşünüyorum.Aziz Yıldırım denize düşen yılana sarılır misali Emre'nin takımdan ayrılma isteğini duyar duymaz kapıları Emre'ye açtı.Takım açısından iyi bir tercih olabilir diye düşünüyorum.Sonuçta Emre'nin boşluğu tam anlamıyla sadece Emre ile doldurulabilirdi.Ama saha dışı açısından ben bu transferi kabullenmekte zorlanıyorum.Emre ile ilgili düşüncelerimde herhangi bir değişiklik yok.Her ne kadar da Emre'nin geri gelmesi faydalı olsa da...Umarım takım içerisinde bir gerginlik yaratmadan sezonu tamamlar.Yoksa en ufak bir gerginlikte geçmiş önümüze gelir ve işler daha kötüye gider.

Burak Yılmaz'ı Satmak Yanlış Olur


Elmander, Umut, Burak ve Drogba...Unutmadan bir de Sneijder...Galatasaray mevcut oyun planında bu 5 isimden sadece 2sine yer var ve görünüşe göre Drogba ve Sneijder'in yerleri garanti.Yani bi dünya gol atan Burak ve Umut ve geçen sezon takımın şampiyonluğunda önemli bir paya sahip olan Elmander kenarda oturacak.Fatih Terim Burak Yılmaz'ı sağ tarafta oynaatmayı düşünüyordur ama son dönemde alıştığı pozisyondan kendisini alıkoymak performansını düşürecektir.Yedek kalsa bir daha ne zaman formasını alır bilinmez.Bu durum da Burak Yılmaz'ı etkileyecektir.

Bu durum ortadayken Burak Yılmaz'ı elden çıkarmanın iyi fikir olduğunu düşünenler oldu ki satılacak diye haberler çıkmaya başladı.Sezon başında aldığın bir oyuncuyu, ligde ve şampiyonlar liginde gollerini atarak takımına faydalı olan oyuncuyu şampiyonlar liginde de bir üst tura çıkmışken satmak doğru değil gibi duruyor.

Umut Bulut kiralık ve Elmander'in sözleşmesi önümüzdeki sezon biteceğini düşünürsek bu bolluğun azalması yüksek bir ihtimal.Bu açıdan reddetmesi mümkün olmayan bir teklif olmadığısürece Burak Yılmaz'ı elde tutmak en doğru karar diye düşünüyorum.Yönetimin ve özellikle Fatih Terim ne düşünüyorum bilemiyorum ama bu ara transfer döneminde Burak Yılmaz'ın takımdan ayrılmayacağını düşünüyorum.Aksi halde Galatasaray yanlış bir tercih yapar.