25 Kasım 2010 Perşembe

Birini Sevmemenin Cezası 15 Ay Olur mu?


Birkaç önce birini sevmemenin cezası açıklandı.Ne kadar biliyor musunuz?Tamı tamına 15 ay.Bu kadar kolay.Önce tekme tokat merkeze götür.Birkaçına işkence yap.Daha sonra da hiçbir yapmamalarına rağmen 15ay ceza ver.Birşey yapmadılar diyorum ama bazılarının gözünde önemli şeyler yapmışlar ki ceza aldılar.Mesela birilerini sevmediklerini belirtmişler.Oh ne güzel.Biz ne güzel demokratlaşıyoruz böyle gözlerim yaşarıyor.Bu kararı protesto etmek için bugün 12'de İTÜ'de gerekli eylemler yapıldı.Gerekli desteği de verdik.Ama demokrasi geliyor adı altında daha çok şey yaşayacağımızı düşündüğümden ne kadar protesto eylemleri yapsak da birşey değişmeyecek.Bu kararla ilgili Yılmaz Özdil'in bugünkü yazını paylaşacağım.Hapis cezası alan öğrencilerin aslında nasıl bir hayatın içinde olduklarını bu yazıyı okuyunca anlayacaktır bazıları.Yılmaz Özdil'e bu yazısından dolayı teşekkür ediyorum.


Hava mis...

Ayağında spor ayakkabı.

Altında kot.
Üstünde tişört.
*
Bileklerinde kelepçe!
*
Polisle kapışmıştı üniversite öğrencisi... Gözaltına alınmıştı, Emniyet’e polis arabasının arka koltuğunda getirildi, kolunda iki polis, kapıya kadar yanaşabilirlerdi, yapmadılar, 200 metre uzakta indirildi, ibreti âlem, doğup büyüdüğü şehrin meydanında kelepçelerle yürütüldü, görün bakın ahali, terbiyesiz gençlik nereye gidiyor... Apar topar suçüstü mahkemesine çıkarıldı, şimdiki gibi değildi o zamanlar, avukatsız çıkarıldı. Langırt diye hâkimin
önünde buldu kendini.
*
Çok yalnız hissetmiştim kendimi... Dımdızlak.
*
Sert görünüşlü adamdı hâkim, bana öyle gelmişti en azından, elinin tersiyle kapatın kapıyı gibi bi işaret yaptı, sanırım ayvayı yemiştim, baktı evraklara, kızımla aynı üniversitedensin dedi, öyleymiş meğer, tutuksuz yargılanmak üzere bıraktı... 2 sene filan yargılandım, neticede 1 sene 3 ay hapis cezası aldım, 5 sene içinde tekrar suç işlersem, 2 katını yatacaktım.
*
Geçti 5 sene...
Üstüne 15 sene
daha geçti.
Türkiye, aynı Türkiye.
*
Burak, İTÜ Makine.
Meltem, İTÜ Mimarlık.
Ali, İstanbul Hukuk.
Neval, İTÜ Kimya Mühendisliği.
Dilan, İstanbul Hukuk.
Tarık, İTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği.
Canan, İTÜ Bilgisayar.
Hande, İTÜ Gemi İnşaat.
*
Zurna değil yani...
*
Ufuk, Boğaziçi Sosyoloji.
Ersin, İTÜ İnşaat’ı bitirdi.
İTÜ’de yüksek lisans yapıyor şu anda.
Ali, Fransızca öğretmenliği okuyor.
Uğur, Coğrafya.
Mustafa, Veterinerlik.
Hüseyin, Orman Mühendisliği’nde.
Uğur, Edebiyat.
Eren, İstanbul Hukuk.
Ali, İTÜ İnşaat’ı bitirdi.
Yıldız Teknik’te yüksek lisans yapıyor.
*
Sanki sevmek zorundaymışız gibi, AKP’yi sevmediği için 1 sene 3 ay hapis cezası verilen evlatlarımız bunlar... 5 sene takip edilecekler, bu 5 sene içinde sevmemekte ısrar ederlerse, 2 katını yatacaklar.
*
(Yukarıda 17 öğrenci var. Bütün gazeteler ve televizyonlar “18 öğrenci” diyor... Halbuki lütfedip sorsalardı, 18’incinin, yani İstanbul Üniversitesi Astronomi’de okuyan Murat’ın, ailesinin ekonomik durumu
nedeniyle üniversiteyi bırakmak zorunda kaldığını öğrenirlerdi.)
*
(Hepsi çalışıyor. Gündüz okuyorlar, akşam part-time çalışıyorlar. Biri mağazada sayım yapıyor, biri elektrikçilik yapıyor, biri hastanede getir götür... Kimi harçlık çıkarıyor, kimi ailesine para gönderiyor. İşin bu boyutunu yazmamı istemediler aslında, hatta tembihlediler, sanki kendilerini acındırıyormuş gibi bir hava yaratılmasını istemediler. Türkiye’nin en zor fakültelerini kazanan, dar gelirli, alnı açık, başı dik, onurlu çocuklarımız onlar.)
*
Bugün... Gözaltına alındıkları İTÜ Maslak Kampusu’nda buluşacaklar gene, saat 12’de... “Bu sefer ne diyeceksiniz?” diye sordum... “Nargilemin marpucu gümüştendir gümüşten, beş değil on beş yıl olsa, ben vazgeçmem bu işten” diyeceklermiş!
*
Eşlik etmek için güzel bi şarkı...

Kendilerini yalnız hissetmesinler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder