26 Nisan 2013 Cuma

Keyifli Maça Aday & Bursaspor-Akhisar


Ligin boyu kısaldıkça hedefi olan takımlar arasında oynanan maçları izlemesi kadar keyifli bir şey yoktur.Hikmet Karaman ile birlikte Avrupa'ya gitme yolunda ilerleyen Bursaspor ile Hamza Hamzaoğlu'nun ligde tutmak için elinden geleni yaptığı Akhisar arasında oynanacak maç 31. haftanın izlenmesi gereken maçlar arasında yer alması gerekiyor diye düşünüyorum.Akhisar'ın çıkışı ile birlikte kendilerine olan güvenin artması en büyük avantajı gibi görünüyor.Ayrıca Gekas gibi bir silahın deplasmanda çok iş yapacağı da aşikar.Diğer taraftan Avrupa yolunda Beşiktaş'ı yakalayan ve az da olsa şampiyonlar ligi umudu olan Bursaspor taraftarının desteği ile elinden geleni yapacaktır.Umarım zevkli bir maç olur ve izleyenlere büyük keyif verir.

Sebastian Rode Bayern Yolunda


Bayern gelecek sezon için kadro planlamasını şimdiden yapmaya başladı.Barcelona maçı öncesi Mario Göetze transferini açıklayan Bayern'in şimdi de Bundesliga'da göstermiş olduğu performansla dikkat çeken Frankfurtlu Sebastian Rode ile ilgilendiği konuşuluyor.90 doğumlu olan Sebastian Rode ligde göstermiş olduğu performansla değerine değer kattı ve hemen Bayern'in dikkatini çekti.Gelecek sezon Bayern'in başına geçecek olan Pep Guardiola'nın oyuncular üzerindeki etkisini düşününce olası transferde Sebastian Rode birkaç sınıf atlayabilir.

Umarım Eksikler Hissedilmez


Deplasmana 1-0 gibi avantajlı bir skorla giden Fenerbahçe avantajınıı korumasına yardımcı olacak en önemli üç oyuncusundan yoksun olması takım savunmasını ciddi bir şekilde etkileyecektir.Mehmet Topal'ın yerine Selçuk Şahin oynaması aynı çizgide olmasalar bile Selçuk da kesici rolünü iyi yapabilir.Webo'nun yerine de büyük ihtimalle Caner oynayacaktır.İki oyuncu arasındaki fark Fenerbahçe için avantaj mı olacak dezavantaj mı olacak oyun içerisinde göreceğiz.Asıl Aykut Kocaman'ı sıkıntıya sokacak olan eksiklik Raul Meireles'in eksikliği.Benfica karşısında göstermiş olduğu istek ile sahanın en iyisi durumundayken yaşadığı sakatlık nedeniyle oyundan çıkması Aykut Kocaman'ı kara kara düşünmeye sevk etmiştir diye düşünüyorum.Deplasmanda oyunu soğutacak, pas alışverişi yapabilecek, sorumululuk alabilecek bir oyuncunun eksikliğini hissedecektir ama umarım bunu en aza indirmeyi başarırlar.

24 Nisan 2013 Çarşamba

Dikkatli Olmak Şart


Eskişehir ligimizde iyi futbol oynayan takımlar arasında yer almasına rağmen bir türlü istediği sonuçları alamadığını görüyoruz.İyi sonuçlar gelmedikçe taraftarın sabrı tükeniyor ve nitekim kaybedilen Trabzonspor maçı sonrasında tepkilerini dile getirdiler.Ligde son haftalardaki performansa baktığımızda son 10 haftada sadece 9 şubatta Gençlerbirliği'ni ve 7 nisanda Sivasspor'u yenebilmiş Eskişehirspor.Bu düşüşün getirdiği moral bozukluğunun yanı sıra puan kayıpları sonrasında küme düşme hattına da yaklaştılar ve şuan 16. İBB ile 6 puan var ve Eskişehirspor'un fikstürü de kolay değil.Ligde 3. savaşı veren Kasımpaşa(D), Beşiktaş ve Bursaspor(D) ile oynayacak olan Eskişehirspor son hafta evinde Antalyaspor'u ağırlayacak.Son haftaya geldiğinde kritik 3 maçtan 0 puan alırsa son hafta Eskişehirspor için baya gergin geçebilir.Şu an için tehlike azmış gibi görünüyor ama bir anda kendinizi küme düşme potasında bulabilirsiniz.Bu anlamda Eskişehirspor biraz daha dikaktli olmalı ve toparlanarak üst sıralara çıkmalıdır.

Galatasaray Örneği Dururken


Trabzonspor'un şu anki halini 2 sezon önceki Galatasaray'ın haline benzetiyorum ve Trabzonspor da Galatasaray gibi tekrardan şampiyonluk yarışı içerisinde olacaktır.O yüzden Trabzonspor gelecek sezon için planlamayı iyi yapmalıdır.Ama şunu da gözden kaçırmayalım Galatasaray geçen sezon şampiyon olurken ve bu sezon yine şampiyonluğa yaklaşırken yerli oyuncu seçimlerini iyi yaptı.Özellikle Selçuk hamlesi Fatih Terim'in Galatasaray'daki en iyi tercihiydi diyebiliriz.Trabzonspor bu anlamda dezavantajlı diyebiliriz.Çünkü mevcut kadrodaki yerlilerin kalitesi bir yere kadar taşır takımı.Transfer döneminde de köklü değişiklik yapılamayacağına göre Trabzonspor'un bu transfer döneminde takımı biraz toparlamalı ve asıl 2 sezon sonrası için iyi kadro kurmalıdır diye düşünüyorum.Adım adım gidilirse kulüp açısından daha hayırlı olacaktır diye düşünüyorum.Tabi öncelikle yönetim ve teknik adam belirsizliğini ortadan kaldırmaları gerekiyor.

23 Nisan 2013 Salı

Pablo Batalla



Fenerbahçe'de Alex'in ayrılmasından sonra ülkemizde 10 numara diye nitelendirdiğimiz oyuncular listesinde yalnız kalan Pablo Batalla bu sezon da takımını Avrupa'ya götürmek için elinden geleni yapıyor.Bu sezon şu an kadar hiç maç kaçırmayarak 30 hafta da forma giymesi ne kadar istikrarlı olduğunun bir göstergesidir diye düşünüyorum.Takımın ana parçası durumunda olan Pablo Batalla bu sezon 14 gol atıp 15 de asist yapmış ki Bursaspor'un 45 gol attığını düşünürsek gollerin yarısından fazlasında imzası var.Bursaspor kendisi için bu kadar önemli bir oyuncuyu elinde tutabilmek için gerekli fedakarlıkları yapacaktır elbette ama bir an önce bu belirsizliği ortadan kaldırırsa gelecek için daha iyi olacaktır.Sözleşmesi 2014 bitecek olan Batalla'nın takımda olması ile olmaması arasında fazlasıyla fark olduğunu düşündüğümüzde Avrupa hedefi olan Bursaspor'un Batalla'nın kabulleneceği şartları sağlaması gerekiyor.Pablo Batalla gibi oyunculara hem Bursaspor hem de Türk futbolu ihtiyacı var.

Avrupa Savaşı Kızışıyor


Ligde 3. savaşı giderek kızışıyor.Beşiktaş deplasmanda küme düşme potasından kurtulmak isteyen Akhisar'a kaybetmesinden sonra Bursaspor ve Kasımpaşa'nın nefesini ensesinde hissetmeye başladı.4 hafta kala Beşiktaş ve Bursaspor 49 puanda, Kasımpaşa ise 46 puanda.

Sezon sonunda olası puan eşitliğinde ikili averaja bakılacağından dolayı aralarında oynanan maçların skorları önem taşıyor.Şu an 3. sırada olan Beşiktaş ikili averajda Bursaspor'un gerisinde.Yani sezon sonunda puan eşitliğinde Bursaspor Beşiktaş'ın önünde tamamlayacak ligi.Beşiktaş ile Kasımpaşa arasında ise bir eşitlik söz konusu ve bu eşitliği bozmak için genel averaja bakılacak ve 30.hafta itibariyle Beşiktaş +10, Kasımpaşa ise +12 averaja sahip.Bursaspor ile Kasımpaşa arasındaki eşitlikte galip gelece taraf Kasımpaşa olacaktır.Çünkü Kasımpaşa her iki maçta da Bursaspor'u yenmeyi başardı.

İkili averajlara baktık ama peki ya iş üçlü averaja kalırsa ne olacak?Üç takımın da sezon sonu aynı puanla bitirmesi durumunda devreye girecek üçlü averajda Kasımpaşa en üstte gözküyor.4 maçta 3 galibiyet alarak 9 puan ve +3 averaj ile zirvede.2. Sırada 4 puan ve 0 averaj ile Bursaspor geliyor.Bursaspor aldığı 4 puanı da Beşiktaş'tan aldığını belirtelim.Son sırada ise 4 puan ve -3 averaj ile Beşiktaş geliyor.


Olası durumlara baktığımızda puan eşitliği durumunda en şanslı takım Kasımpaşa olarak gözüküyor.Şansı en düşük takım ise Beşiktaş gibi görünüyor.Beşiktaş herhangi bir takıma üstünlüğü olmasa bile Kasımpaşa'yı genel averajda geçme ihtimali var.Son 4 hafta kalırken durum bu kadar ciddi iken her 3 takım için de bundan sonra oynayacakları her maç önemli olacaktır.

Beşiktaş --> Orduspor, Eskişehirspor(D), Gençlerbirliği, Kayserispor(D)
Bursaspor --> Akhisar, Orduspor(D), Eskişehirspor, Gençlerbirliği(D)
Kasımpaşa-->Eskişehirspor, Gençlerbirliği(D), Kayserispor, İBB(D)

18 Nisan 2013 Perşembe

Ortasaha Oyuncularının Mutsuzluğu


Barcelona Xavi, Iniesta gibi yıldızların olduğu bir bölgeye oyunculara yer bulmakta zorlanıyor ve forma şansı bulamayan oyucnular da takımdan ayrılmayı düşünüyorlar.Gelen oyuncular da öyle sıradan oyuncular değil.Yaya Toure forma şansı bulamadığı için ayrıldı ve Manchester City'de yaptıkları ortada.Keita Sevilla formasıyla kazandıkları ortada ama bir türlü istikrarlı oynayamadı ve ayrıldı.Mascherano az kalsın takımdan ayrılıyordu.Guardiola bir çözüm bulmaya çalıştı ve buldu da.Mascherano'yı defans oyuncusuna dönüştürerek topu kullanma özelliğini en geride kullanmak istedi ve sonunda da başarılı oldu. Şu an için de aynı şeyler Song için geçerli gibi gözüküyor.İstediği dakikaları bulamayınca ister istemez bir mutsuzluk oluyor ve yüzün asılıyor.Sezon sonunda Song takımdan ayrılmak istiyorum demeyecektir elbette ama bir sezon daha aynı rakamlar olursa ayrılmayı düşünebilir.

Katı Olmak Şart mı?




Önce Fatih Terim şimdi de Rıza Çalımbay...Üst üste verilen bu kararlarla teknik adamların saha dışına atılmasına neden olan maddeyi gözden geçirmek gerektiğini görüyoruz.Kupa maçında oyuncusuna kızarken çizgiyi aştığı için Rıza Çalımbay'ı saha dışına çıkarmak nasıl bir düşüncedir anlamıyorum.Rıza Çalımbay'ın oyuncusuna kızma hakkı yok mu?Nedir bu kadar katı davranmanın sebebi?

Fatih Terim'in hareketi biraz daha ağır olsa da atılmadan çözüm bulabilinirdi.(Atıldktan sonra yaptıklarının yanlış olduğunu da belirteyim.)Ama hakemler de bir yandan haklı.Çünkü devre arasında hakemlere verilen talimatlarda kimsenin gözünün yaşına bakmayın, hata yapanı saha dışına yollayın dedikleri için hakemler de bu tür uygulamalara gidiyorlar.Bu maddeyi yorum farkıyla biraz yumuşatabilme yetkisini hakemlere verseler bu tür kararlarla karşılaşacağımızı sanmıyorum ama katı olmayı tercih ediyorlar.

Fatih Terim'in hatalı atıldığı söyleyenler Rıza Çalımbay'ın da hatalı atıldığını söylerlerse en azından teknik adamların üzerinde demokrasi kılıcı gibi duran maddenin değiştirilme ihtimalini arttırırlar.Elbette teknik adamların kenarda hareketlerine dikkat etmeleri gerekiyor ama bu kadar katı olmanın da gereği yok.

17 Nisan 2013 Çarşamba

Bu Fikstüre Can Dayanmaz


17 Nisan Eskişehirspor-Fenerbahçe
21 Nisan Gençlerbirliği-Fenerbahçe
25 Nisan Fenerbahçe-Benfica
28Nisan Fenerbahçe-Kayserispor
2 Mayıs Benfica-Fenerbahçe
5 Mayıs İBB-Fenerbahçe
8 Mayıs Fenerbahçe-Eskişehir
12 Mayıs Fenerbehçe-Galatasaray
15 Mayıs Avrupa Ligi finali(?)
19 Mayıs Karabükspor-Fenerbahçe
23-26 Mayıs Türkiye Kupası finali(?)

Fenerbahçe üç kulvarda da ilerlemesinden dolayı ligin bitimine kadar üç günde bir maç oynamak zorunda kalacak ve öyle maçlar oynayacak ki her maçı final niteliğinde.Kaybettiği anda kupayı kaybedecek.Bu baskı altında Fenerbahçe'nin buraya kadar gelmesi başarı olarak nitelendirilebilir ama en önemlisi bundan sonrası ve şu ana kadar hissettikleri baskının mislisiyle karşılaşacaklar.

16 Nisan 2013 Salı

Gekas Formulü


Geçen sezon devre arasında Samsunspor'a gelerek attığı gollerle takımının ligde kalma umutlarını arttıran ama yeterli olmayan Gekas'ın bu sezon da devre arasında gelerek Akhisar'ın aldığı galibiyetlerde rol oynaması tebrik edilmesi gereken bir durum.Samsunspor'da 11 maç 8 gol, Akhisar'da ise 10 maç 8 gol...Düştü denilen Akhisar aldığı galibiyetlerle rahat olduklarını düşünen takımları bir anda strese soktu ve yakaladığı ivme ile ligde kalma yüzdelerini arttırdılar.Hem Samsunspor'da hem de Akhisar'da Gekas formulü tuttu ama bakalım Gekas Akhisar'ı ligde tutacak performansı devam ettirebilecek mi?

Gekas'ı binlerce kez kutlamak gerekir ama bir şeyi de söylemeden geçmeyeyim.Yılmaz Vural düşmeye yakın takımlar için nasıl birinci tercihse Gekas da aynı takımlar için sezonun ikinci yarısında transfer edilecek oyuncu durumuna evriliyor gibi duruyor.Umarım bu durum bununla son bulur ve Gekas gibi bir forveti sezon başından beri izleriz.

Özel Bir Futbolcu


Geldiğinde ülkemizde klasik olarak yaşından bahsedildi ama ortaya koyduğu karakter ile geldiğinde kendisine sallayanlara en güzel cevabı verdiğini düşünüyorum.Chelsea'de yaptıklarını burada görmek istemek acımasızlık olur ama en azından maça damgasını vuracak kadar da oynayacağı açık.Oynadığı her maça baktığınızda gol atıyor, gol attırıyor, topu ileride tutmayı başarıyor, düşüş olsa da fiziki ile rakip savunmacıları yıpratıyor, kötü anlarda ortaya çıkıyor sorumluluk alıyor.Dah ne yapsın diyesi geliyor insanın.Şampiyonluğu belirleyeceğini düşünüyorum.

O Görüntüyü Vermek Gerekirdi


Fatih Terim'e verilen ceza sonrasında Karabükspor maçında tribünde olmasından dolayı kendisine destek olmak için maçı yanında izleyen Başkan Ünal Aysal'ın golden sonra Fatih Terim'e bakmaması, golü kutlamaması, Fatih Terim'in başkana bakıp bir hamlenin gelmesini beklemesi gerçekten ilginç bir görüntüydü.Aranızda ne sorun olursa destek amacıyla oraadaysanız golden sonra da kutlama görüntüsünü seyirciye vermek zorundasınız.Eğer o görüntüyü vermezsiniz taraftarın ortalıkta konuşulan şeylere inanmasına neden olursunuz.

15 Nisan 2013 Pazartesi

Mourinho Gelirse Kimle Çekişecek?


Mourinho'nun Türkiye'ye gelmesi ile ilgili haberler çıktıktan sonra kafamda bir soru belirdi.Mourinho çalıştığı het takımda, her ülkede rakip takımların teknik adamlarıyla söz dalaşını yapmaktan çekinmiyor.Saha içindeki çekişmeyi saha dışına da taşıyarak istediği ortamı oluşturmaktan geri kalmıyor.Peki Türkiye'ye geldiğinde kiminle çekişecek?Benim aklıma ilk gelen isim Yılmaz Vural.Karşılaştıkları maçtan sonra üstüne bir de yenmişse “ben o kadar iş yaptım ama bana bir tülü şans vermiyorlar” şeklinde konuşup Morinho'yu Anadolu'da bir takımı çalıştırmayı önerecektir diye tahmin ediyorum.Bir başka isim Ziya Doğan.Eğer Ziya Doğan bir takımı çalıştırırsa o dönemlerde kesin olarak “Mourinho efendi gelsin bu kısıtlı imkanlarla çalışsın da görelim” diyecektir.

Mourinho Türkiye'ye gelir mi gelmez mi bilmem ama gelme ihtimali üzerinden olası kapışmaları kafamda canlandırdım da zevkli olabilir.Sonrasında Mourinho bunlar ne diyor deyip kaçarsa şaşmayın.

Orduspor'da Ayrılık


Orduspor'da kaybedilen maç sonrasında teknik adam Hector Cuper ile yolların ayrılması doğal karşılanabilir ama ligde 5 hafta kaldığını göz önüne alırsak ne kadar etkili olur bu değişiklik bilinmez.Zor maçlar öncesi takımın kenetlenmesi şart.Son maçın Akhisar ile olmasından dolayı ve Orduspor fikstür olarak Akhisar'ı takip etmesinden dolayı en azından Akhisar aldığı sonuçları alması gerekiyor ki son maçta bir şansı olsun.

Gülümsemesi Önemli


Sezon başında takıma dahil olan ama bir türlü istenilen performansı sergileyemen Krasic'in Lazio maçında oyuna son dakikalarda girerken yüzümdeki gülümseme en azından takımdan kopmadığının göstergesi diye düşünüyorum.En son oynadığı maçın üzerinden yaklaşık 1.5 ay geçmesine rağmen ki 1.5 ay kısa gibi görülebilir ama Fenerbahçe'nin maç temposunu düşündüğümüzde oldukça uzun bir süre, oyuna girdiğinde yüzünü asmadan girmesi kalan maçlar öncesinde rotasyon anlamında teknik heyete umut vermiştir.Kolay değil uzun süre oynamayan bir futbolcunun bir anda takıma dahil olması ama teknik heyetin kafasının bir köşesinde Krasic'in bulunması da birşeydir diye düşünüyorum.

14 Nisan 2013 Pazar

Falcao'nun Yeni Durağı Manchester mi?


Porto formasıyla Avrupa Ligi'nde gösterdiği performansla dikkat çeken ve sonrasında Atletico Madrid'e transfer olan Falcao İspanya'da da başarılı işlere imza attı ve şu an yaz transfer döneminin yıldızı olacak gibi duruyor.Çıkan son haberlere göre Manchester United Falcao ile ciddi ciddi ilgileniyor ve gelecek sezon kadrosuna kattığı bile söyleniyor.Ferguson Falcao gibi bir yıldızı kadrosunda görmekten memnun olacaktır.Van Persie ile birlikte United'ın gol yükünü çekmesi muhtemel olan Falcao'nun Rooney'i devre dışı bırakacağını düşünebiliriz.Sezon içerisinde çıkan haberlere göre Rooney'in ayrılması bekleniyor ve bu yüzden Falcao gibi bir futbolcuyu kadrosuna katmak istiyor.Kısacası eğer Falcao gelecekse Rooney gider düşünüyorum.Çünkü Rooney, Falcao, Van Persie, Welbeck ve Hernandez isimleri forvet hattı için fazla olur diye düşünüyorum.

13 Nisan 2013 Cumartesi

Yine Olsa Aynısını Yapardım


Malezya'da yapılan yarışta yaşananlardan sonra Redbull takımında oluşan gerginlik devam ediyor.Vettel takımını dinlemeyerek takım arkadaşı Webber'i geçerek yarışı kazandıktan sonra Webber aklında ne geçiyorsa söylemişti ve Vettel o an için özür dilemişti.Ancak görülüyor ki Vettel özrü öylesine dilemiş.Çünkü Vettel yaptığı son açıklamada aynı durumun tekrar yaşanması takdirde Malezya'da olduğu gibi davranacağını söyledi ve bunu söylerken de diğer yandan da takım arkadaşını da suçladı.Webber'in zaman zaman takıma yardımcı olmadığını söyledi.Vettel'in sürekli kazanmanın getirdiği özgüvenle yaptığı bu açıklamalarla henüz yeni başlamış olan sezonu sıkıntıya soktuğunu düşünüyorum.Sezonun başında bu gerginlik başladıysa sezonun kritik yarışlarında ne olacağını düşünemiyorum bile.Bakalım bu sürtüşme Redbull takımını nasıl etkileyecek?

Planlama Olmayınca Düşüş Kaçınılmaz


Herhangi bir spor dalında kalıcı başarıları hedefliyorsanız başarı için gerekli olan özellikleri belirleyip bu çerçevede plan ve program yapmanız gerekiyor.Plan ve program da yetmiyor, bu planların ve programların arkasında durmak ve zaman içinde sabretmek gerekiyor.Plan, program, kararlılık ve sabır öğelerine sahip olursanız ancak o zaman başarılar gelir.

Bu çerçeveden baktığımızda Orduspor Başkanı Nedim Türkmen gelecek 5 yıl içinde şampiyon olacaklarını söyleyerek iddiasını ortaya koymuştu.Bu sözü duyan herkes Orduspor'da işler belli bir plan içerisinde ilerliyor diye düşündü ki doğrusu da budur.Çünkü yeni çıkan bir takımdı Orduspor.Biliyoruz ki lige o sezon çıkan takımlar genellikle ilk yıllarında sıkıntı yaşıyor ve tekrardan bir alt lige düşüyorlar.

Bu sezon Orduspor ilk 10 haftada 4 galibiyet, 5 beraberlik alınca acaba buralarda ne kadar süre kalacak diye konuşuluyordu.Nedim Türkmen'in dillendirdiği plana bakacak olursak Orduspor ligin belli bir bölümüne kadar üst sıralarda kalacak ve daha sonrasında zirveden kopmaya başlayacak diye bekleniyordu.

Ama işler Hector Cuper ve Nedim Türkmen'in beklentileri yönünde gelişmedi.Orduspor son 19 maçta sadece 2 galibiyet alabildi ve her geçen hafta bir sıra kaybederek küme düşme potasına geldi.Aslında Hector Cuper'in hakkını yemeyelim.Kendisi Nedim Türkmen'in aksine daha temkinli konuşuyordu ama eminim ki Hector Cuper de bu kadarını beklemiyordu.

Kaldı 5 hafta ve Orduspor'u kritik maçlar bekliyor.Fikstüre baktığımızda Kasımpaşa, Beşiktaş, Bursaspor, Antalyaspor ve Akhisar maçları olduğunu görüyoruz ki Orduspor'un bu maç trafiğinden sağ çıkacağını düşünmüyorum.Oynayacağı her takımın bir hedefi olduğundan dolayı her maçı zor geçecektir.Kritik haftalar öncesinde kan değişikliğe gitmeye çalıştılar ama adı geçen isimlerle anlaşamayınca Hector Cuper ile yola devam kararı aldılar ama bu durum takımı olumsuz etkilemiş olabilir.Bakalım Orduspor'da teknik heyet ve yönetim bu zor günlerin altında kalkabilecekler mi?Sezon için bir planlama eksikliğini gördükten sonra bakalım en azından bu 5 hafta için bir planları var mı?

12 Nisan 2013 Cuma

Heynckes Kızdı

http://www3.pictures.zimbio.com/gi/Jupp+Heynckes+FC+Bayern+Muenchen+Training+yJ61p4A8eTox.jpg



Şampiyonlar liginde yarı final eşleşmeleri belli olduktan sonra Bayern tarafında acaba Guardiola eski takımı Barcelona hakkında Jupp Heynckes'e yardımcı olacak mı diye konuşulmaya başlandı.Sanki Bayern'in başında bir teknik adam yokmuş gibi Guardiola ne yapacak şeklinde konuşulmaya başlanınca haklı olarak Jupp Heynckes bu duruma sinirlenmiş.Kendi dersime kendim çalışırım dercesine kimsenin yardımına ihtiyacım yok demiş.Kendinizi Jupp Heynckes'in yerine koyduğunuzda hak vermemek elde değil.

11 Nisan 2013 Perşembe

Devrim Yapan Üçlü Nerede?


2010 yılında Türkiye futbolunda bir devrim olmuş ve olmaz denilen şey gerçekleşmişti.Anadolu'dan bir şampiyon çıkarak tabuların yıkılmasını sağlamıştı.Ertuğrul Sağlam yönetimindeki Bursaspor takım olmayı başararak ülkemizde büyük takım olarak nitelendirilen takımlarla iyi mücadele ederek hak ettiği bir şampiyonluğu kazandı.Gelen şampiyonluk ile birlikte o kadroda göze çarpan oyuncular değerlerine değer kattı ve transfer döneminin gözdesi haline geldi.

Şampiyonluğu getiren Sercan-Volkan-Ozan üçlüsü büyükler tarafından transfer edilmeye çalışıldığında istenen rakamlar 10milyon avro civarıydı.Bu rakamı çok bulundu ama aslında Bursaspor'un amacı bu fırsatı değerlendirmekti.O günleri hatırlarsak transfer döneminde bu üç oyuncu hangi takıma gideceği konuşuluyordu.Medyaya göre bu üç oyuncu kesin olarak takımdan ayrılacaktı.Bursaspor bir yandan satmamak için direnirken bir yandan da bonservis rakamı açıklıyordu.

Bursaspor direnmeyi başardı ve aynı başarı olmasa bile en azından zirveyi zorlayabilecek bir kadro için bu üç oyuncuyu takımda tutmayı başardı.Ama işler istenildiği gibi gitmedi.Bursaspor'un tarihinde ilk kez şampiyonlar liginde mücadele etmesini fırsata çeviremediler ve performanslarında düşüşler gözlendi bu üç oyuncunun.

Daha sonrasında takımdan ayrılık başladı ve Sercan Galatasaray'a, oradan da Sivasspor'a, Volkan Trabzonspor'a, Ozan ise Mersin'e gitti.Bursaspor'dan ayrıldıktan sonraki performanslarını incelediğimizde Ozan Mersin'e geldi ve bazı sıkıntılar yaşadı, takımdan ayrılması bekleniyor.Volakn Trabzonspor'da beklenen kaliteyi gösteremedi.Sercan Galatasaray'da şans bulamayınca Sivasspor'a gitti ve orada da olmadığını görüyoruz ve şu an kadro dışı.

Gelen şampiyonluk sonrasında kariyerlerinde daha iyi bir yoldan ilerleyeceğini düşünürken üçü de sınıfta kaldı.2010 yılında herkes peşlerinde koşarken şu an kendilerini alacak takım sayısı sınırlı.2010 yılında iyi bir üçlü olarak konuşulurken şu an birbirlerinden ayrı ve futboldan uzaklar.Nerede neyi yanlış yaptıkları üzerine kendilerinin düşünerek en azından bundan sonrası için iyi işler yapmaları gerekiyor.Yaşlarını düşünürsek de ikinci bir şansı hak ediyorlar.Özellikle önümüzde Burak Yılmaz örneği varken bu üç oyuncu ile ilgili umudumuzu korumalıyız.

9 Nisan 2013 Salı

İstikrar!!!


Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören Bakan Suat Kılıç'ın da katıldığı Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri'nin temel atma töreni öncesi yaptığı konuşmada istikrara vurgu yaptı.İstikrarın ne kadar önemli olduğundan kısaca bahsetti.

Yıldırım Demirören Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olduktan sonra bir kurumu yönetme konusundaki düşünceleri değişti mi bilmiyorum ama kulüp başkanlığı dönemine baktığımızda tam tersini görüyoruz.8 yıllık Beşiktaş başkanlığında 8 teknik adam ve giden-gelen onlarca futbolcu Yıldırım Demirören'in bugünkü konuşmasına olan güvenimizi azaltıyor.

Belki bazı şeyleri farkına vardı ve yönetimsel anlamda bazı değişikliklere gitti ama bir anda da değişim olmayacağını düşünüyorum.Bugün konuşmasını dinlerken kullandığı istikrar kelimesi biraz garipsedim.Eminim sizler de aynı şeyi düşündünüz dinlediğinizde.

6 Nisan 2013 Cumartesi

Bayern Mutlu Sona Ulaştı


Şampiyonluğu son iki sezon Dortmud'a kaptıran Bayern bu sezon domine ettiği ligde 6 hafta kala şampiyonluğunu ilan etti.Sezon başında kadrosuna eklediği isimlerle lige güçlü bir şekilde giren Bayern bu sezon 28 lig maçında sadece 13 gol yedi ve inanılmaz bir defans örneği gösterdiler.

Bayern ligde oynadığı 28 maçta da gol atmayı başardı ve aldığı 24 galibiyetin birçoğu da farklı oldu.Kazanılan maçlarda atılan ilk gol ve ikinci gol dakikalarına baktığımızda farklı galibiyetleri doğal karşılayabiliriz.Bayern ligde sadece 7 maçta ilk yarıda gol bulamadığını göz önüne aldığımızda ilk golün geldiği dakikanın ortalama 36. dakika olması şaşırtıcı değil.

Bunun yanında atılan ikinci gol dakikalarına baktığımızda ortalamanın 54 olduğunu görüyoruz ki Bayern'den 2 gol yiyip maçtan puan oldukça zor olduğunu kabul edersek Bayern'in ligi domine etmesini anlayabiliriz.22 maçta 2 veya daha fazla gol atan Bayern 70. dakikadan sonra kendisine fazla bir iş bırakmamış.15 maçta 70. dakikayı görmeden Bayern ikinci golü bulmuş.

İlk gol ve ikinci gol istatistikleri böyle iken Bayern'in 6 hafta kala ligi domine ederek şampiyonluğa ulaşması son derece normal.İki sezon ara verdikten sonra gelen şampiyonluk sezon sonunda ayrılacak olan Jupp Heynckes için de güzel bir ayrılık hediyesi olmuştur.Tabiki Heynckes'in asıl amacı şampiyonlar ligini kazanmaktır diye düşünüyorum.

1 Nisan 2013 Pazartesi

Bir Engel Daha Aşıldı Sıra Lazio'da


Haftaiçi Avrupa Ligi'nde kritik bir maç çıkacak olan Fenerbahçe bu maç öncesi ligde oynadığı Akhisar'ı muhteşem ikili Sow ve Webo'nun attığı gollerle 2-0 yenerek ligde bir engeli daha aşarak Galatasaray'ı takip etmeye devam ediyor.

Maç öncesinde Fenerbahçe'nin bir gün önceki Galatasaray'ın oynadığı şekilde oynayacağı ve maçı ilk yarıda kopararak ikinci yarıyı formalite haline getireceğini düşünülüyordu.Maçı erken koparmak hem ligde bir kazaya uğramanın önüne geçilecek hem de Lazio maçı öncesi fazla hırpalanmamak için önemliydi.

Maça baktığımızda Fenerbahçe'nin istediği şekilde oynayamadığını gördük.Aykut Kocaman'ın bu maçı erken dakikalarda bitirin dediğini düşünmüyorum çünkü eğer Aykut Kocaman saldırın talimatını verseydi ikinci yarının başındaki tempoyu ilk yarıda izlerdik.Belli ki başta Aykut Kocaman olmak üzere maçı kontrollü bir şekilde götürmeyi ve öyle ya da böyle atılacak olan golle maçı kazanmayı hedeflemiş.

Bunun tutmayacağını gören Aykut Kocaman ikinci yarı itibariyle temponun artmasını söylemesiyle Fenerbahçe golü buldu ve maçı istediğini gibi götürdü.Bir bölüm Akhisar topa sahip olsa da bu sezon Aykut Kocaman'ın takıma iyi uygulattığı savunma ve pozisyon alma ile neredeyse hiç pozisyon vermedi.Maçın son dakikalarında gelen gol de maça son noktayı koydu.

Fenerbahçe kredisinin olmadığı ligde bir maçı daha kazanarak Galatasaray'ı yakın takibe devam ediyor.Her maçında ince bir çizginin üzerinde bulunan Fenerbahçe istediği sonuçları alarak üç kulvarda da bulunmayı başardı.Şimdi rakip Lazio ve ev sahibi olmanın avantajını kullanarak iyi sonuç alması takdirde seyircisiz ikinci maç öncesi turun kapısını aralayacaktır.