28 Mart 2012 Çarşamba

Şiddetle Nereye Kadar?


 Candan Erçetin'in seslendirdiği "Çember" şarkısında şu sözler şu an yaşadığımız spor dünyasını çok iyi açıklıyor."Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın."Aynı düşünceye sahip insanlar birleşmişler ve kendilerinden gibi olmayanlara kin ve nefret biriktirerek saldırıya geçiyorlar.Eski maçlara baktığımızda derbilerde tribünler yarı yarıya dolduğunu görürüz.O zaman da rekabet yok muydu?Vardı elbbete ama rekabet ile birlikte saygı da vardı.Geçen zaman içinde rakiplerimize olan saygımızı kaybettik maalesef.Karşı taraf olarak nitelendirdiğimiz bir kimseden bizi rahatsız edecek bir olay ile karşılaştığımızda saygı çerçevesinde oturup güzelce konuşup sorunu halletmek yerine hemen şiddete başvuruyoruz.Artık öyle bir hal aldı ki şiddetin çözüm getireceğini inanmışız ve sorunlarımızı şiddetle çözüyoruz.

Taraflar bazen taraftar grupları oluyor bazen de polis ile taraftar grupları oluyor.Taraftarlar herhangi bir kıvılcımlı ortamda şiddete başvurmaktan kaçınmıyor, polis de gücü olduğu halde gücünü ikna etmekte kullanmıyor ve şiddetle olayı bastırmaya çalışıyor.Sonra da kim haklı kim haksız tartışması başlıyor.Eğer ortada şiddet varsa her iki tarafın da suçu olabileceğini hiç düşünmüyorlar.Çünkü kendi kafalarında öyle bir çember oluşturmuşlar ki sağlam kalmak için karşı tarafın yok edilmesini düşünüyorlar.Eskiden her çemberin bir kesişme noktası varken şimdi ise bırakın çemberleri kesiştirmeyi teğet hale getirseniz bile olaylar çıkıyor.

Şiddete başvuran insanları hep bir avuç olarak nitelendiriyoruz ama sürekli bu bir avuç insan diğer taraftarların olaylardan etkilenmesine neden oluyor.Nasıl etkiliyorlar?Olayın ortasında kalan masumları yaralıyorlar, hiçbir tahrik yok iken sırf karşı tarafta diye araçları taşlanıyor, yabancı madde atarak sahanın kapanmasına neden olarak suçu olmayan taraftarların maç izleme hakkını elinde alıyorlar, sevinçli bir anı zehir edebiliyorlar.Bu örnekler çoğaltılabilir.Hepsi de yaşadığımız olaylardan.Ama bunlara bir şey daha eklendi.İnsanları işinde etmek...

Dilara Gönder'den bahsediyorum.İşin iç yüzünü bilmeden eleştirmesi doğru karşılanmayabilir ama söylediklerine baktığımızda hak vermemek elde değil.Ortada bir şiddet varsa ve sen de o şiddetin bir tarafıysan suçlusundur.Hiç suçu karşı tarafa atmaya gerek yok.Ya da polisin hiç mi suçu demeye gerek yok.Dilara Gönder de bundan bahsettiği için eleştirilere maruz kaldı ve işinden olmakla yüz yüze.Kendisinin tüm Fenerbahçelilerden bahsetmediğini çok iyi biliyoruz.Hal böyleyken Fenerbahçe'ye hakaret etti gibi lafların ne kadar anlamsız olduğu ortadadır.Sırf bizim çemberimize dokundu diye O'nu yerden yere vurmaya çalışmak çok acımasız gibi geliyor bana.

Amacım Dilara Gönder'i savunma değil.Zaten bana da düşmez.Ben sadece insanların ne anlatmaya çalıştığını anlamadan eleştirmek, hakaret etmek gibi davranışların yanlış olduğunu söylüyorum.Kafamızdaki çemberleri esnekleştirebilirsek o zaman sağlıklı bir spor ortamı olacağını düşünüyorum.Bunun içinse daha çok fırın ekmek yememiz gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder