Futbolda hakemi aldatmaya yönelik
hareketler sözünü sıkça duyarız.Nedir bu hareketler?Kendini
yere atma, elini kullanarak avantaj sağlama, çaktırmadan rakibine
vurma, benden çıkmadı halleri bu hareketlerin bazıları.Bu
hareketlerini maç içerisinde gördüğümüzde hemen
profesyonellik, etik, ahlak kavramlarının da içinde bulunduğu
cümlelerle düşüncemizi söylemeye başlarız.
Bazılarımız bu hareketleri
profesyonelce bulur ve futbolcu biraz da kurnaz olmalı sözüyle
desteklemeye çalışır.Bazıları ise sporun adil bir şekilde
yapılabilmesi için doğrudan şaşmamak gerektiğini söyleyerek bu
tür hareketleri kınar.
Bu durumu ahlak kavramı üzerinden
bakmaya çalışırsak ahlak teorilerinden biri olan deontoloji “Esas
olan mutluluk ya da fayda değil, mutluluğu hak etmek ve doğru
olmaktır.Ahlaki davranış her koşulda ve durum ne olursa olsun
ortaya konması gereken bir davranıştır” şeklinde açıklar
ahlakı.Yani hiçbir hesap içinde olmadan, doğru olan bir eylemi
yapmaktır.Faydayı ön planda tutmak yerine eylemi ön planda
tutarak önemli olanın nasıl davranılması gerektiğini söyler.
Bunu futbola uyarlarsak bir üst tura
çıkmak için gerekli olan bir golü 90. dakikada kendini yere
atarak kazanılan penaltı sonucu bulmayı deontoloji yaklaşımı
ahlaki bir davranış olarak benimsemez.Ya da hakemin kaçırdığı
bir pozisyonda eliyle attığı golü hakeme söylemeyen bir oyuncu
ahlaki davranmamış olur.
Bir başka ahlak teorisi olan
teleolojinin temelinde şu yatar:
“Değerlerle kişiler arasında
araçsal bir ilişki vardır.Bir eylem kendi başına iyi ya da kötü
değildir.O eylemi iyi ya da kötü yapan eylemin sonuçlarıdır.Yani
bir eylem ya da durumun iyi ya da kötülüğü eylemden
etkilenenlere sağladığı faydaya göre ölçülür.”
Teleoloji toerisini “savaşta her yol
mübahtır.” sözüyle özetleyebiliriz.”Bir davranışın ahlak,
etik çerçevesinde kabul görmemesi önemli değil, o davranışın
sonucunda eğer ben istediğimi alıyorsam o benim için daha
önemlidir” diyerek savunuyorlar kendilerini.
Ballack Almanya Milli Takımı forması
altında bir şampiyonada maç içerisinde bazı hareketler yaparak
takımına avantaj sağlamıştı ve maçın ardından bir yorumcumuz
Ballack'ın bu davranışı için “Profesyonellik içinde yapıyor”
demişti.Yani ne yapacaksan hakeme çaktırmadan yap ve kurnaz bir
futbolcuysan da yapman gerekiyor.
Neden bu konu hakkında bir şeyler
yazma ihtiyacı duyduğumu da belirtiyim.Burak Yılmaz Türkiye'de
kendini kolayca yere bıraktığı için eleştiri alan futbolcuların
başında geliyor ve geçen günlerde de bazen kendini kolayca
bıraktığı kabul etti ve bundan sonra dikkat edeceğini söyleyerek
özür de diledi.
Ardından Beşiktaş'ta forma giyen
Mustafa Pektemek Burak Yılmaz'ın açıklamasından cesaret alarak
kendisinin bazen kendini yere attığını söyledi.Bunların üstüne
bir de Liverpool'un kaptanı Steve Gerrard eklenince yazma isteği
duydum.Steve Gerrard Manchester United maçında elle gol atması
halinde bunu itiraf etmeyeceğini söyledi.
Bu üç oyuncudan da böyle açıklamalar
geldikten sonra acaba futbol tamamen ahlak ve etik davranışlar
üzerine mi kurulmalı yoksa böyle tarz hareketlerin olması gerekli
mi diye düşünmeye başladım ve bir cevap aramaya
çalıştım.Kendimce bir cevap buldum ama önemli olan her bir
insanın ne düşündüğü olduğu için genelleştirilemeyeceğini
düşünüyorum.O yüzden siz ne düşündüğünüzü paylaşırsanız hangi düşüncenin çoğunlukta olduğunu anlamaya çalışırız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder