2012 Fransa Bisiklet Turu Başlıyor

2012 Fransa Bisiklet Turu bugün başladı.Alberto Contador ve Andy Schleck gibi yıldızların olmadığı Fransa Bisiklet Turu yine de heyecanlı geçecek gibi gözüküyor.Alberto Contador'un olmadığı bir yerde geçen senenin şampiyonu olan Cadel Evans'ı destekliyorum.Geçen seneki performansından oldukça etkilenmiştim.Bu sene de aynı performansı bekliyorum kendisinden.Bu arada Frank Schleck, Thomas Voeckler, Michele Scarponi ve Ivan Basso gibi isimlerini de unutmayalım.Umarım zevkli bir tur olur.Aşağıda bir haftalık programı yazdım.Fransa Bisiklet Turu'nu Eurosport kanalından takip edebilirsiniz.


1 Temmuz 15.00 1.Etap (198 km)
2 Temmuz 15.00 2.Etap (207.5 km)
3 Temmuz 15.00 3.Etap (197 km)
4 Temmuz 15.00 4.Etap (214.5 km)
5 Temmuz 15.00 5.Etap (196.5 km)
6 Temmuz 15.00 6.Etap (207.5 km)
7 Temmuz 15.00 7.Etap (199 km)

Gebzespor 2. Grupta

Geçtiğimiz gün Spor Toto  3. ligte gruplar belli oldu.Geçen sezon son maçta 3.ligde kalmayı başaran Gebzespor bu sezon 2.grupta yer alacak.Umarım bu sezon sancılı geçmez diyorum.Yeni sezon Gebzespor'a hayırlı olsun.Taraftarı olarak her zaman yanındayız.

Bu arada Kocaelispor'un 3.lige düşmesinden sonra Kocaelispor ile Gebzespor'un aynı grupta olmasını istiyordum ama olmadı Kocaelispor 3. grupta yer alacak.Ama yine de iyidir çünkü Darıca Gençlerbirliği ile aynı grupta olduğu için izleme şansım var.bu açıdan da mutlu oldum.

1. Grup:
Tekirova Belediyespor, Ankara Demirspor, Orhangazispor, Diyarbakır Büyükşehir Belediye, Sandıklı Belediyespor, Siirtspor, Belediye Vanspor, Kırıkhanspor, Çorumspor, Bergama Belediyespor, Gölcükspor, Kastamonuspor, Pazarspor, İstanbulspor, Fatih Karagümrük, Anadolu Üsküdar, Kayseri Şekerspor, Beşikdüzüspor
2. Grup:
Manavgat Evrenseki, Hacettepe, Bursa Nilüferspor, Belediye Bingölspor, Aydınspor 1923, Batman Petrolspor, Adıyamanspor, İskenderunspor 1967, Menemen Belediyespor, Gebzespor, Derince Belediyespor, Kilimli Belediyespor, Refahiyespor, Silivrispor, Dardanelspor, Ümraniyespor, 4 Eylül Belediyespor, Yalıspor
3. Grup:
Keçiörengücü, Oyak Renault, Diyarbakırspor, Elazığ Belediyespor, Emrespor, Mardinspor, Kahramanmaraş Belediyespor, Çorum Belediyespor, Altınordu, Kocaelispor, Darıca Gençlerbirliği, Gümüşhanespor, Erzurum Büyükşehir Belediye, Sancaktepe Belediyespor, Beylerbeyispor, Maltepespor, Yozgatspor, Arsinspor  

Periler Londra'ya Uçuyor

Ankara'nın ev sahipliği yaptığı Kadın Basketbol Olimpiyat Elemeleri'nde Türkiye Arjantin'i yenerek Londra bileti aldı.Tarih yazdık gibi sözlere katılmıyorum.Çünkü bu takımın temeli geçmişte atılmıştı ve böyle bir başarının geleceği belliydi.Kadınlarımızın Londra'da bizleri en iyi şekilde temsil edeceğine inanıyorum.2011 Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyat Elemeleri göz önüne alınırsa beklenti yükseldi diye düşünüyorum.Potanın Perilerine başarılar diliyorum.

Aykut Kocaman'ın Oyun Planında Alex'in Yeri

Aykut Kocaman Fenerbahçe kariyerindeki ilk yılında kafasındaki sistem 4-3-3 idi.Bu sisteme uyabilecek oyuncuları transfer listesine aldı ve birkaçını da transfer etti.Transferlerden sonra işe bu sistem üzerinde çalışmak idi ama bir problem vardı.Adını Fenerbahçe tarihine altın harflerle yazdıran ve takımın kaptanı olan Alex de Souza Aykut Kocaman'ın kafasındaki sisteme uymuyordu.Ortasahada oynasa ortasahasının iki yönlü oynayışında zaafiyet yaratacağını düşündü Aykut Kocaman.İleri üçlüde oynayabileceği tek yer en uç nokta olduğunu düşündüğünde Aykut Kocaman Alex'i kenarda oturtmayı düşündü.Düşündüğünü hayata geçirmek istedi ama işler istediğini gibi gitmedi.Öncelikle kenarda oynatmak istediği Alex oynamak istiyordu ve kenarda olduğu her dakika yüzünü asıyordu.Üstüne bir de sonuçlar kötü olunca Aykut Kocaman'ın eli zayıfladı ve en sonunda Alexli sisteme geri dönmek zorunda kaldı.Aykut Kocaman istemeye istemeye döndüğü 4-4-1-1 sistemi ile takımını şampiyon yaptı ve sezon sonunda haklı gözüken taraf Alex oldu.Aykut Kocaman kafasındaki değişikliği geçen sezona ertelemişti ama geçen sezon öyle bir sezon oldu ki mecbur kaldı Alex'i oynatmaya.O yüzden Aykut Kocaman için 1 sezon daha gitmiş oldu.

Bu sezona geldiğimizde Aykut Kocaman 4-3-3 sistemini uygulamakta daha kararlı gözüküyor.Kararlılığını Alexsiz sistem gerekiyor sözlerinden anlayabiliyoruz.Ama anladığım kadarıyla bu sefer çok ciddi düşünüyor.Kuyt transferi, Mehmet&Costa ikilisinin Fenerbahçe ile anılması Aykut Kocaman'ın kafasındaki oyuncu tiplemelerini gösteriyor.1,5 yıl ertelenen sorun tekrardan ortaya çıkınca Alex doğal olarak rahatsızlığını dile getirmeye başladı.Oynama isteğini her seferinde dile getiren Alex'in bu rahatsızlığını anlayabiliyorum ve diğer yandan da seviniyorum.Ama şu da bir gerçek ki artık Fenerbahçe'nin Alex olmadan da bir şey yapabilmeli.Alex öyle bir oyuncu ki yaptığı işler nedeniyle herkesi büyüledi ve kendisini vazgeçilmez yaptı ama her güzel şey gibi bunun da bir sonu var.Yaşının ilerlediğini ve artık Fenerbahçe'deki geleceğinin bitmek üzere olduğunu göz önünde bulundurursak Aykut Kocaman'ın Alexsiz sistemde ısrar etmesini anlayabiliriz.

Aykut Kocaman'ın 4-3-3 sisteminde yer vereceği isimler hakkında fikir jimnastiği yapacak olursak ileri üçlü olarak Stoch-Sow-Kuyt üçlüsünü düşündüğü açık.Bu mevkide Alex'e yer yok.Ortasahada defansif açıdan yükleri çekecek oyuncu olarak Mehmet Topal'ı düşünelim.Cristian'ın geçen sezonki performansını düşündüğümüzde oyunu iki yönlü oynayabildiği için Aykut Kocaman Cristian'dan vazgeçmeyecektir.Ortasahada geriye bir tane açık pozisyon kaldı.Alex'i bu mevkide oynatırsanız takım savunması yönünden sıkıntı yaşanabilir.4-3-3 sistemindeki ortasahadaki üçlünün en iki tanesinin iki yönlü oyuncu olması gerekli olduğu herkesçe kabul edilen bir şey.O yüzden bu mevkide Alex yerine Costa'nın veya Mehmet Topuz'un oynatılması daha mantıklı.

4-4-2 sistemini de gözden geçirelim.Ortasahada Mehmet Topal ve Cristian'ın yeri garanti gibi.Sol tarafta Stoch büyük ihtimalle oynayacaktır.Sow'un da ileride kesin olarak oynaycağını düşünürsek kaldı bir mevki Alex için.O da Sow'un yanında ikinci forvet olmak.Mevcut durum da bunun bir benzeri olduğundan Aykut Kocaman böyle bir tercihte bulunmaz diye düşünüyorum.İleri ikili olarak Sow-Kuyt ikilisini düşünür diye tahmin ediyorum.

Aykut Kocaman'ın kafasında oynatmak istediği sistem ve oyun anlayışına göre görüyoruz ki artık Alex'e yer yok.Aslında Aykut Kocaman ilk geldiğinde bu düşüncesini dillendirdi ama başaramadı ama bu sefer bunu hayata geçirmekte kararlı.Ben yönetimini de Aykut Kocaman'ın yanında olduğunu düşünüyorum ve işin sonunda Aykut Kocaman'ın istediği olacak gibi görünüyor.Aslında Aykut Kocaman tamamen Alex'ten vazgeçmek istemiyor.Aykut Kocaman ilk olarak kendi sistemi ile oyuna başlamak istiyor.Oyun sırasında eğer bir aksilik olduğu takdirde acil durum butonuna basarak Alex'i oyuna alma düşüncesinde.Alex yaşındaki bir oyuncu için gayet mantıklı düşünce.Avrupa'ya baktığımızda Del Piero gibi bir örnek var.Juventus takımı yeni bir anlayışa geçerken Del Piero'yu silmeden bir geçiş dönemi yaşadı ve sıkıntı anlarında Del Piero oyuna girdi ve takımına faydalı oldu.Aykut Kocaman da Del Piero örneği gibi bir hareket planı izlemek istiyor.Ama görülüyor ki Alex yanaşacak gibi değil.

Bana göre Fenerbahçe için en hayırlısı bu sezon Alexsiz sisteme geçmek ama kafamızın bir köşesinde de Alex'in varlığını unutmamak.Eninde sonunda biliyoruz ki Fenerbahçe'de Alex dönemi sona erecek ve bu duruma bir an önce alışmak gerekiyor.Alex de Souza zeki bir futbolcu ve neyin ne olduğunun farkında ama içindeki oynama hırsı işleri zora sokuyor maalesef.Umarım her iki taraf için orta yol bulunur.Çünkü bir tarafta Alex de Souza büyük kaptan var diğer tarafta ise Fenerbahçe'nin geleceğini planlamaya çalışan Aykut Kocaman var.Umarım bu çatışma 2 sezon önceki gibi sorunları ortaya çıkarmaz.

Cüneyt Çakır Şampiyon Kadar...

Cüneyt Çakır performansın ödülünü Avrupa Şampiyonası final maçında 4. hakem olarak atanarak almış durumda.Final maçıyla birlikte 6 maçta görev alacak olan Cüneyt Çakır turnuvada şampiyon olan takım kadar maça çıkmış olacak.Milli Takımımızın olmadığı bir turnuvada bizleri en iyi şekilde temsil ettiği için kendisine ve ekibine teşekkür ederiz.Ülkemizde kendisinin kıyemtini bilemesek de UEFA biliyor.Finaller yöneteceğin günler yakındır Cüneyt Çakır.Tekrardan başarılar.

Corluka Hocasının Yanında

Hırvatistan Milli Takımı'nın başarılı defans oyuncularından Vedran Corluka futbol kariyerine Rusya'da etme kararı aldı.Corluka gelecek sezondan itibaren Lokomotif Moskova takımında forma giyecek.Avrupa'da piyasası olan bir oyuncunun ne işi var Rusya'da demeyin.Çünkü yabancı bir yere gitmedi.Milli Takım'da hocalığını yapmış olan Bilic'in yanına gittiği için kendisine fazla kızmayalım.Hem hoca tanıdık hem de para iyi olunca bu fırsatı kaçırmamak adına bu kararı aldığını düşünüyorum.Kendisi için hayırlı olsun.

Mandzukic Bayern'de Verimli Olur mu?

Bayern verimsiz geçen bir sezonun ardından yeni sezon çalışmalrına hızlı giriş yaptı.Forvet hattında Mario Gomez'in yanına Mandzukic'i alarak golcü konusunda gücünü iyice arttırmış oldu.Geçen sezon Kloze'nin gidişi ve bu sezon başında Olic ile yolların ayrılması forvette yeni bir ismi gerekli kılıyordu zaten.Bu isim Mandzukic miydi emin değilim.Bayern 4-2-3-1 sistemi ile oynayacaksa Gomez ya da Mandzukic'ten biri kenarda oturacak.Yok eğer çift forvetle ile oynayacaksa o zaman da iki tane statik forvet ile oynamanın zorluklarını yaşayacaklardır.İki türlü de sıkıntılar yaşanacaktır diye düşünüyorum.Bakalım Mandzukic takımı hangi yönde etkileyecek?Bu arada süper Mario kardeşler olarak nam salacaklardır :)

Bale Bir Süre Daha Tottenham'da

Son iki sezondur Barcelona mı Real Madrid mı diye konuşulan Gareth Bale Tottenham ile sözleşmesini 2016'ya kadar uzattı ve bir anlamda bu sezon da İngiltere'de kalacağını beyan etmiş oldu.Gerçi hiç belli olmaz.Tottenham hayır diyemeyeceği bir teklif gelirse Bale takımdan ayrılır.Bakalım Tottenham'ın kapısını çalacak olacak mı?

Veteranlar İstanbul'a Geliyor

NBA takımlarından Boston Celtics Avrupa kampında Fenerbahöe Ülker ile maç yapacağını duyduğumda inanılmaz sevindim.Her ne kadar veteran bir takım olsa da Boston Celtics Boston Celtics'dir.Belki bu buluşmada Kevin Garnett aramızdaki buzları eritiriz.Sabırsızlıkla bekliyorum bu maçı.Maç 5 Ekim'de oynanacak.

Stad Çıkmazı

Böyle saçmalık olmaz hakikaten.Malum Beşiktaş stadını yenilemek için adımlar atıyor ama stadı yenilenirken nerede oynayacağı henüz belirlenmiş değil.Galatasaray yönetimi Arena'yı vermek istemeyince nur topu gibi bir stad krizi doğmuş oldu.Spor Bakanı devreye girmesine rağmen Galatasaray'ın katı tavrını yumuşatamadı ama son olarak bir karara bağlanıldığını söyleniyor.Beşiktaş 1 sezon Arena'da 1 sezon da Saraçoğlu'nda oynayacakmış.Yani Beşiktaş maçlarını oynamak için birilerinin vicdanına bakacak.Böyle bir şey olur mu?109 yıllık bir kulüp maçlarını oynayacağı bir yer bulamıyorsa kapatalım her şeyi gidelim o zaman.Ezeli rakiplerin aynı stadda oynamaları bzaı zorlukları beraberinde getirecektir ama önemli olan burada dostluk ise spor ise bu zorlukalrın üstesinden hep beraber gelmeliyiz.Belki bu vesile ile gerginliği azaltmış olur.Bunu bir fırsata çevirmek gerekir diye düşünüyorum.

Hayırlı Olsun

Fenerbahçe Ülker koç arayışını sonlandırdı ve M.Siena'dan ayrılan Simone Pianigiani ile anlaşıldı.Siena ile iyi işler yapan fakat geçen sezon Eurolig'de Olympiakos'a elenmesiyle hayal kırıklığı yaratan Simone Pianigiani'ye Fenerbahçe Ülker'deki kariyerinde başarılar dilerim.Umarım her şey iyi gider ve bir sistem takımı olmayı başarırız.Bu arada Simone Pianigiani beraberinde oyuncular getirirse hiç fena olmaz.

Cüneyt Çakır Zirveyi Gördü

Günümüzde Türk hakemliğin gözdesi durumunda olan Cüneyt Çakır göğsümüzü kabartmaya devam ediyor.Cüneyt Çakır yarı final mücadelesinda İspanya - Portekiz maçını yönetecek ve bu maçla birlikte turnuvadaki 3.maçını yönetmiş olacak.Türkler olarak biraz aşırıya kaçtık ve finalden bahsettik ama final yönetmek o kadar kolay değil diye düşünüyorum.Kulis çalışmalarında iyi olmanız gerekiyor.Şu anda İtalyan hakem Rizzoli'nin finali yöneteceği gibi bir hava var.Şayet İtalya finale çıkarsa finalde yönetmesi muhtemel hakemler içerisinde Cüneyt Çakır da yer alacaktır.Yarı finali kazasız atlatsın yeter benim için ama bir finalde neden olmasın diyorum.Bol şans Cüneyt Çakır.

Futbolda Siyasi Kapışma

2012 Avrupa Şampiyonası'nda çeyrek finalde karşılaşacak olan Almanya ile Yunanistan oynayacakları maç üzerine farklı anlamlar yüklenmeye başlandı.Bilindiği üzere 2011 yılında beri Avrupa'da baş gösteren ekonomik krizden en çok etkilenen ülkelerin başında gelen Yunanistan ile Yunanistan'a istediği kararları aldırmaya zorlayan Almanya bir futbol maçında karşı karşıya gelince doğal olarak siyasi sözler söylenmeye başladı.Yunanistan "Kim olduğumuzu göstereceğiz." sözleriyle diş bilerken, Almanya tarafı "Hadi oradan sefiller." sözleriyle Yunansitan'ı bir kez daha zor durumda bırakma hevesindeler.Oyuncuların kafasında elbette böyle bir düşünce yok ama taraftarlar arasında konuşulan bu konu oyuncuları bir nebze etkiler mi göreceğiz.Çeyrek final heyecanına saha dışındaki kapışmada eklenince Almanya - Yunanistan maçı taraftarlar açısından daha heyecanlı geçecektir.Bakalım hangi takım kendi mesajını daha güçlü bir şekilde dile getirecek?

Kaptan Yuvadan Uçtu

Dün akşam televizyonda alt yazıyı okurken bir an için dondum kaldım.Altyazıda Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı'nın kaptanı Nevriye Yılmaz'ın Galatasaray'a transfer olduğu söyleniyordu.Bir an için ne düşüneceğimi bilemedim doğrusu.Fenerbahçe'de başarılardaki katkısı yadsınamaz bir gerçek olan, takımın kaptanlığını yapan Nevriye Yılmaz'ın gideceği hiç aklıma gelmezdi.Öncelikle bizlere yaşattığı zaferlerden dolayı kendisine teşekkür ediyorum.Sonra da şunu belirteyim ki kendisine hiç kızmıyorum.Çünkü sporda profesyonelliğin ön planda olduğunu biliyorum.Ayrıca Nevriye Yılmaz'a kızma hakkımında olduğunu düşünmüyorum.Sonuçta Fenerbahçe kulübüne verdiği emek her şeyi açıklıyor.Umarım her şey gönlünce olur.Yeni sezonda rakibiz ama gönüllerde yan yana olduğumuzu unutma.Hem sen unutma hem de bizler unutmayalım.Yolun açık olsun.

Doğru Yapılan Gerisi Kolay

3.lig takımlarından Gebzespor maddi sorunlardan dolayı sezon boyunca sıkıntı yaşamıştı.Futbolcuların lisanslarını çıkartamadığından dolayı sezonun ilk yarısında oynatacak oyuncu bulamadı ve düşme potasına girdi.Ama daha sonrasında lisans engeli bir şekilde atlatıldı ve gelen oyuncularla birlikte Gebzespor ligde kalmayı başardı.Sezon biter bitmez yeni sezon hazırlıkları da başlamış oldu.Gebzespor geçen sezonun devre arasında lisans engelini aşsa da ekonomik açıdan rahatlamış değil henüz ve aynı sorunların baş göstermesi olası.Sorunların bir daha olmaması için yönetim arayış içerisine girdi.Çözüm olarak bu sezon mevcut  şartları koruyup gelecek sezonlar için kadroyu belirlemek olarak düşünüldüğü söylendi.Ama Gebzespor Başkanı Yavuz Unsur bir üst lige çıkmak için lisans sorununu halledeceğini ve bu sezon şampiyon olacak bir kadro kurmak istediğini söyledi.Başkan Yavuz Unsur'un heyecanını anlıyorum ama Gebzespor'un ekonomik durumu pek de iyi değil.Eğer şampiyonluk için ekonomik dengeleri daha da bozacaksa hiç o işlere girişmesin derim ben.Sonuçta Gebzespor hem tesis açısından hem de taraftar açısından kapasitesi yüksek bir takım ve doğru yapılanma ile bir üst lige çıkma şansı yüksek.O yüzden atılan adımlara dikkat etmeliyiz.Umarım bu yönetim başarılı olur da Gebzespor'daki istikrarsızlık sona erer.Çünkü taraftar istikrarsızlığı hak etmiyor.

Gerrard mı Pirlo mu?

Grupta oynanan 3. maçlar sonrasında çeyrek final eşleşmeleri belli oldu ve bu eşleşmelerden özellikle biri heyecan verici.İngiltere haddini bilerek oynadığı grup maçları sonrasında grubu 1. tamamlayarak İspanya ateşinden kaçmış oldu.İngiltere çeyrek finalde kendisi gibi bir oyun anlayışına sahip olan İtalya ile karşılaşacak.Her iki takımın da önceliğinin savunma olduğunu düşünürsek maçın kısır geçeceğini hemen aklımıza gelir ama bana göre stratejilerin ağır basacağı ve teknik adamların müdahelerinin önem kazanacağı bir maç olacağı için ben açıkcası iyi bir maç bekliyorum.

İngiltere bu turnuvaya yenilenmiş bir kadro ile gelmesine rağmen yenilenirken yaratıcı bir oyuncu almayı unutmuşlar gibi duruyor.Aslında teknik adam Roy Hodgson'un fazla bir seçeneği yok.var olan oyuncular içerisinde Steven Gerrard dışında oyuna zenginlik katacak bir isim yok.Gerrard'ın yanında sakatlanarak kadrodan çkartılan Lampard da olsaydı işler İngiltere açısından daha rahat olurdu.Gerrard'a yardım edebilecek bir oyuncu olmayınca teknik adam Roy Hodgson hücumu fazla düşünmüyor.Önceliğini savunmaya vererek hücumda Gerrard'ın yaratıcılığına bakıyor açıkcası.Bu düşüncenin grup maçları çerçevesinde tuttuğunu söyleyebiliriz.Gerrard yaptığı ortalarla ve verdiği paslarla takımını pozisyona sokmasını bildi.Ama her zaman işlerin istedikleri gitmesi mümkün değil.Rakip takım Gerrard'ı kontrol altına aldığı zaman İngiltere büyük ihtimalle kilitlenecektir ve hücum etmekte zorlanacaktır.Roy Hodgson'un bu anlamda bir B planı var mı bilemiyorum ama olması da gerekiyor ki İngiltere İtalya'yı zorlayabilsin.Sadece savunam yaparak bir yere kadar gelebilirler.Kısacası İngiltere'de kilit adam Steven Gerrard gibi duruyor.

İtalya tarafına gelecek olursak İngiltere'de Steven Gerrard'ın üstlendiği rolü İtalya'da Pirlo üstlenmiş durumda.Yaşına baktığımızda fiziki açıdan iyi durumda olduğundan bu turnuvada takımı oynatması için getirildi ve Pirlo bu görevi son derece iyi bir şekilde yapıyor.İngiltere'de Steven Gerrard takım arkadaşlarından yardım alamadığını bahsetmiştik.İtalya'da Pirlo daha şanslı gibi duruyor.Pirlo etrafına baktığında Motta ve De Rossi gibi isimleri görüyor ki Pirlo oyunu yönlendirirken biliyor ki arkadaki isimler sağlam.O nedenle kafası rahat şekilde takımı organize ediyor.Turnuvayı takip edenler Pirlo'yu ön plana çıkarıyordur büyük ihtimalle ama De Rossi ve Motta pis işleri yaparak Pirlo'yu rahatlatmazsa Pirlo oyunu bu kadar iyi yönlendiremezdi diye düşünüyorum.O yüzden çeyrek final eşleşmesinde İtalya şansının ne kadar olacağını De Rossi-Motta-Pirlo üçlüsü belirleyeceğini düşünüyorum.

İngiltere - İtalya eşleşmesinde taktiklerin savaşını göreceğiz diye tahmin ediyorum ve bu taktik savaşının liderleri de Pirlo ve Gerrard olacaktır diye düşünüyorum.İngiltere tarafında Gerrard destek bulursa özellikle kanat oyuncunlarından İngiltere'nin şansı yükselir.Eğer Gerrard yalnız kalırsa İtalya'nın takım savunması İngiltere'ye göre daha iyi olduğundan ve Pirlo gibi bir faktörün varlığından dolayı İtalya bir adım öne çıkar.Umarım sıkıcı bir maç olmaz, taktik savaşlarının bol olduğunu bir çeyrek final mücadelesi izleriz.

Ve Andy Schleck Yok

Yaklaşık bir hafta önce Andy Schleck'in Fransa Bisiklet Turu'nda yarışamama ihtimalinden bahsetmiştim.Fransa Bisiklet Turu'nun heyecanı açısından Andy Schleck'in olması gerektiğini söylemiştim.Ne yazık ki kötü haber geldi ve Andy Schleck sakatlığı nedeniyle Fransa Bisiklet Turu'nda yarışamayacak.Bu gerçekten kötü bir haber oldu.Geçen sene dramatik bir şekilde kaybettiği sarı mayoyu bu sene alır diye düşünüyordum ama olmadı.Ne yapalım artık gelecek sene yapılacak olan yarışı bekleyeceğiz.

Messina Olmadı Sırada Pianigiani

Fenerbahçe Ülker'de Nevan Spahija ile yolların ayrılmasından sonra düşünülen isimlerden biri olan Ettore Messina Avrupa'ya dönüş yaptı ama tercihi Türkiye olmadı.Messina geçen sezon yıldız isimlere sahip olmasına rağmen şampiyon olamayan CSKA Moskova'nın başına geçti.

Messina ismi ortalıkta dolaştığında hiç ihtimal vermiyorduk ki haklı olduğumuz ortaya çıktı.Fenerbahçe Ülker'de koç adaylarına Obradovic ve Ivkovic'den sonra Simone Pianigiani de eklendi.Simone Pianigiani M.Siena'yı çalıştırdığını belirtelim.Siena ile Eurolig belirli bir çizgiyi yakalayan Pianigiani gelirse başarılı olur mu bilemem.Çünkü Siena'da Bo McCalebb üzerine kurulmuş bir sistem var ve her sezon bu sisteme uyan oyuncuları aldılar.Yeni bir takıma gelip alıştığı sistemi oluşturabilir mi emin değilim.Bana göre Obradovic veya Ivkovic daha iyi bir tercih olur.Umarım Fenerbahçe yönetimi en doğru kararı vermeyi başarır.

Robben İçin Yıpratıcı Bir Yıl

Bir insan bir yıl içinde hayak kırıklığı ile biten kaç olayı sırtlanabilir?Sınırı elbette insana göre değişir ama tam işi bitirecekken sonucun hüsran olmasına insan ne kadar dayanabilir?Arjen Robben bir insanın dayanma sınırını göstermiş durumda.Bayern ile kaybedilen üç final ve Hollanda ile turnuvada sıfır çekilmesi bir futbolcuyu fazlasıyla yıpratacak olaylar diye düşünüyorum.Hele ki kaybedilen kupaların ve elenilen turnuvanın başrolünde iseniz yıpranma katsayısı daha artar elbette.Arjen Robben bu yıl yaşadıklarından sonra gelecek sezon nasıl bir kafa yapısına sahip olacak merak konusu ama şurası kesinki işler kötü gittiğinde bu kaybedişler akla gelecektir diye düşünüyorum.Ne kadar profesyonel olursanız olun sonuçta insan olduğunuz için bu tür anlarda duygusallık ön plana çıkacaktır ve hatıralar aklınıza gelecektir.

Liverpool'dan Zorlu Sezon Açılışı

Premier Lig'de 2012 - 2013 sezonunun fikstürü açıklandı.İngiltere'de lig 18 Ağustos'ta başalayıp, 19 MAyıs günü sonra erecek.Liverpool açısından fikstürü değerlendirdiğimizde ilk 5 hafta kritik maçlara sahne olacak gibi gözüküyor.Yeni sezona Manchester City, Arsenal ve Manshester United ile karşaılaşacak olan Liverpool bu maçlardan iyi sonuçlar almayı başarırsa sezonun kalanı iyi geçebilir.En azından moral açısından iyi sonuçlar alınması hem kulüp için hem de taraftar için çok önemli.İnşallah yeni sezon Liverpool için iyi olur.Şimdiden hayırlı olsun.

2.hafta

Liverpool - Manchester City

3.hafta

Liverpool - Arsenal

5.hafta

Liverpool - MAnchester United

9.hafta

Everton - Liverpool

10.hafta

Liverpool - Newcastle United

11.hafta

Chelsea - Liverpool

14.hafta

Tottenham - Liverpool

Fenerbahçe'nin ŞL'de Olası Rakipleri

Fenerbahçe 2011 - 2012 sezonunu Galatasaray'ın ardından ikinci tamaladığı için gelecek sezon şampiyonlar liginde mücadele edecek.Fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi macerası 3.turdan itibaren başlayacak.Fenerbahçe 2008 yılında çeyrek final görmesinin avantajı ile 3.turda seri başı olacak.Fenerbahçe'nin muhtemel rakipleri C.Brugge, FC Vaslui, Feyenoord ve Motherwell gözüküyor.3.turda Motherwell veya FC Vaslui takımlarından biri gelirse daha rahat bir tur olacağını düşünüyorum.Belçika'dan C.Brugge ve Hollanda'dan Feyenoord gelmesi durumunda Sergen Yalçın misali sıkıntı olur.Özellikle iki sezon önce küme düşme korkusu yaşayan ama sonrasında toparlanarak geçen sezon şampiyonlar ligi bileti alan Feyenoord gelirse işimiz zor olur diye düşünüyorum.

Fenerbahçe 3.turu geçmesi durumunda 4.turda seri başı olmama olasılığı var.Şöyle ki şayet 3.turdaki seribaşı olan takımlar yani Fenerbahçe ile birlikte Dinamo Kiev, Panathinaikos ve Kobenhavn 3.turda sıkıntı yaşamadan 4. tura çıkmayı başarabilirlerse Fenerbahçe seri başı olma şansını kaybediyor.Olası rakipleri ise Braga, Spartak Moskova, Dinamo Kiev, Panathinaikos ve Kobenhavn takımları olacak.Türk takımlarının belalısı durumundaki Dinamo Kiev ve komşu ülkeden Panathinaikos dışında bu tur için iyi rakipler olarak gözüküyor.

Fenerbahçe'nin 4.turda seri başı olması durumuna gelecek olursak öncelikle Dinamo Kiev, Panathinaikos ve Kobenhavn takımlarından en az birinin 3.turda elenmesi gerekiyor.Bu olasılık zor ama yine de imkansız değil.Diyelim ki Fenerbahçe seri başı oldu.O zaman Fenerbahçe'nin rakipleri kimler olacak?Udinese, Lille, Malaga ve Borussia Mönchengladbach...Bu dört takım Dinamo Kiev, Panathinaikos ve Kobenhavn takımlarından biri elendiği takdirde rakip olmaya aday.Dinamo Kiev, Panathinaikos ve Kobenhavn'den iki takım elendiği takdirde Udinese'den, üçü birden elendiği takdirde Udinese ve Lille'den kurtulmuş olacağız.

Fenerbahçe'nin 4.turda seri başı olması ve olmaması durumlarına bakacak olursak sanki seri başı olmadığımız bir 4.tur daha rahat geçecek bizim açımızdan.Siz seri başı olma konusunda ne düşünüyorsunuz ama ben açıkcası İtalya, İspanya, Almanya ve Fransa'nın 3. veya 4. leri ile karşılaşmak istemem.Dolayısıyla umarım 3. turda seri başı olan tüm takımlar 4.tura çıkmayı başarır.Yoksa işimiz zorlaşır diye düşünüyorum.

Onun Adı İspanya

İspanya'nın ilk maçta İtalya karşısında zorlanmasından sonra acaba bu performans İspanya'nın formsuzluğundan veya kadro seçiminden mi yoksa İtalya'nın iyi savunmasından kaynaklandığını konuşuldu.Sonucunda daDel Bosque'nin Fabregas tercihi ve İtalya'nın savunması bu oyunu ortaya çıkardığı konusunda herkes hemfikir oldu.Dün gördük ki gerçekten İspanya 2008 ve 2010 İspanyası gibiymiş.Del Bosque'nin ileri uçta gezgin Fabregas yerine Torres'i tercih etmesi ve İspanya orta sahasının bıkmadan usanmadan yaptıkları paslar neticesinde İrlanda karşısında rahat bir galibiyet aldı İspanya.İrlanda birşeyler yapmaya çalıştı ama karşısındaki rakip öyle işler yapıyordu ki yanlarına bile yaklaşamadılar.

İlk maça göre Torres - Fabregas değişikliği hem takıma yarar sağladı hem de Torres'in iki gol atarak kendisine olan güveni arttırmış oldu.Chelsea'ye gittiği günden beri sıkıntılı sezonlar geçiren Torres bu turnuvada bu maçla birlikte tekrardan bir çıkış yakalamaya çalışacaktır.Kendisine hala kızgın da olsam yine de gol attığı için kendisi adına sevindiğimi belirtmeliyim.

Skor 3-0 olduktan sonra Del Bosque kafasındaki sistemi sahada bir kez daha görmek adına Torres'i çıkartıp ilk maçtaki gibi Fabregas'ı ileri uçta oynatmayı denedi.Demek ki Del Bosque turnuva öncesi kafasında Fabregaslı ileri uç varmış.Soldado'yu kadroyu almamasının sebeplerinden de biri bu olabilir diye düşünmeye başladım.Fabregas bu maçta da gol atmasına rağmen gerçek bir forvet olmadan İspanya sistemini iyi işleteceğini düşünmüyorum.Ama Del Bosque sonuça ne yaptığını biliyordur.

Bir de David Silva'nın golü hakkında birşeyler söylemek istiyorum.Üç İrlandalı oyuncuyu tek sıra haline getirip golü atması gerçekten güzeldi.O gol maçın özeti diye düşünüyorum.

Hollanda'da Olaylar Olaylar

2012 Avrupa Şampiyonası'nın altın grubu olarak anılan B grubunda Hollanda Almanya karşısında 2. yenilgisini alarak gruptan çıkma şansını oldukça zora sokmuş oldu.İlk maçta da fazlasıyla eleştirilen Hollanda kendisi açısında önemli olan 2. maç için beklentilerin yüksek olmasına rağmen yine istediklerini yapamadılar.Hücum hattı açısından oldukça kaliteli isimlere sahip olmasına rağmen defans hattı hücum hattından birkaç gömlek gerisinde olduğundan basit pozisyon hatalarından dolayı Hollanda dün yine yüzü asık bir şekilde sahadan ayrıldı.Hollanda 2 de 0 yapınca geçmiş Avrupa Şampiyonları'na bakmak istedim.Çünkü Hollanda'yı sıfır çekerken hiç görmemiştik.O yüzden benim bilmediğim kötü bir şampiyona var mı diye merak ettim.Hollanda katıldığı 8 Avrupa Şampiyonası'nda sadece 1inde gruptan çıkamadı.Daha da önemlisi sıfır çektiği bir turnuva yok.1988'de şampiyon, 1992, 2000 ve 2004'de yarı final görmüş Hollanda.İstatistikler böyle iken Hollanda'nın sıfır çekeceğini düşünmüyorum.Daha doğrusu beklemiyorum.Kazanması da yetmeyeceğini düşünürsek Hollanda'da turnuvadan sonra "olaylar olaylar".Yok eğer gruptan çıkmayı başarabilirlerse takımın havası bir anda değişebilir diye düşünüyorum.Bakalım Hollanda son kozunda ne yapacak?Bir maçlık birlik olup istediklerini sonucu alacaklar mı yoksa birbirlerinden kopuk bir şekilde turnuvayı kapatacaklar mı?

Fransa Bisiklet Turu Öncesi Korkutan Haber

30 Haziran - 22 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan Fransa Bisiklet Turu öncesi ortalikta kötü bir haber dolanıyor.Alberto Contador'un dopingten dolayı ceza almasından dolayı elinden alınan 2010'daki şampiyonluğun verildiği isim olan Andy Schleck'in 2012 Fransa Bisiklet Turu'nda yarışamayacağı konuşuluyor.Yapılan kontroller sonrasında Andy Schleck'in yarışmasının zor olduğu söyleniyor ki eğer böyle bir durum gerçekleşirse Contador'un olmadığı bir turda Schleck'in de olmaması demek turun heyecan katsayısını aşağılara çekeceği anlamına gelir.Umarım sakatlığı önemli değildir ve Fransa Bisiklet Turu'na yetişir.

007 Printezis

Eurolig'de Olympiakos'a şampiyonluğu getiren basketi atan Georgios Printezis...

Yine Aynı Senaryo mu?

Çek Cumhuriyeti dün oynanan maçta Yunanistan'ı 2-1 yenerek gruptaki ilk galibiyetini almış oldu.Gruptaki şansını arttırmış oldu.Çek Cumhuriyeti'nin şu anki durumu Euro 2008'deki durumuna benziyor.Çek Cumhuriyeti son maçta Türkiye'ye yenilerek gruptan çıkamamıştı.Şimdi de eğer son maçını kaybederse çeyrek finali göremeyecekler.aynı olay bir daha gerçekleşir mi bilinmez ama eğer öyle bir şey olursa futbol bırakma sebebidir diye düşünüyorum.Ev sahibi Polonya ile oynayacaklarını düşünürsek işleri oldukça zor.bakalım tarih tekerrür edecek mi?

İbrahim Altınsay'ı Göndermek

İbrahim Altınsay Beşiktaş'a futbol aklı olarak geldiğinde oldukça sevinmiştim.Bir futbolsever olarak İbrahim Altınsay gibi bu oyuna olumlu katkı verebilecek isimleri futbol dünyasında görmek ülke futbolumuz açısından umutlandırmıştı ama beklenilen gibi olmadı.Beşiktaş'ta patlak veren(!) mali krizden dolayı yeni gelen yönetim ne yapacağına tam olarak karar veremedi ve teknik adam konusunda oldukça kararsız kaldı.Bu kararsızlık ya da yönetimin teknik adam konusuna el atması İbrahim Altınsay ile yönetimin arasını açmışa benziyor.Fikret Orman'ı da anlayabiliyorum ama futbol aklı olarak getirdiğiniz bir ismi yok saymak, dediklerine kulak asmamak da doğru bir davranış değil.Hem Beşiktaş hem de ülke futbolu için üzüldüm gerçekten.

Oktay Mahmuti'yi F.Ülker'de Görmek İsterim

Birkaç haftadır Galatasaray yönetimi ile Oktay Mahmuti arasında bir gerilim olduğunu söyleniyordu.Tarafların anlaştıklarını duyurmasına rağmen sözleşmenin bir türlü imzalanmaması nedeni oalrak bu gerilim söyleniyordu ki bugün gelen haberle bu gerilimin doğru olduğunu görmüş olduk.Geçen sezon takımını finale çıkaran, bu finalin meyvesi olarak Eurolig'e katılan ve neredeyse çeyrek final gören bir takımın koçunu bu kadar kolay harcamak doğru değil diye düşünüyorum.Yönetim ile Oktay Mahmuti arasında neler geçtiğini tam bilemiyorum ama ne olursa olsun ortada bir başarı olduğunu düşünürsek aradaki buzlar bir şekilde eritilebilirdi.Galatasaray yönetimi geldiği günden beri istikrardan bahsedip sonrasında Oktay Mahmuti'yi göndermesi bana göre birbirleriyle uyumlu gözükmüyor.

Oktay Mahmuti ülkenin yetiştirdiği önemli koçlardan biri olması sebebiyle şu anda koç arayışlarında olan Fenerbahçe Ülker'e gelmesini isterim.Aslında Nevan Spahija ile anlaşılmadan önce kafamda Oktay Mahmuti vardı ama olmadı.Fenerbahçe Ülker ile adı anılan isimlere baktığımızda bizleri heyecanlandıran isimler var elbette ama Oktay Mahmuti'nin de düşünülmesi taraftarıyım.

21 Yaşında Ekmek Uğruna Futbol Uğruna...

Her zaman emeğin yanında yer almış biri olarak bu haberi görmezden gelemezdim.Brezilya'da dünya kupası için yapılan stadyumun inşaatında bir işçi 30m yükseklikten düşerek hayatını kaybetmiş.21 yaşında hayatın daha başında olan Jose Afonso de Oliveira Rodrigues'e Allah'tan rahmet diliyorum.Sevenlerine sabır diliyorum.Bir inşaat mühendisi olarak inşaatta çalışanların nasıl zor ortamlarda çalıştığını bildiğimden bu olaya daha çok üzüldüm.Çünkü işçilerin güvenliğinden mühendis sorumludur ve oradaki mühendis benmişim gibi hissettim.Umarım alınmayan önlemlerden dolayı ölmemiştir.Böylesi insanın içini daha çok yakar.Bir kez daha bu genç arkadaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum.

Kayserispor'a Tanıdık Bir İsim

Kayserispor bir dönem Beşiktaş'ta forma giymiş olan Bobo'yu transfer ederek forvet bölgesine iyi bir tercih yapmış oldu.Bobo kendisinin de dediği gibi kariyerinin temellerini burada attı ve Kayserispor'a gelerek bölünmeye uğrayan kariyerini yeniden güçlendirmeye çalışacaktır.Bobo konusunda tek karanlık nokta Brezilya'da nasıl bir dönem geçirdiği.Eğer gol atmayı unutmadıysa Türkiye'yi bilen biri olarak Kayserispor'a uyum sağlayacaktır diye düşünüyorum.Hem Kayserispor hem de Bobo için hayırlı olsun.Bobo'tu tekrardan buralarda görmek sevindirici.

Kanada GP Hamilton'un

2012 Formula 1 sezonun 7.yarışı olan Kanada GP'de kazanan Mclaren'den Lewis Hamilton oldu.Pol pozisyonundan başladığı yarışlar olmasına rağmen o yarışları kazanamamıştı.Zafer Kanada'ya kısmetmiş.Yarış genel çerçevede Hamilton'un kontrolünde geçti ve pit stratejisi ile yarışı kazanan isim oldu.Hamilton yarışı kazanırken Vettel ve özellikle Alonso'nun yanlış pit stratejilerini de unutmamak gerekir.Alonso pite girmeden yarışı tamamlamak istedi ama Hamilton daha önceden lastiklerini değiştirerek avantajı ele geçirmiş oldu.Aslında Alonso aradaki farkı koruyarak damalı bayrağı göreceğini düşündü ama düşündüğü olmadı ve podyumun da dışında kaldı.Vettel sonradan hatasından döndü ve pite girip lastiklerini değiştirmesine rağmen podyuma çıkamadı.

Bu sezonun güzel taraflarından birisi de her yarışı farklı bir ismin kazanmış olması ve podyumda alışık olmadığımız isimleri görmemiz.Kanada GP'de Alonso ve Vettel'in hatalarından dolayı Grosjean ve Perez podyuma çıkma mutluluğunu yaşadılar.Son olarak Hamilton iyi iş çıkardı ve bu sezonki ilk galibiyeti aldı.Umarım devamı gelir ve bu sezon mutlu sona ulaşır.Ama işi zor çünkü farklı isimler yarışı kazandığından doalyı puanlar birbirine çok yakın.Mclaren pitteki elemanların hatalarını azaltabilirse şansları diğerlerine göre yüksek olduğunu düşünüyorum.

Olmuyor Olmuyor Olmuyor

Şanssıklıklar Michael Schumacher'i bırakmış değil.Bu sezon geçen sezonlardan daha iyi araca sahip olmasına rağmen bir türlü zincirlerini kıramadı ve daha podyumu göremedi.Monako GP'de 6 yıl sonra pol pozisyonu kazanma mutluluğunu yaşadı ama onu bile avantaja çeviremedi.Pazar günki yarışta yine bir sorundan dolayı yarış dışı kaldı ve bu sezon 7. yarışında 5. kez damalı bayrağı görememiş oldu.Benim tavsiyem kurşun döktürmesi  yönünde.Türk tanıdıkları varsa eğer biz de nazara fazlasıyla inanıldığı için Türkler kurşun dökerek işleri yoluna sokabilir diye düşünüyorum.Yoksa bu böyle gitmez gerçekten.Bir an gelecek Schumacher oynamıyorum derse şaşırmam.

Şarap Yıllandıkça Güzelleşir

Şarabın tadı yıllandıkça bir başkadır ya Shevchenko da dün o tadı verdi gerçekten.Son turnuvasını olduğunu düşündüğümüzde ve evinde veda edeceğini düşündüğümüzde gol attıktan sonra ben daha fazla sevinmişimdir diye düşünüyorum.Aslında Fenerbahçe açısından hiç de güzel anılarımız yok ama bir futbolsever olarak dün attığı 2 gol insanı duygulandırıyor gerçekten.Bir sezon boyunca futboldan o kadar uzaklaştık ki bu tür duygulara hasret kaldığımızı fark ediyorum.Ukrayna gruptan çıkar mı bilinmez ama Shevchenko önderliğinde ilk adımı attılar.İngiltere ve Fransa'nın dün sergilemiş oldukları performansı görünce Ukrayna bu galibiyetle şansını oldukça arttırdı düşüncesindeyim.Futbolun güzelliği ortaya çıkar da Ukrayna gruptan çıkar.Shevchenko'dan dolayı birçok futbolsever Ukrayna'yı desteklediğini düşünürsek umarım isteğimiz gerçekleşir.

Euro 2012'de 2.Gün (Danimarka İşleri Bozdu)

Grubun en zayıf takımı olarak gözüken Danimarka iyi bir iş çıkararak ilk maçında 3 puanı aldı.aslında maç geneline baktığımızda Hollanda maçın hakimi konumundaydı.Pozisyonlara girmekte zorluk yaşamadılar ama iş değerlendirmeye gelince başarısız oldular.Hollanda etkili oynadı dedik ama aslına bakarsanız etkinlikleri bireysellikte kaldı.Özellikle sağda Robben kendi yarattığı pozisyonları kendisi değerlendirmeye kalkınca çoğunda istediğini yapamadı.Sadece bir pozisyonda topu direkten döndü.Van Persie girdiği pozisyonları kendisine yakışmayacak şekilde sonlardırdı.Sneijder üzerine düşeni yaptı ama verdiği paslar sonucunda arkadaşları golü bulamayınca verdiği paslar da boşa gitmiş oldu.Kanat bekler ise maç içinde neredeyse hiç destek vermedi.Doğal olarak Hollanda hücumda çoğalmayı başaramadı.İş sadece Sneijder'in tercihlerine kaldı ama dediğim gibi Sneijder'in verdiği paslar da harcandı.Hal böyle olunca yenilgi kaçınılmaz oldu.Danimarka Hollanda'nın bu etkisizliğini iyi değerlendirdi ve rakibin defans hatasından yararlandı.Kısa dönemler içerisinde tehlikeli atakalr yapmaya çalıştılar ama başarılı oldukları söylenemez.Ama sonuçta kazanmasını bildiler ve gruptaki hesapları karıştırdılar.

Gecenin ikinci maçında Almanya zorlandığı maçta Portekiz'i Gomez'in attığı golle 1-0 yenmeyi başardı ve gruba iyi bir başlangıç yapmış oldu.Oyun olarak Almanya beklenenin gerisinde kaldılar.Oyun aklı olarak Mesut Özil takımı yönlendirmeyi yeteri kadar olmasa da başarsa da diğer oyuncular yaptıkları top kayıpları ile Almanya'nın hücumda organizasyon olamadılar.Buna rağmen defans hattında hiçbir şekilde hata yapmadılar ve disiplinli bir şekilde oyunlarını sürdürdüler.Almanya'nın teknik patronu Löw maçtaki bu durgunluğun nedeni olarak Hollanda'nın kaybetmesi olabileceğini söyledi ki bence doğruluk payı yüksek.Sonuçta gruptaki en büyük rakibin ilk maçını kaybettikten sonra sen doğal olarak ilk olarak yenilmemeyi düşünürsün.Oyucular üzerinde ister istemez bir baskı olmuştur ki bu oyunun başka açıklaması olamaz diye düşünüyorum.Tamam rakip Portekiz olabilir ama Almanya en azından bildiğimiz organizasyonları yapabilirdi.Sonuç olarak maç içerisinde istediğini yapamasa da Almanya kazanmasını bildi ve grupta önemli bir avantaj sağlamış oldu.İlk maçlar sonrasında Almanya - Hollanda maçı daha heyecanlı geçecektir diye düşünüyorum.

Anadolu Efes:"Daha Söyleyecek Sözüm Var"

Beko Basketbol Ligi'nin final serisinin 5. maçında Anadolu Efes Beşiktaş Milangaz'ı uzatmaya giden maçta 84-82 yenerek rakibine şampiyonluk o kadar kolay değil mesajını vermiş oldu.Bir önceki maçta fark yiyen Anadolu Efes oyuncularının bu maçta göstermiş oldukları performans takdir edilmesi gereken bir şey.Sporda maç maç performans değişebiliyor o yüzden Anadolu Efes'in bu performansı şaşırtıcı değil ama bir final serisinde Beşiktaş Milangaz gibi bir ekip karşısında bir maç öncesinde farklı yenildikten sonra bu maça psikolojik olarak hazırlanmak kolay değildir.Zaten Anadolu Efes bu Anadolu Efes.Şu ana kadar oynanan maçlara baktığımızda Beşiktaş Milangaz daha çok hak ediyor gibi gözüküyor.Sezon başında küme düşmesinler derken bu noktalara gelen takım için sezonu 3 kupayla kapatmak inanılmaz bir şey olur.O yüzden kazanan tarafın Beşiktaş Milangaz olmasını isterim.Ama Anadolu Efes de kolay kolay bırakmaz ve final serisi son maça kalır diye tahmin ediyorum.

Euro 2012'de 1.Gün (Rusya Göz Kamaştırdı)

Polonya - Ukrayna ortaklığında düzenlenen 2012 Avrupa Şampiyonası A grubundaki maçlarla başlamış oldu.Turnuvanın açılış maçında ev sahibi Polonya Yunanistan ile berabere kalarak turnuvaya 1 puanla başlamış oldu.Maçı izleme şansım olmadı ama sonradan parça parça izlediğim bölümlere bakacak olursam Polonya iyi başladığı maçı iyi bitiremedi kendisi açısından.Lewandowski'nin usta vuruşuyla öne geçen Polonya 2. golü bulamadığı için Yunanistan'ı bir anlamda maçın içinde tutmuş ve bu sezonun formda isimlerinden biri olan Salpingidis'in golüne engel olamamış oldu.Salpingidis'in maça etkisini gördükten sonra Yunanistan cephesi eleştirmek gerekir diye düşünüyorum.Her iki takım da aldıkları birer puanla şansları devam ettirmeyi başardılar.Kaybeden taraf için turnuva zora gelebilirdi.

Gecenin ikinci maçında tam anlamıyla Rusya hakimiyeti vardı.Top hakimiyeti Çek Cumhuriyeti'nde olsa da topu etkili kullanan ve tehlikeli ataklar yapan taraf Rusya idi ve bunun meyvesini de 4 golle aldılar.Çek Cumhuriyeti maçın başında topun kendisinde olmasına aldanarak baskı kurmaya çalıştığı dakikalarda arkada bıraktığı boşlukları Rusya hızlı atağa çıkarak iyi değerlendirdi.Çek Cumhuriyeti hatasından dönmeye çalıştı ama iş işten geçmişti ve 2-0 geriye düşmüşlerdi.İkinci yarının başında farkı 1'e indiren Çek Cumhuriyeti bir kez daha rakibinin üstüne gitmeye kalkınca kalesinde 2 gol daha gördü ve turnuvaya yenilgi ile başlamış oldu.Bu maça özelinde Rusya çok iyi gözüktü ama Çek Cumhuriyeti'nin dağınıklığı da Rusya'nın iyi gözükmesindeki en önemli etkenlerden biri olduğunu düşünüyorum.Hücumda Baros'un yalnız kalması ve defans hattının ağırlığı Çek Cumhuriyeti'nin sonu oldu.Rusya tarasında ise oyuncuların birbirleri ile olan uyumları son derece iyidi.Rusya için tek karanlık nokta bu maçta sergilenen oyun gerçekten kendilerinin miydi yoksa maçın kurgusu sonuncu oluşan oyun muydu?Bunu grubun diğer maçlarında görmüş olacağız.

Şans Her Zaman Lazım

Formula 1'e geri dönmesinden sonra spora olan ilgiyi arttıran Michael Schumacher aynı başarıyı yarışlarda gösteremedi.Geçen sezon ile birlikte özellikle bu sezon oldukça şanssız olaylar yaşayan Schumacher bu sezon podyuma çıkabilmiş değil.Podyumu bir kenara bırakın daha doğru düzgün yarışı tamamlamış değil.bu sezonki 6 yarışın sadece 2sini tamamladı ve sadece 10. olabildi.Monaco GP'de 6 sene sonra kazandığı pol pozisyonunun sevinci tam anlamıyla kursağında kaldı.Mercedes'in hızlı olduğu bir pistte Schumacher'in şansı oldukça yüksekti ama olmadı.Schumacher'e olan güven fazla olmasına rağmen yarışlardaki bu şanssızlıkları desteğin kendisinden Rosberg'e kaymasına neden olduğuna dair düşüncem var.Ferrari dönemlerinden beri fazla sevmesem de böyle şanssızlıklar yaşamasına da gönlüm razı değil.Umarım bir an önce işleri yoluna koyar ve heyecanı arttırır.

Adam Gibi Adam

Dirk Kuyt 32 yaşında olabilir.Geçen sezon Liverpool'da kendisini gösterememiş olabilir.Hiç önemli değil.Önemli olan Van Hooijdonk etkisi yapıp yapmayacağı.Bu konuda benim güvenim tam.Karakteri ile, mücadelesi ile sahada takımı ayakta tutacak oyuncuların başında geleceğini düşünmek beni çok umutlandırıyor.Fenerbahçe sadece bir futbolcu transfer etmedi.Adam gibi adam birini transfer etti.Bu tarnsferte emeği olan herkese teşekkürler.Hoşgeldin Dirk Kuyt.

Oraya Fazla Takılma

Fenerbahçe'den Atletico Madrid'e transfer olan Emre Belözoğlu futbolu bıraktıktan sonra Fenerbahöeli Emre olarak anılmak istediğini söylemiş.Kendisini böyle görebilir ama benim de içerisinde bulunduğum önemli bir grup Emre'yi Fenerbahçeli olarak görmedi ve görmeyecek.O yüzden bu tür düşüncelerden uzak dursun.Takılmasın yani.Taraftar kendisini nasıl tanımlayacağını iyi biliyor.