İlk maç 3-1 bitince fazlasıyla
umutlanmıştım ama kafamın bir köşesinde de Twente'nin bir
Hollanda takımı olduğunu söyleyip durdum.Çünkü siz skor
avantajı ile arkaya yaslanırsanız Hollanda takımları maalesef
affetmiyor.Fenerbahçe'nin Alkmar maçını hatırlayalım.Bunun
farkında olan Ertuğrul Sağlam da sadece defans yapılarak turun
geçilemeyeceğini söyledi ki son derece haklı olduğunu görmüş
olduk.Bursaspor ne kadar isterse istesin sahasından çıkmata
zorlandı ya da diğer bir deyişle Twente Bursaspor'u çıkartmadı.En
sonunda da gelen hatalar sonucunda yenilen goller turun elimizden
kayıp gitmesine neden oldu.Gerçekten yazık oldu Bursaspor'a,
Ertuğrul Sağlam'a.Avrupa Ligi'ne bu kadar yaklaşmışken elenmek
kötü bir duygu olsa gerek.Özellikle ilk maçta bize
yaşattıklarınız başta olmak üzere gösterdiğiniz mücadeleden
dolayı Bursaspor heyetine teşekkür ediyoruz.Üzülmesinler
yollarına aynı şekilde devam ettikleri sürece Avrupa macerası
çok da uzakta değil.
31 Ağustos 2012 Cuma
210 Dakika 0 Gol
Avrupa Ligi'nden elenmek bir yana beni
ve eminim ki futbolseverleri de üzen şey Trabzonspor'un kendisinden
bir gömlek aşağıda olan takıma gol atamadan elenmesi.Mücadele
edersin, her şeyi zorlarsın ama sonunda olmadığı zaman sağlık
olsun dersin ama gol atamadan elenmek elenme türlerinden en çok acı
vereni diye düşünüyorum.Kadro planlaması iyi bir şekilde
yapılsaydı ya da en azından Janko daha erken alınabilseydi
Trabzonspor yoluna devam edebilirdi.
Çilekli Grup
Şampiyonlar Ligi'ndeki temsilcimiz
olan Galatasaray iyi bir grupta yer aldığını söyleyebiliriz.Ünal
Aysal'ın tabiriyle çilek grup da diyebiliriz.Seribaşı olarak
gelen Manchester United ile çok iyi zamanlarda karşılaşacak
olması Galatasaray için bie avantaj olarak görüyorum.İlk
maçlarda her zaman bir sürpriz sonuç çıkar ve İngiltere'den en
azından 1 puan ile dönmek yolu yarılayacaktır diye
düşünüyorum.Ayrıca Cluj takımı ile peş peşe oynayarak işleri
netleştirme şansı da var.Ama öyle gözüküyor ki son hafta
deplasmanda oynanacak Braga maçı grubun final maçı olacak.Umarım
son haftaya kalmadan Galatasaray gruptan çıkmayı garantiler.Grup
ve fikstür Galatasaray'ın yanında diyebiliriz.Umarım bir aksilik
olmaz.Çünkü Şampiyonlar Ligi'nde bir Türk takımını görmek
heyecan verici bir şey.Başarılar Galatasaray.
30 Ağustos 2012 Perşembe
Bir Kesime Aldanıp Dolduruşa Gelmeyelim
Fenerbahçe'de bir sürtüşme var
mı?Var.Konuşulması gerekiyor mu?Elbette konuşulması gerekiyor
ama takım içinde kalması şartıyla.Yani bu sürtüşme kulüp
dışında tartışılmamalı.Ama ne hikmetse medyaya baktığımızda,
özellikle birileri, bu konuyu konuştukça konuşuyorlar.Sürtüşmenin
olduğundan daha büyükmüş görüntüsü vermeye
çalışıyorlar.Taraftarlara soruyorlar Alex mi Aykut mu diye
sonrasında taraftarlardan bazıları Aykut deyince bakın
taraftarlar artık Aykut demeye başladı diye yorum yapmaya
başlıyorlar.Gazetecilik böyle bir şey galiba.Önce söylediğine
kendin inan, sonrasında bu düşüncenin etrafında kamuoyu oluştur
ve kitleleri buna inandır.işte medyanın gücü.Fenerbahçe'de ne
ilk bu tür tartışmalar ne de son olacak.Teknik adam ve oyuncu
arasında yaşanabilecek tarzda olayları gereğinden fazla
abartmanın anlamı yok.
Aslında bu konudan daha fazla
bahsederek onların ekmeğine yağ sürmek istemem ama birkaç şey
daha söylemek istiyorum.Fenerbahçe'de yaşanan bu sürtüşme
sonucunda tartışılan şey Aykut Kocaman'ın geleceği değil.Bu
durum hem yönetim için hem de taraftar için böyle.Tartışılan
şey Alex de Souza her 90 dakikada oynasın mı yoksa dengeli şelikde
kullanılsın mı.Konuyu biraz da bu çerçevede tartışırsak bir
çözüm yolu bulabiliriz.Aklı selim taraftarlara seslenmek
istiyorum.Lütfen bu tür haberlere, programlara aldanıp
Fenerbahçe'yi krize sürüklemeyin.Evet ortada bir sorun var bu
sorun orta yol bulunarak çözülebilir.Yeter ki yaralayıcı
söylemlerden kaçınalım.Aykut Kocaman da Alex de Souza da
Fenerbahçe tarihine adlarını yazdıran iki isim.Bu yüzden
söylediklerimize, hareketlerimize dikkat edelim ve takımı
desteklemekten vazgeçmeyelim.
24 Ağustos 2012 Cuma
Gebzespor İçin...
Çocukken tek kombine kart ile 5
arkadaş maçları izlemeye giderdik.O zamanlar maç izlemek bizler
için inanılmaz bir duyguydu.Özellikle kombine kart benim olunca
organizasyonu ben yapardım.Şimdi ise yaşımız belli bir yere
geldi.Kendimizi tribünlerden emekli ettik diyebiliriz.Yine de fırsat
buldukça izlemeye gidiyorum.Umarım bu alışkanlığımı kaybetmem
çünkü yerel bir takımın maçını izlemek, o heyecanı yaşamak
ayrı bir duygu.
Nereden geldim bu konuya derseniz
Gebzespor Başkanı Yavuz Unsur bu sezon için çıkacak olan kombine
kartların kulübe destek amaçlı alınmasını istemiş.Benim
aklıma da birden eski günler geldi.Başkan'ın bu ricasını yerine
getirmek Gebzespor'un başarısını isteyen herkesin görevidir diye
düşünüyorum.umarım hedeflenen rakam gerçekleştirilir.
Bu arada bugün bir arkadaşım Gebze
derbisi olacağından bahsetti.Gebzespor ile Darıca GB bugün kamp
yaptıkları Kartepe'de özel bir maçta karşı karşıya
geleceklermiş.Bir keresinde Darıca GB'nin sahasında maç
izlediğimde pek de iyi karşılanmamıştık.O yüzden bu özel maça
biraz şaşırdım.Umarım olaysız bir maç olmuştur.En önemlisi
her iki takım için hayırlı bir maç olmuştur.
Kocaman&Alex Çekişmesinde 3. Perde
Aykut Kocaman Fenerbahçe'nin başına
geçtiği günden beri karşılaştığı krizlerden en büyüğü ne
Avrupa maçlarındaki başarısız sonuçları ne de 3 Temmuz
süreci.Karşılaştığı en büyük kriz Alex de Souza krizi
diyebiliriz.Alex de Souza Fenerbahçe kariyeri boyunca attığı ve
attırdığı goller sayesinde Fenerbahçe tarihinde kendisine yer
ayırtmasına rağmen bir türlü Aykut Kocaman ile yıldızları
barışmadı.Aykut Kocaman'ın kafasındaki oyun felsefesinde Alex de
Suza'ya yer olmamasından dolayı kaynaklandığını söyleyebiliriz
ama her iki taraf da çözüm konusunda yetersiz kaldılar.
Aslında şu ana kadar birbirlerine
saygı çevçevesinde düşüncelerini söylemekten çekinmediler ki
bu son derece normal ve olması gereken bir şey.Ama Alex de Souza bu
sefer fazla ileri gitti diye düşünüyorum.Spartak Moskova maçında
Aykut Kocaman'ın sahaya çıkardığı 11i haklı bulduğumu
söylemeliyim.Orta sahayı daha çok kontrol etmek istediğinden
dolayı Alex de Souza'yı kenarda oturtması bana mantıklı
geldi.Oyunun ilerleyen bölümlerinde de Alex de Souza'ya fazla
ihtiyaç yoktu diye gördüm.alex de Souza'dan çok Krasic gibi topu
taşıyabilen bir oyuncuya ihtiyaç vardı ki Aykut Kocaman da
tercihini bu yönde kullandı ama fazla etkili olmadı.Yine de doğru
bir karar diye düşünüyorum.
Alex de Souza ile Aykut Kocaman
arasındaki bu çekişmenin yeni olmadığını söylemiştik.Bu
ikili yan yana geldiği günden beri gizli bir çekişmenin içinde
olduğunu görebiliyoruz.Şu an bu çekişmenin 3. perdesini
izliyoruz.İlk perdede Alex de Souza takım içerisindeki takım
arkadaşlarından bazılarını da yanına alarak Aykut Kocaman'a
karşı isyan etme durumuna gelmişlerdi.Takımı fazlasıyla
etkilediği için Başkan Aziz Yıldırım olaya el attı ve
gerginliği ortadan kaldırdı ve takım o hava değişikliği ile
şampiyonluk yarışını en önde tamamladı.İkinci perdede biraz
da mecburiyetten dolayı Aykut Kocaman Alex de Souza'ya bağlandı ve
O'nun önderlik etmesine izin verdi ama sezon bu şekilde
tamamlandı.Sonunda da bir ikincilik ve bir kupa şampiyonluğu ile
sezon tamamlandı.Üçüncü perdeye geldiğimizde ise bu durum daha
kötü gibi gözüküyor.Bu sezon herhangi bir olağanüstü bir
durum yok ve ortam Aykut Kocaman'ın düşündüklerini uygulaması
açısından son derece uygun.Bu anlamda gerginliğin tekrardan
oluşmasını bekliyorduk açıkcası ama bu kadar erken olacağını
düşünmüyordum.
Alex de Souza kendisinin
oynatılmamasına sebep olarak Aykut Kocaman'ın kıskanç olmasına
bağladı ki son derece yanlış bir söylem olduğunu ortada.1 maçta
kendisini oynatmadığı için teknik adamına isyan etmesi ve bunun
daha sezonun 5.resmi maçında olması kabul edilemez bir durum
olarak görüyorum.Kendisini genç oyunculara örnek gösterirken,
oyun aklı ve saha dışındaki kişiliği nden söz ederken
hocasının tercihine saygı göstermesini beklerken bu hareketini
nasıl açıklayacağız bilemiyorum.Elbette her oyuncu oynamak
ister, mücadele etmek ister ama her maçta da oynayamayacağını
bilmesi de gerekir diye düşünüyorum.Beni üzen bir taraf ise Alex
de Souza'nın sosyal medyadan herhangi bir mesaj vermek gibi bir
derdinin olmadığını söylemesi idi.O zaman bu “kıskanç”
kelimesi nereden çıktı diye sorarlar.Alex de Souza tercümede hata
yapıldığını söylüyor ama zamanında Andre Santos da aynı
kelimelerle bu gerginliği tarif etmişti.O yüzden Alex de Souza'nın
bu açıklaması benim tarafımdan kabul görmedi.
Belli ki Aziz Yıldırım bir kez daha
araya girmiş ve Alex de Souza'dan böyle açıklamalar geldi.Aykut
Kocaman açısından bu açıklamalar kabul görür mü bilemem ama
Aykut Kocaman'ı zor durumda bıraktığı gerçek.Alex de Souza
yaptıkları ile Fenerbahçe tarihinde kendisinden sıkça
bahsettirecek ama şunu da söylemeliyim ki Alex de Souza taraftarlar
tarafından sevilmesini silah oarak kullanarak Aykut Kocaman'ı
köşeye sıkıştırmaya çalışıyor gibi bir düşünceye
kapıldım.Haklı mıyım değil miyim zaman gösterecek ama şurası
kesin ki bu gerginlik takımın havasını olumsuz etkiler ve takımı
yıpratır.
O yüzden net olarak söylüyorum ki ya
bu gerginlik tatlıya bağlanacak ve özellikle Alex de Souza kenarda
oturmayı kabul edecek ya da bu gerginlik çözülmeyecek durumda ise
şu ana kadar yaptıklarından dolayı teşekkür edilip Alex de
Souza ile yollar ayrılmalı.Bunları çok üzülerek söylüyorum
ama durum bunu gösteriyor.Umarım Fenerbahçe için en hayırlı
çözüm bulunur ve hem Alex de Souza'dan hem de Aykut Kocaman'dan
faydalanalım.Bu iki özel insanı kaybetmek bu camiaya zarar verir
diye düşünüyorum.
16 Ağustos 2012 Perşembe
Son Giden Van Persie Oldu
Geçen sezon Premier Lig'de gol kralı olan Hollandalı Van Persie sezon sonu sona erecek sözleşmesini uzatmayacağını açıkladığı günden beri Arsenal teknik adamı Arsene Wenger içni günler kolay geçmiyordur diye tahmin ediyorum.Kadrosundaki en iyi adamını kaybetme korkusu Arsene Wenger'i sardığı açık.Bu saatten sonra artık uykuları da kaçacak gibi duruyor çünkü geçen sezon takımı taşıyan en iyi adamı ezeli rakibine gidiyor.Geçen sezon tek bir kupa bile alamayan Manchester United Van Persie transferi ile ligde rakiplerine iyi bir mesaj verdi.Arsene Wenger bu durumdan oldukça rahatsız çünkü kendisi de farkında Van Persie Manu'ya gittiğinde olabilecekleri tahmin ediyor.Arsene Wenger Manu'ya gitmesindense PSG'ye gitmesini tercih ettiğini söyleyerek düşüncesini açıkladı ama Arsene Wenger'in de yapacağı bir şey yok.Kendisi de isterdi kupalar kazanılsın ve yıldızlar takımda kalsın ama kazanmak dışında bir sonuç kaul görmediği için futbol dünyasında ne kadar iyi bir teknik adam olsanız da sizinle bir yere kadar geliyorlar.Sonrasında kupalar ve bir miktar daha para çekici oluyor ve kuşun yuvadan uçması gibi yıldızlar da takımdan uçup gidiyor.Arsene Wenger son birkaç sezondur kaybettiği yıldızları takımda tutmayı başarabilseydi belki kupa kazanabilirdi ama yıldızların inancı bir kere kırıldığından ayrılmak istediler.Bundan sonra Arsene Wenger işleri biraz daha sıkı tutmalı ve takımı kupa kazanacak frekansa sokmalı.Yoksa birkaç sezon sonra şu an mevcut kadroda bulunan yıldızlar veya yıldız adayları da takımdan ayrılma fikrini kafalarına yerleştirmiş olacaklar.Arsene Wenger'e bu sezon ve sonrasında kolaylıklar diliyorum.
15 Ağustos 2012 Çarşamba
Nuri Şahin Sürprizi??
Geçen sezon verdiği görüntü
sebebiyle Nuri Şahin hakkında transfer dedidokuları çıkması son
derece normal.Hele orta sahada iyi bir oyuncuya ihtiyacı olan
Fenerbahçe varsa Nuri Şahin ve Fenerbahçe isimleri yan yana
gelmesi gayet doğal.Her şey normal de acaba bu transfer olur mu
sorusu kafayı biraz kurcalıyor.İki Vaslui ve Galatasaray maçları
sonrasında orta sahada güçlü bir isim eksikliği göze çarptığını
düşününce Fenerbahçe'nin bu transferde bir taraf olmasını
anlayabiliyoruz.Diğer taraftan bir sezon boyunca futboldan uzak
kaldıktan sonra oynayabileceği bir takımda olmak isteyen Nuri
Şahin'in taraf olmasını anlayabiliyoruz.Ancak bu transferin olma
ihtimali Nuri Şahin'in Türkiye'ye gelmek istemesine ve Nuri
Şahin'in taliplerine bağlı olduğunu belirtelim.Söylentilere göre
Nuri Şahin'in İngiltere gibi bir futbol ülkesine gitme ihtimali
varken Türkiye'ye daha da ötesi başka bir lige gitmek ister mi?Ben
Nuri Şahin'in yerinde olsam gitmek istemem.Nuri Şahin eğer
İngiltere'de ilk 11de sık yer bulacağı bir takım bulursa tercih
süresi kendisi için daha kolay olacaktır.Ama forma rekabetinin
yoğun olduğu bir takıma gitmektense kendisini çok isteyen ve
büyük ihtimalle banko oynayabileceği Fenerbahçe'yi tercih
edecektir diye düşünüyorum.Nuri Şahin için zor bir süreç
olacak gibi gözüküyor.Umarım kariyeri için hayırlı bir karar
verir.Böylelikle hem Nuri Şahin hem de Milli Takım kazanır.
İki Gence 34 Milyon Avro
Liverpool'da Kenny Dalglish'in yerine gelen Brendan Rodgers takımın transfer politikası hakkında açıklamalar yapmış.Transfere gereğinden fazla harcama yapmayacaklarından bahsetmiş.Buraya kadar herşey normal de Rodgers'ın yaptığı iki transfere yaklaşık 34 milyon avro harcaması bana göre tezat oluşturmuş.Transfer ettiği Joe Allen ve Fabio Borini nasıl oyuncular oldukları hakkında bir fikrim olmadığı için olumlu ya da olumsuz bir fikir öne süremiyorum.Umarım önceki hatalara benzer bir durum ortaya çıkmaz.Oyuncular 21 ve 22 yaşında oldukları için umarım iyi ir yatırım olmuştur.Zaman bize bazı şeyleri daha net gösterecektir diye düşünüyorum.Umarım Rodgers ve oyuncuları bu sezon başarılı sonuçlar almayı başarırlar.
Daha 21 Yaşında...
Batuhan Karadeniz Beşiktaş'a dönüşünden sonra herkesin aklına bir acaba sorusu gelmiştir diye düşünüyorum.Geçmişte yaptıkları ve hocaları ile yaşadıklarından dolayı hiç de iyi gözle bakılmayan bir oyuncunun ne kadar düzeleceği belirsiz bir konu olduğu için Batuhan Karadeniz'in her transferinde bir şüphe vardır.21 yaşında olduğu düşündüğümüzde oyuncu karakterini sahaya yansıttığında kalitesi ile fark yaratacağı aşikar ama şu ana kadar bunun farkına varamadığı için kendisine sürekli haksızlık yapıyor.Batuhan Karadeniz'in mental açıdan iyileşmesi açısından yardım alması gerekir diye düşünüyorum.Tüm dünya Balotelli'nin saatli bomba olduğunu bilir ama Avrupa Şampiyonası'nda izlediğimiz Balotelli bildiğimiz Balotelli görüntüsünden uzaktı.Son derece profesyonelce davranışlar sergiledi.Attığı bir golden sonra biraz çizgisinden ayrılmaya yeltendi ama arkadaşları engelledi.Bunun dışında Balotelli'nin kötü bir davranışını hatırlamıyorum.Batuhan Karadeniz'in de Balotelli ile aynı yaşlarda olduğunu, benzer futbol anlayışına sahip olduğunu göz önüne alırsak Balotelli'ye verilen mental desteğin Batuhan Karadeniz'e de verilmesi takdirde verimli bir futbolcuya dönüşebileceğini düşünüyorum.Fiziksel olarak üstünlüğü ve yeteneklerine ek olarak mental olarak da güçlü olabilirse hem kendisi hem takımı hem de Milli Takım kazanacaktır.Umarım Batuhan Karadeniz'in değiştiği yönündeki açıklamaları doğrudur ve artık beklenen seviyeye ulaşır.
14 Ağustos 2012 Salı
Vuelta Cumartesi Başlıyor
18 Ağustos Cumartesi günü Contador &
Froome çekişmesi beklenen İspanya Bisiklet Turu
başlayacak.Contador'un cezasından dolayı Fransa Bisiklet Turu ve
Olimpiyatı kaçırmasından sonra kendisini izlemek için merakla
beklediğimiz İspanya Bisiklet Turu bu sene başka bir hikayeye
sahne olacak.Froome geçen sene düzenlenen İspanya Bisiklet
Turu'nda yaşadıkları ve bu seneki Fransa Bisiklet Turu'nda takım
ile çekişmesinden sonra kendisi ispatlama yoluna gideceğini
biliyoruz.Zaman karşıdaki üstünlüğü ve Fransa Bisiklet
Turu'nda gösterdiği performans ile İspanya Bisiklet Turu'nun
heyecan katsayısını arttıracaktır diye düşünüyorum.Öte
yandan aldığı ceza sonrasında bisiklet sürme aşkı ile dolan
Contador'un kendisinin bir yere gitmediğini, hala başa
oynayabileceğini göstermesi açısından bir fırsat olarak
göreceği çok açık.Karşısında kendisini iyi test edebileceği
bir rakibin de olduğunu düşünürsek Contador'un özgüven
kazanması için iyi bir tur olacağını düşünebiliriz.
13 Ağustos 2012 Pazartesi
GS Hak Etti FB Alarm Verdi
Süper Toto Süper Lig şampiyonu
Galatasaray ile Türkiye Kupası şampiyonu Fenerbahçe'yi karşı
karşıya getiren Süper Kupa finalinde son dakikalarda bulduğu
penaltı golü ile Galatasaray maçı 3-2 kazandı ve Süper Kupa'nın
sahibi oldu.Galatasaray maçı sonuna kadar hak ettiğini
düşünüyorum.Bu maç geçen sezon oynanan Galatasaray –
Fenerbahçe maçlarına çok benzediği için maçı izlerken
yabancılık çekmedik.
Maç hakkındaki düşüncelerimi
maddeler halinde sıralarsak;
1-En başta Umut Bulut'tan bahsetmek
gerekir.Ankaragücü ve Trabzonspor'da yakından takip ettiğimiz ve
mücadelesi ve kaçırdığı pozisyonları ile hatırladığımız
Umut Bulut dün oynanan maçta da aynı çizgide oynadı ama bir
farkla.O da Gol pozisyonlarında oldukça yüzdeli olması idi.Yanlış
hatırlamıyorsam 3 pozisyona girdi 2sinde golü buldu.Bu rakam başka
golcüler için normal sayılabilir ama Umut Bulut için oldukça iyi
diyebiliriz.Ayrıca yaptığı presle Fenerbahçe'nin pas trafiği
başlamadan bitirdi ki en önemli katkısı bu diye düşünüyorum.
2-Galatasaray takım halinde
Fenerbahçe'den daha hazır gözüktü.10 kişi kalmasına rağmen
fiziksel olarak ayakta kalan taraftı.Başta Elmander ve Umut Bulut
olmak üzere takım olarak yaptıkları presin meyvesini fazlasıyla
aldılar.Hamit fazla ortalıkta gözükmese de orta sahayı güçlü
kılmak açısından elinden geleni yaptı.Emre Çolak maçın
yıldızı diyebiliriz.Mücadelesi ile sol tarafta Orhan Şam'ın
üzerinde gitmesi ile takdir topladı.
3-Fenerbahçe'de en iyi görünen isim
Dirk Kuyt oldu.Aslında tek isim de diyebiliriz.Fiziksel ve mental
açıdan takımdan oldukça yukarıdaydı.Topla buluştuğu her an
takımını ileriye taşımak için sorumluluk aldı ve Galatasaray
kalesine özgüvenle giden tek oyuncu idi.Fenerbahçe'nin
pozisyonlarına ve gollerine baktığımızda hep bir Kuyt imzası
görebiliyoruz.Umarım bir süre sonra isyan edip performansında bir
düşüş yaşanmaz.Bu sezonun adamı olabileceğini düşünüyorum.
4-Fenerbahçe'nin neden bu kadar geriye
yaslandığını anlamakta zorlanıyorum.Acaba Aykut Kocaman mı
böyle istiyor diye düşünmeye başladım ki Aykut Kocaman maçtan
sonra yaptığı basın toplantısında kendi düşüncesi olduğunu
söyledi.Elbette geri çekilip kontra ataklarla pozisyon yaratmak bir
düşüncedir ama bunu uyguladığın takdirde bir silah olur.Topu
kaptığın zaman orta saha oyuncuların ayağa pasları iyi
yapabilme özelliğine sahip olmalıdır ki geriye yaslanmanın bir
anlamı olmalı.Fenerbahçe'nin orta sahasına baktığımızda
Mehmet Topal, Cristian, Mehmet Topuz ve Caner Erkin ayağa iyi
yapabilen isimler değil.Hal böyle olunca tüm iş Alex ve Kuyt'a
kalıyor ki bu da maçları kazanmana yeterli olmuyor.Hele ki Alex de
formsuz ise.Bu maç gösterdi ki Stoch veya Krasic'ten en az birisi
kesinlikle ilk 11de yer alması gerekiyor.Çünkü takımı ileriye
taşıyabilecek ve pas trafiğinde sırıtmayacak bir isme ihtiyaç
var ve şu an kadroda bunu yapabilecek isimler azınlıkta.
Aykut Kocaman transfer konusundaki
düşüncelerini açıkladıktan sonra geriye tek bir şey kalıyor.O
da oyun merkezini iyi kurgulamak ve orta sahada yaratıcılığı üst
seviyeye taşıyabilecek isimlere yer vermek.Aykut Kocaman bu iki
durumu çözmediği sürece Fenerbahçe evinde oynadığı maçları
kazanabilir belki ama deplasman yine sıkıntılı olacaktır.Bu kötü
görüntü aynı zamanda defansı da etkiliyor ve defanstaki
eksikleri de göz önüne çıkarıyor.Örneğin dünkü Bekir
izlediğim en kötü Bekir idi.Yobo geldiğinde kesiği yiyen isim
Bekir olacağını düşünüyorum.Bana kalırsa orta sahaya bir isim
alınması ile çözüm bulunabilir ama Aykut Kocaman kesin bir dille
hayır deyince nasıl bir çözüm bulacağını merak ediyorum.Aykut
Kocaman'a güvenim sonsuz ama bir an önce kendi imzasını atması
gerekiyor.
Bu maç her iki takım için de verimli
geçmiştir diye düşünüyorum.Artıları ve eksileri görme
açısından iyi bir maç olmuştur.Ama şurası kesin ki daha çok
işi olan takım Fenerbahçe.Sezon başı olduğunu ve daha çıkacak
basamakları olacaklarını da belirtelim.Fazla yüklenmeye gerek yok
ama bazı şeyleri de yolun başında görmemiz gerekiyor.Son olarak
Galatasaray'ı bir kez daha kutlayalım.
11 Ağustos 2012 Cumartesi
Froome İstediğini Aldı
2012 Fransa Bisikelt Turu'nda Bradley Wiggins ile yaptığı çekişmeler sonucunda dikkat çeken Chris Froome istediği ve beklediği takım liderliğini Vuelta'da elde etmiş durumda.Fransa Bisiklet Turu'nda birkaç etapta gitmek istemesine rağmen takımdan aldığı uyarılar neticesince geri çekilen Froome için kendisini göstermesi açısından iyi bir şans.Gereken yerlere mesaj yollamaya çalışacaktır.Contador'un da yarışlara dönmesiyle iyi bir mücadele olacaktır.Merakla bekliyoruz.
Ve Rakip Spartak Moskova...
İki gün önce Fenerbahçe'nin şampiyonlar liginde muhtemel rakiplerinden bahsederken Spartak Moskova'yı ön plana çıkarmış ve biraz Spartak Moskova'dan bahsetmiştik.Demek ki kendimi öyle bir inandırmışım ki kurada Spartak Moskova çıktı.İlginç bir buluşmaya sahne olacak.Fenerbahçe'de 1 maç bile oynayamadan takımdan ayrılan Emenike Şükrü Saraçoğlu'na gelecek.Merakla bu maçları bekliyorum.Umarım bir aksilik olmaz ve gruplara kalmayı başarırız.
İlk maç 21 Ağustos'ta Moskova'da oynanacak.Rövanş ise 29 Ağustos'ta Şükrü Saraçoğlu'nda oynanacak.
Ağlamak İstiyorum
Final koşacaklarından emindik, en az birisinin madalya alacağından emindik ama madalyaların renginin altın ve gümüş olacağını hiç düşünmüyorduk.Aslı Çakır Alptekin biraz daha öne çıktığı için yarış için favori oalrak görüyordum ama Gamze Bulut inanılmaz bir iş yaptı gerçekten.Son metrelerdeki atağı hala gözümün önünde.Yarışı babamla birlikte izlerken babam "Aslı kazanıyor kazanıyor" diye hoplayıp zıplarken ben "asıl Gamze'ye bak" dedim ve ikimiz de ne olduğunu anlayamadık.Birkaç dakika kendimize gelemedik.Daha sonrasında bibrbirimize sarılarak zaferi kutladık.En önemlisi ise Türkiye bayrakları ile pistte tur atarken eminim izleyen herkes de olmuştur gözlerin dolmasıydı.O an kimse duygularını tam manasıyla anlatamazdı eminim.Çünkü madalya beklemek ayrı bir şey 1-2 olmak ayrı bir şey.Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut'a çok teşekkür ediyoruz.Bize yaşattıkları duygu öyle tarif edilemez bir duygu ki gerçekten.Ne desek az.Bu arada sporcularımızın yetişmesinde emeği olan hocalarına ve federasyona da teşekkür edelim.Bu başarı iyi bir takım olabilmenin sonucu diye düşünüyorum.Umarım bu başarıların devamı gelirÖzellikle Gamze Bulut'un daha 20 yaşında olduğunu belirtmek gerekiyor.Çok teşekkürler birkez daha.
9 Ağustos 2012 Perşembe
Nuri Ada Yolcusu mu?
Nuri Şahin forma şansı bulma konusunda zorlandığı bir sezonun ardından kiralık da olsa takımdan ayrılma haberleri çıkması gayet doğal.Son yapılan haberlere göre Arsene Wenger'in Nuri Şahin'i istediği ancak Alex Song'un takımdan ayrılması şartıyla bu transfere izin vereceği yönünde.Alex Song'un takımdan ayrılıp ayrılmayacağı konusu Nuri Şahin'in geleceğini belirleyecek gibi duruyor.Hatta Tottenham dedikoduları da konuşulduğunu göz önüne alırsak Nuri Şahin'in transferinde kelebek etkisini göreceğiz gibi geliyor bana.
Olası Rakip Spartak Moskova
Fenerbahçe 1-1 sonra eren ilk maçın
rövanşında Romanya'da Vaslui'yi 4-1 yenerek şampiyonlar liginde
play off mücadelesi yapma hakkı kazandı.İki maça da bakıldığında
biraz zor oldu ama sonucunda olması önemliydi.Takımın tam
anlamıyla hazır olmadığı açık bir şekilde gözlemleniyor.O
yüzden netice almak ilk hedef olmalı.Hedef artık gruplara
kalmak.Bu yolda da Vaslui'den daha kaliteli ekipler karşımıza
çıkacak.
Türk takımlarının belalısı Dinamo
Kiev, Yunan ekibi Panathinaikos ve Spartak Moskova öne çıkan
takımlar olarak gözüküyor.Geçmiş yıllarda olsak hepimize
Spartak Moskova kolay rakip olarak gelirdi ama şu an için öyle bir
şey söz konusu değil.Spartak Moskova'nın kaadrosuna baktığımızda
rakibi tedirgin edecek bir kadro olduğunu görebiliyoruz.
En başta teknik adam Unai Emery göze
çarpıyor.Valencia'da başarılı bir çizgi yakalasa da yeterli
olmadı ve Valencia'dan ayrılmak zorunda kaldı.Tecrübesi ile
Spartak Moskova'ya katkı vereceğini düşünüyorum.Kadroya
baktığımızda Hollandalı De Zeeuw, Brezilyalılar Romulo, Ari ve
Welliton, yakından tanıdığımız Nijeryalı Emenike, Rus
Bilyaletdinov ve bu sene takıma dahil olan Kim Kallstrom dikkat
çeken oyuncular arasında göze çarpıyor.Gerçekten deneyimli
oyuncular ile genç oyuncular iyi bir karma oluşturmuşlar.
Vaslui karşısında izlediğimiz
Fenerbahçe sezon başındaki iyi mücadelesinin yanında oyun olarak
da bir iki basamak yukarıya çıkmayı başarırsa Spartak Moskova
karşısında şansını yükseltir.Ama bu kısa sürede ne kadar
gerçekleşir bilinmez.Aslında bu durum biraz da rakibe bağlı.
Fenerbahçe'nin muhtemel rakipleri
arasında en ciddi olanı olarak Spartak Moskova'yı gördüğüm
için onlardan biraz bahsettim ama elbette Dinamo Kiev her zaman
zorlar, Yunanistan gibi bir deplasmandan her zaman kaçınmak
gerekir, FC Kopenhang biz fazla önemsem,yoruz ama her an her şeyi
yapabilecek bir takım görüntüsünde olduğunu biliyoruz.
Fenerbahçe play off turunda seri başı
olmayarak şansını yükseltti ama yine de işi zor.Küçümsenmeye
gelmeyecek takımların olduğunu gözden kaçırmayalım.Rakibimize
iyi çalışırsak Fenerbahçe kaliteli oyuncuları ile turu geçecek
güce sahip.Yeter ki bir dakika ile durmadan mücadele etsin.
Olimpiyat Ruhuna Yakışır Hareket
Londra 2012 ruhuna yakışır bir tavır
sergiledi Merve Aydın.Merve finale mi çıktı veya yarış mı
kazandı?Hayır.Yaptığı şey olimpiyat ruhuna saygı
göstermekti.Sakatlanmasına rağmen yarışmayı bırakmayıp acı
çeke çeke yarışı tamamlamaya çalışması gerçekten gurur
verici bir olay.Bir de stadı dolduran seyircilerin Merve'yi
alkışlaması olayı daha da inanılmaz yaptı.Elenmiş olmasına
rağmen kendisini kutluyoruz o çabası için.Hiç önemli değil
Merve.Nasıl bir karaktere sahip olduğunu gösterdin ya oyeter bizim
için.
Nevin Yanıt & 12.58
Nevin Yanıt 12.59 u hedef olarak
koyduğu zaman ben açıkcası şans vermiyordum ta ki 12.61 koşana
kadar.Nevin Yanıt öyle bir sıçrama yaptı ki bir anda 100m
engellinin adaylarından biri oldu.Kendisini bu gelişiminden dolayı
tebrik ediyorum.Nevin Yanıt koyduğu hedefi biraz daha geliştirerek
tamamladı 100m engelli yari finali.Ama görüldü ki madalya için
yeterli olmayacaktı.Aslında madalya olursa ne güzel olur diye
baktığımızda dolayı asıl önemli olanın Nevin Yanıt'ın
finalde koşması idi.Nevin Yanıt 12.58 gibi muazzam bir derece ile
koştuktan sonra final daha heyecanlı oldu.Nevin Yanıt bir kez daha
12.58 koşarak olimpiyat beşincisi oldu ve iyi bir iş
çıkardı.Madalya beklentimiz düşük olduğu için finalde bir
Türk sporcunun yarışması bizleri daha heyecanlı ve gururlu
yaptı.O yüzden bizlere yaşattığı gururdan dolayı Nevin Yanıt'a
teşekkür ederiz.Nevin Yanıt yeni hedef olarak 12.50 nini altına
inmeyi koydu.Ne kadar başarılı olur bilemiyorum ama bu hedefine ya
da 12.58 in altına inebileceğini düşünüyorum.Başarılar Nevin
Yanıt.
6 Ağustos 2012 Pazartesi
Simge Adam Oscar Pistorius
Londra 2012 Olimpiyatları'nın simge
sporcularından biri olan Oscar Pitorius 400m yarışında yarı finali
çıkmayı başarmıştı ancak final için zamanı yeterli
olamadı.Ama önemli olan yarı final zamanı değil 400m yarışında
kendisini denemesi ve son ana kadar mücadelesini sürdürmesi.Verdiği
mesaj, yarattığı görüntü ile birçok insana ilham kaynağı
olacağını düşünüyorum ki kendisinin de asıl amacı budur diye
tahmin ediyorum.Sporun hangi şartlarda olursa olsun yapılabileceğini
gösterdiği için kendisine teşekkür ediyorum.
Hoşgeldin Bo McCalebb
Koç geldiği gün acaba Bo McCalebb
gelir mi diye düşünmeye başlamıştım.Çünkü koç
değişikliklerinde yeni gelen koç her zaman eski takımından
oyuncuları getirmeye çalışır ki oynattığı sistemi yeni
takımına da taşıyabilsin.Bu anlamda Bo transferi son derece
önemli.Umarım bu seozn her şey iyi gider ve dörtlü finalden
bahsedebiliriz.Hoşgeldin Bo McCalebb.
Sağlık Olsun...
Olmadı maalesef.Zor gruptan çıkmayı
başaramadık ve bizim açımızıdan erken ayrıldık.Ama bu durum
bizleri fazla üzmemeli çünkü öyle bir grupta mücadele ettik ki
böyle grup düşman başına bile değil.Öyle bir gruptu.Bu sonucun
nedenlerinden biri de bence madalyaya fazla odaklanmamız diye
düşünüyorum.Çin maçından sonra Naz Aydemir tamamen madalyaya
odaklandıkalrını ve grubu hiç düşünmediklerini
söylemişti.Söylemlerimizle öyle bir hava yaratmışız ki
sporcularımız madalya için çıkmamız gereken bir grup
mücadelesini arka plana itmişler.Bu yüzden sporcularımıza
kızmanın, sitem etmenin gereği yok.Çünkü o havayı bizler
yarattık.Sağlık olsun diyelim.Bizleri en iyi şekilde temsil
ettiklerini düşünüyorum.Önemli olan olimpiyat havası
almaktı.Bundan sonra işler bizim için daha rahat ilerleyecektir.
İlklerin Peşindeyiz...Rakip Rusya...
Geçen sene avrupa Şampiyonası'nda
finale kadar gelen Kadın Basketbol Takımımız olimpiyatta iyi
işler yapacağını bizlere vaad ediyordu zaten.Ama açıkcası bu
kadar “takım” olacaklarını beklemiyordum.Grupta sadece ABD'ye
yenilerek 2. tamamlayarak çeyrek finale yükseldiler.Kendilerini
kutluyoruz.Çeyrek finalde geçen sene avrupa Şampiyonası'nda
finalde kaybettiğimiz Rusya ile karşılaşacağız.Tarihimizde hiç
yenemediğimizi biliyorum.Umarım ilk galibiyeti alır ve yarı
finale çıkarız.Ondan sonra da madalyayı zorlayacağız ama
öncelikle Rusya'yı geçelim.Takımımıza güveniyoruz, ne olursa
olsun kendileri ile gurur duyuyoruz.
5 Ağustos 2012 Pazar
Wojdan Shaherkani...
2012 Londra Olimpiyatları'nda önemli olaylardan biri de ilk kez S.Arabistan'dan kadın bir sporcunun olimpiyata katılmasıydı.Yetkililer sabit düşüncelerinden sıyrıldılar ve Wojdan Shaherkani'yi Judo branşında ülkeyi temsil etmesi için Londra'ya gönderdiler.Bu karar gerçekten sevindirici çünkü olimpiyat dediğimiz şey tam da bunu temsil ediyor.Spora gönül vermiş insanların kadın erkek farketmeden o sporda kendilerini gösterebilme haklarına sahip iken bugüne kadar yasaklanmış olması üzüntü vericiydi.Bu olimpiyatta Wojdan Shaherkani'den daha mutlusu yoktur diye düşünüyorum.Kendisi adına üzüldüğüm nokta judodaki mücadelesi biraz daha sürseydi de olimpiyat havasını iyice alsaydı.Ama O'nun için bir şey değiştiğini düşünmüyorum.Sonuçta bir ilki başardı ve bugünden itibaren sembol isimlerden biri olacaktır diye düşünüyorum.Tebrikler Wojdan Shaherkani.
4 Ağustos 2012 Cumartesi
Finalde Serena Rüzgarı
Londra 2012'de oyunların tenis
ayağında Serena Williams finalde Rus Maria Sharapova'yı 2-0
yenerek altın madalyanın sahibi oldu.Serena Williams sakatlığı
nedeniyle bizleri kendisini izlemekten mahrum etmişti ancak güzel
bir geri dönüş yaptı.Final maçında Maria Sharapova'nın hiçbir
şekilde umutlanmasına izin vermeyen Serena Williams maçın
başından itibaren oyuna hükmetti ve kendisi açısından kolay bir
maç ile olimpiyat şampuyonluğuna ulaştı.Özellikle servislerdeki
yüzdesi maçı kolaylaştıran etkenlerin başında geliyordu diye
biliriz.Sharapova bu yılı 1 numaraya çıkmasının yanında bir
olimpiyat şampiyonluğu ile taçlandıramadı.O'nun şanssızlığı
karşısında Serena Williams gibi bir rakibin olması.
3 Ağustos 2012 Cuma
Oyun Planında Krasic'in Yeri
Fenerbahçe'de Şampiyonlar Ligi'nde
Vaslui karşısında göstermiş olduğu kötü futboldan sonra bir
transfer harekatı olacağını tahmin ediyordum.Çünkü Fenerbahçe
kaliteli oyuncuları olmasına rağmen tam anlamıyla bir takım
görüntüsü çizemedi.Defans ve orta saha bölgesine ilk 11 de
oynayabilecek oyuncuya gerek olduğunu Vaslui maçı bizlere gösterdi
göstermesine ama Fenerbahçe teknik ekibi bu iki bölgeye oyuncu
transfer etmek yerine öncelikle Krasic transferi bitirdi ki benim
şüphelerim var açıkcası.Yaşına rağmen takımda oynamasına
kesin gözüyle bakılan Alex olduğu sürece Krasic nasıl forma
şansı bulacak merak ediyorum.Sarı Adam Kuyt'un verimli olacağını
hesaba kattığımızda o zaman Sarı Adam Kuyt'u forvet bölgesinde
göreceğiz.O zaman forvet bölgesinde şişkinlik olacaktır.Sağ
tarafta Krasic ile Mehmet Topuz formayı paylaşacaklardır.Krasic
sağ tarafta oynadığı zaman ileri dörtlü Stoch – Krasic –
Alex – Kuyt olacaktır ve bu dörtlü savunma anlamında zorluk
yaratabilir.Çünkü biliyoruz ki Stoch ve Krasic geriye gelmeye
çalışsalar da tan anlamıyla savunma yardım edeceklerini
düşünüyorum.Alex'i de düşündüğümüzde orta sahada tüm yük
Mehmet Topal ve Cristian'ın omuzlarında olacaktır.Öyle gözüküyor
ki Aykut Kocaman bu dörtlü ile başlayacaktır.O halde ben Aykut
Kocaman'ın yerinde olsam geçen sezon da denediği ama başarılı
sonuç alamdığı Alex'in en uçta oynadığı sistemi
denerdim.Solda her zamanki gibi Stoch, sağ tarafta Kuyt ve Alex'in
bölgesinde Krasic'in oynaması daha iyi olabileceğini düşünüyorum.
Yok eğer Aykut Kocaman Fenerbahçe'de
teknik adam olduğu günden beri aklında olan 4 - 3 – 3 sistemi
uygulayacaksa Krasic iyi bir transfer olduğunu söylebilirim.Ya da
bu sezon başında hazırlık döneminde dile getirdiği 4 – 4 –
2 sisteminde de Krasic iş yapar.Ama Aykut Kocaman'ın kadroda
sağlıklı bir Alex olduğu sürece yıllardır oynanan sistemden
vazgeçebileceğini düşünmüyorum.Bu yüzden Krasic transferi
benim için bir lüks diye düşünüyorum.Umarım Aykut Kocaman
kaliteli oyuncuları bir arada oynatmanın formulünü bulur diye
düşünüyorum ya da umuyorum.
1 Ağustos 2012 Çarşamba
Andy Carroll&Liverpool Birlikteliği?
Geldiği günden beri göstermiş
olduğu performans dolayısıyla eleştirilen Andy Carroll ile
Liverpool'un yolları ayrılmak üzere.Liverpool'un Fernando Torres'i
satmasından sonra kazanmış olduğu parayı Andy Carroll'a
yatırmasıyla birlikte genç oyuncu üzerinde bir baskı
hissetti.Kolay değil kendisine verilen bonservis ücretinin hakkını
vermek.Geldiğinden daha az bir bonservis ücreti ile gelseydi
yaptıklarını başka bir gözle izlerdik ama maalesef baskı
kendisini göstermesini engelledi.Geçen sezonki ortalamalarına
bakacak olursak 314 dakikada bir gol atmayı başarmış ki bir
forvet için oldukça kötü bir istatistik.Oynadığı 51 maçın
20sinde sonradan oyuna girdiği göz önüne aldığımızda aslında
fazla kötümser olmamak gerekiyor ama dediğim gibi üzerindeki
baskı bizleri kötümser olmaya itiyor.Yeni sezon için
beklentilerimi düşük tuttum açıkcası.Fazla bir beklenti
içerisinde olmamak Andy Carroll'ın nefes almasını sağlayacağından
performansı artabilir ama dedikodular Liverpool'da kalmayacağı
yönünde.Kiralık gönderileceği konuşuluyor ki bana göre en
mantıklı karar gibi duruyor.Çünkü Andy Carroll gibi bir forvet
her zaman gereklidir.Sadece biraz zaman gerekiyor hem Liverpool için
hem de Andy Carroll için.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)