30 Mart 2012 Cuma
Bir Tarafta Sevinç Bir Tarafta Hüzün
Erkekler Eurolig'de hiçbir temsilcimiz final şansı elde edemedi ama KAdınlar Eurolig'de iki takımımız finalde mücadele edecek olmasından dolayı mutlu olmuştuk.Ama bir şanssızlık oldu ve Fenerbahçe ve Galatasaray aynı gruba düşerek birbirlerinin yoluna çıkmış oldular.8li finalin ilk gününde Fenerbahçe kazanarak ikinci gün oynanacak olan derbiye moralli çıkma şansı elde etti.Galatasaray ise beklenmeyen bir yenilgi ile final şansını derbi maçının kazanılmasına bağlayarak işini zorlaştırdı.
Galatasaray bu zorluğun bilincinde olarak maça iyi başladı.Prints'in takımı iyi yönetmesi, Charles'in içerideki etkinliği ve Taurasi'nin skorlarıyla maçta önde gitmeyi başardı.Savunmada ise derslerine iyi çalıştıklarını gösterdiler.Bir gün önce Fenerbahçe'nin alan savunması karşısında yaşadığı sıkıntıyı iyi değerlendirerek Fenerbahçe'nin işleyen çarkını aksatmayı başardılar.
Fenerbahçe tarafında ise Angel'in 3 faul ile kenara gelmesi ve Penny Taylor'ın sakatlanıp oyundan çıkması ile hücumda sıkıntı yaşadı ve alan savunmasına karşı da bir çözüm üretemeyince skoru ilk yarıda 36 kaldı.Fenerbaçe'nin alan savunmasına karşı iyi hücum edememesinin sebebi sanki bu savunmaya karşı antrenman yapmışlar olabilir.Hiçbir hücum seti uygulayamadılar.Halbuki alan savunmalarına karşı yapılacak en etkili şey tepeye oyucnu çıkarmak.Takımda da bunu en iyi yapabilecek Nevriye Yılmaz gibi bir oyuncu varken böyle sıkıntı yaşanması açıkcası korkuttu.
İkinci yarıya geldiğimizde ise işler tamamen değişti.Aradaki farkın etkisiyle belki de Taurasi hücumda topu kimseyle paylaşmadı ve sürekli kendisi zorlamaya çalıştı.Böyle olunca ilk yarıdaki görüntüden uzaklaşan Galatasaray düzenden çıktı ve bunu iyi değerlendiren Fenerbahçe bir seri yakalayarak öne geçmeyi başardı.Fenerbahçe pota altında Tamane ile etkili olurken hücumda da Babkina sayesinde sayılar bulmaya başladı.Babkina'ya ayrı bir parantez açmak gerekiyor.Özellikle ikinci yarı oynamış olduğu basketbol son derece iyidi.Beklenmedik katkı verdi ve bu galibiyetin gizli kahramanı olduğunu düşünüyorum.
Alan savunmasına karşı daha iyi hücum eden Fenerbahçe Birsel'in bulduğu 8 sayı ile bir anda maçta kontrolü ele aldı ve 3. çeyreği 59-57 önde kapattı.4.çeyrek de aynı 3. çeyrekteki gibi Galatasaray'da Taurasi'nin zorlamalarıyla, Fenerbahçe'nin ise hücumda daha etkili olmasıyla geçti.Taurasi'nin topla çok oynamasından dolayı takım arkadaşları oyundan koptu ve özellikle ilk yarıda düzen içinde oynanmasını sağlayan Prints ikinci yarı neredeyse yoktu.Top Prints'in elinde çok az kalınca Charles da beslenemedi ve pota altında tüm kontrol Fenerbahçe'ye geçti.Fenerbahçe'de Birsel son dakikalarda sakinliği ile yine göz doldurdu.Maç topunda Tamane'ye vermiş olduğu pası kolay kolay kimse veremez diye düşünüyorum.
Fenerbahçe ikinci yarıdaki oyunu ile maçı 75-67 kazandı ve final umutlarını sürdürmüş oldu.Galatasaray ise ikinci maçında da yenilerek final umutlarını yitirmiş oldu.Fenerbahçe'nin kazanması elbette sevindirici ama Galatasara'ın kaybetmesi ülke basketbolu için kötü oldu.Çünkü finalde iki Türk takımını izleme şansı varken aynı gruba düşme gibi bir talihsizliği yaşadılar.Galatasaray için üzüldüm açıkcası.Gerçekten bu iki takım finalde karşılaşmayı hak ediyordu.Fenerbahçe'ye ise başarılar dilerim.Umarım son maç da kazanılır ve final oynama şansı elde edilir.Finalden de mutlu ayrılacağımıza hiç şüphe yok.Tekrardan dünkü maç için her iki takıma da teşekkür ediyorum.
28 Mart 2012 Çarşamba
Şiddetle Nereye Kadar?
Candan Erçetin'in seslendirdiği "Çember" şarkısında şu sözler şu an yaşadığımız spor dünyasını çok iyi açıklıyor."Ya dışındasındır çemberin ya da içinde yer alacaksın."Aynı düşünceye sahip insanlar birleşmişler ve kendilerinden gibi olmayanlara kin ve nefret biriktirerek saldırıya geçiyorlar.Eski maçlara baktığımızda derbilerde tribünler yarı yarıya dolduğunu görürüz.O zaman da rekabet yok muydu?Vardı elbbete ama rekabet ile birlikte saygı da vardı.Geçen zaman içinde rakiplerimize olan saygımızı kaybettik maalesef.Karşı taraf olarak nitelendirdiğimiz bir kimseden bizi rahatsız edecek bir olay ile karşılaştığımızda saygı çerçevesinde oturup güzelce konuşup sorunu halletmek yerine hemen şiddete başvuruyoruz.Artık öyle bir hal aldı ki şiddetin çözüm getireceğini inanmışız ve sorunlarımızı şiddetle çözüyoruz.
Taraflar bazen taraftar grupları oluyor bazen de polis ile taraftar grupları oluyor.Taraftarlar herhangi bir kıvılcımlı ortamda şiddete başvurmaktan kaçınmıyor, polis de gücü olduğu halde gücünü ikna etmekte kullanmıyor ve şiddetle olayı bastırmaya çalışıyor.Sonra da kim haklı kim haksız tartışması başlıyor.Eğer ortada şiddet varsa her iki tarafın da suçu olabileceğini hiç düşünmüyorlar.Çünkü kendi kafalarında öyle bir çember oluşturmuşlar ki sağlam kalmak için karşı tarafın yok edilmesini düşünüyorlar.Eskiden her çemberin bir kesişme noktası varken şimdi ise bırakın çemberleri kesiştirmeyi teğet hale getirseniz bile olaylar çıkıyor.
Şiddete başvuran insanları hep bir avuç olarak nitelendiriyoruz ama sürekli bu bir avuç insan diğer taraftarların olaylardan etkilenmesine neden oluyor.Nasıl etkiliyorlar?Olayın ortasında kalan masumları yaralıyorlar, hiçbir tahrik yok iken sırf karşı tarafta diye araçları taşlanıyor, yabancı madde atarak sahanın kapanmasına neden olarak suçu olmayan taraftarların maç izleme hakkını elinde alıyorlar, sevinçli bir anı zehir edebiliyorlar.Bu örnekler çoğaltılabilir.Hepsi de yaşadığımız olaylardan.Ama bunlara bir şey daha eklendi.İnsanları işinde etmek...
Dilara Gönder'den bahsediyorum.İşin iç yüzünü bilmeden eleştirmesi doğru karşılanmayabilir ama söylediklerine baktığımızda hak vermemek elde değil.Ortada bir şiddet varsa ve sen de o şiddetin bir tarafıysan suçlusundur.Hiç suçu karşı tarafa atmaya gerek yok.Ya da polisin hiç mi suçu demeye gerek yok.Dilara Gönder de bundan bahsettiği için eleştirilere maruz kaldı ve işinden olmakla yüz yüze.Kendisinin tüm Fenerbahçelilerden bahsetmediğini çok iyi biliyoruz.Hal böyleyken Fenerbahçe'ye hakaret etti gibi lafların ne kadar anlamsız olduğu ortadadır.Sırf bizim çemberimize dokundu diye O'nu yerden yere vurmaya çalışmak çok acımasız gibi geliyor bana.
Amacım Dilara Gönder'i savunma değil.Zaten bana da düşmez.Ben sadece insanların ne anlatmaya çalıştığını anlamadan eleştirmek, hakaret etmek gibi davranışların yanlış olduğunu söylüyorum.Kafamızdaki çemberleri esnekleştirebilirsek o zaman sağlıklı bir spor ortamı olacağını düşünüyorum.Bunun içinse daha çok fırın ekmek yememiz gerekiyor.
25 Mart 2012 Pazar
"10"suz Fenerbahçe Düşünülemez
Geçen hafta lider Galatasaray ile berabere kalıp aradaki puan farkını indirmeyi başaramayan Fenerbahçe playoff öncesi farkın en aza indirilmesi için hasarsız geçmesi gereken ilk maçta evinde Bursaspor'u Alex'in golüyle 1-0 yenerek maç fazlasıyla aradaki farkı 6ya indirdi.Şimdi gözler Galatasaray-Trabzonspor maçına çevrildi.Galatasaray'ın muhtemel puan kaybı ile Fenerbahçe iyiden iyiye şampiyonluk potasına girecektir.
Fenerbahçe - Bursaspor maçındaki oyuna baktığımızda Fenerbahçe klasik haline gelen davranışını sergiledi ve 1-0 ı korumak için geriye çekildi ve tamamen Bursaspor'un üzerine gelmesine izin verdi.Hal böyle olunca Bursaspor birçok pozisyon buldu ama değerlendiremedi.Fenerbahçe ise Kaptan Alex ile güzel bir gol buldu ve orada kaldı.Bunun nedenleri arasında Emre ve Gökhan'ın kadroda olmamasını sayabiliriz ama bu iki oyuncu oynadığı zaman da Fenerbahçe bu kadar geriye çekiliyordu.
Elbette takımlar geriye çekilir ve kontralarla pozisyon bulmaya çalışır ama bu taktikte en önemli silah kontra atak becerisidir.Bunun en güzel örneğini Mourinholu Inter göstermişti.Top rakipteyken herkes savunmadaki yerini alırken, top kendilerine geçtiğinde hızlı bir şekilde atağa çıkıp pozisyonlar buluyorlardı.İşte Fenerbahçe bunu başaramadığı için geriye çekilmesi kendisine pahalıya patlayabiliyor.Durum apaçık ortadayken Fenerbahçe'nin sürekli geriye çekilmesi mantıklı gelmiyor.
Futbolcular bunu görüyor, Aykut Kocaman bunu görüyor ama bir türlü önlem alınmıyor.Bu olayı açıklayacak iki şey var.Ya Aykut Kocaman golü bulun ve geriye çekilin diyor ya da oyuncular ister istemez en azından yenilmeyelim düşüncesi ile arkaya yaslanıyorlar.Problem somut olarak önümüzde duruyor ama iş çözüm bulmaya gelince maalesef çaresiz kalıyoruz.
Fenerbahçe playoffta şansının olmasını istiyorsa bu soruna çözüm bulması gerekiyor.Anadolu takımları belki bu geriye çekilişi değerlendiremezler ama Galatasaray maçında gördüğümüz gibi büyükler kaliteli oyuncuları ile cezayı kesebilirler.Playoffta üzülmemek için şimdiden bir çözüm bulmak şart.
Son olarak da Alex'e parantez açmak gerekiyor.Bazen takımı Alexsiz inşa edelim düşüncesi ile kendisinin gitmesini gerektiğini söylüyorum ama şu da gerçek ki Alexsiz bir Fenerbahçe şu an için düşünülemez.Takım kötü oynasa da galibiyet için bir şey yapmasa da O yine de golünü atıyor ve hem takım arkadaşlarına hem de rakiplere mesaj vermeyi de biliyor.Özellikle bu sezon sergilediğin karakter için sana teşekkür ederiz.Sağol Kaptan Alex.
22 Mart 2012 Perşembe
Yarış Bir Kez Daha Başladı
Real Madrid iki maçtır puan kaybedince şampiyonluk yarışı yeniden kızıştı.İki beraberlik sonrasında aradaki farkın 6ya inmesine engel olamayan Real Madrid sakin geçmesi muhtemel iki haftadan sonra inanılmaz bir periyoda girecek.Valencia, A.Madrid, S.Gijon, Barcelona, Sevilla ve A.Bilbao maçları Real Madrid'in kaderini belirleyecek gibi duruyor.Barcelona tarafında ise gitti denilen şampiyonluğun tekrardan rotaya girmesinden dolayı bir sevinç hakim.Barcelona tarafı büyük ihtimalle aradaki farkı 6 değil 3 olarak görüyordur.Bundan sonra inanılmaz bir yarış izleyeceğimizi düşünüyorum Real Madrid sağ olsun :)
Kupa Sürprizlerle Doludur
Liglerin kupa mücadelesi her zaman heyecanlı olmuştur.Nedeni çok basit.Çünkü hiç beklemediğiniz bir takım sürpriz yaparak üst turlara kadar çıkabilir.Tüm liglerde böyle iken maalesef bizim ülkemizde gruplu sistem olduğundan o heyecanı bulamıyorduk.Gruplu sistemde Anadolu takımları çeyrek finale çıkamayacakalrını bildiklerinden yeteri kadar kupa heyecanı yaşayamıyorlardı.Federasyon tekrardan eleme usulüne geçince o heyecanı yeniden yaşamaya başladılar.Bu heyecan Sivasspor'un Galatasaray'ı, Antalyaspor'un Trabzonspor'u ve Boluspor'un Beşiktaş'ı elemesini sağladı.Eğer çift maçlı eleme olsaydı bu maçların hikayesi kesinlikle böyle olmayacaktı.Bu kararı alanlara teşekkür ediyorum bu yüzden ama bazı eksiklikleri de yok değil.Seribaşı olayını da kaldırırlarsa dahaa heyecanlı bir kupa mücadelesi izleyebiliriz.
18 Mart 2012 Pazar
3 Maç 20 Gol # Makine Tıkır Tıkır
Şampiyonlar Ligi'nde Basel yenilgisi ile acaba yolun sonuna mı gelindi sorusunun ardından, ligde Leverkusen yenilgisi ise şampiyonluğ Dortmund'a mı kaptırılacak sorusu eklenince Bayern'de homurdanmalar başlamıştı.Hatta teknik adamın görevine son verilecek dedikoduları yayılmaya başlamıştı.Ama Bayern kısa süreli bu kötü gidişe önce 7-1lik Hoffenheim galibiyeti, daha sonra şampiyonlar Ligi'nde alınan 7-0 lık Basel galibiyeti ve gelen turun ardından son olarak Bundesliga'da alınan 0-6lık Hertha Berlin galibiyeti ile son vermiş oldu.Seri galibiyetlerin yanı sıra aldığı farklı galibiyetlerle de rakiplerine gözdağı verdi açıkcası.3 maçta atılan 20 golde gösterişsiz bir forvet olan Gomez'in 8 golle ve sezon başından beri eleştirilern hatta takımdan gitmesi gündeme gelen Robben'in 7 golle katkı yaptığını söyleyelim.Bayern gibi kaliteli oyunculardan kurulu bir takımın istikrarsız görüntü çizmesi doğal olarak herkesi şaşırtmıştı ama son 3 maçtaki performanslarına baktığımızda da abarttıklarını söyleyebiliriz.Almanlar da iş ahlakı son derece yüksektir ama biraz da rakiplerini düşünerek oynarlarsa iyi olur.Bu kadar acımasız olmaya gerek yok.
Özeti Yayınlamasanız da Olur
Formula 1 yayın haklarının el değiştirmesinde dolayı takip etmekte zorlanacağımı biliyordum ama yayıncı kuruluş bir çözüm bulur diye bekliyordum.Yarış bitiminde veya akşam yarışın tekrarını yayınlayacaklarını düşünüyordum.Ama öyle olmadı.Yarış hakkında yazı yazmak için televizyonun başına geçtim ve yarışı izlemeye başladım.Yayıncı kuruluş yarışın özetini yayınlıyormuş meğerse ve izlediğimden hiçbir şey anlamadım.Çünkü Formula 1 özeti izlenecek bir spor değildir.Yarış içerisinde stratejilerin önemli olduğu bir sporun özetinden hiçbir şey anlayamazsınız.Sadece yarışın kim kazandığını ve birkaç geçiş izlerseniz.Hal böyleyken özetini yayınlamalarına gerek yok.Çünkü bunları yarışın özetini okuduğunuzda da anlarsanız zaten.O yüzden yayıncı kuruluş kendisini hiç kasmasın.Özeti yayınlayarak değerli 30 dakikaları boşa harcamasınlar.Buna gerçekten gerek yok.30 dakikalık özet yapacaklarına hiçbir şey yapmasınlar.En azından bir şey yapmıyorlar diye sitem edelim.Çünkü özet yayınlamak daha kötü bir durum.
Yarışa gelirsek Mclaren'den Jenson Button kazandı.Vettel ikinci, Hamilton 3. oldu.Mclaren açısından iyi başladı sezon.Umarım bu böyle devam eder.
Dualarımız Seninle Muamba
Bolton Wanderers'de oynayan Fabrice Muamba'ya acil şifalar diliyorum.Umarım sağlığına bir önce kavuşur.Her ölüm erkendir ama yaşının 23 olması ve bir oğlunun olması daha yapacağı çok şeyin olduğunu gösterir.Dualarımız seninle Fabrice Muamba.
17 Mart 2012 Cumartesi
11ler Belli Oldu # Herşey Hazır Artık
Teknik adamlar hazır, futbolcular hazır, taraftarlar hazır.Hak eden kazansın diyorum.Umarım Fenerbahçe yenilmezlik serisini sürdürür.Her iki takıma da başarılar diliyorum.
FENERBAHÇE: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Serdar Kesimal, Yoseph Jobo, Reto Ziegler, Cristian Baroni, Emre Belözoğlu, Mehmet Topuz, Miroslav Stoch, Alex de Souza, Moussa Sow.
GALATASARAY: Fernando Muslera, Emmanuel Eboue, Semih Kaya, Tomas Ujfalusi, Hakan Balta, Engin Baytar, Selçuk İnan, Felipe Melo, Emre Çolak, Necati Ateş, Johan Elmander.
Berbatov'a Yol Gözüktü
Wayne Rooney gibi vazgeçilmez bir oyuncunun arkasında kalmak, Welbeck gibi geleceği parlak bir oyuncuya geçilmek, "Küçük Bezelye"nin arkasında forma beklemek Berbatov'un canını sıkmaya başlamıştı ve takımdan ayrılmak istediğini dile getirmişti.Berbatov sıkıntısını dillendirirken Alex Ferguson tarafından bir ses çıkmamıştı şu ana kadar.En sonunda Alex Ferguson konuştu ve Berbatov isterse takımdan ayrılabilir diyerek Berbatov'a kapıyı göstermiş oldu.Alex Ferguson da izin verdikten sonra Berbatov sezon sonu takımdan ayrılır dersek yanılmış olmayız.O zaman bundan sonra Berbatov'un yeni durağı neresi olur tartışmaları başlayacaktır.Ülkemiz için de adı sık sık geçmesine rağmen şu an için takımlarımızın ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum.İngiltere'deki takımlara baktığımızda eski Tottenham'a geri dönebilir.Belki ülkesine gitmek ister.Berbatov gibi bir oyuncuyu herkes ister ama bana soracak olursanız İngiltere dışına çıkacağını sanmıyorum.
16 Mart 2012 Cuma
Mancini Söz Verdi Ama...
Swansa maçında takımı yenik olduğu için ağlayan taraftar Roberto Mancini'yi etkilemiş ve Sporting maçını bu taraftar için kazanacağını söylemişti.Roberto Mancini dediğini yaptı ama tur için yeterli olmadı.Yani sözünü tam anlamıyla yerine getiremedi.
Daha Ne Desin!!!
Fabio Capello İngiltere Milli Takımı'ndan ayrıldıktan yerine kim geçecek sorusunun cevabı bir kişinin üstünde toplandı.Tottenham'ı çalıştıran Harry Redknapp en güçlü aday.Hal böyle olunca bu fırsatı değerlendirmek isteyen Harry Redknapp yavaştan kendisini o koltupa oturtmaya başlıyor.Bu konuyla ilgili söylediği bu cümlelere bakarsak Harry Redknapp daha ne desin diyorum.
“Roy Hodgson ve Sam Allardyce gibi isimler geçiyor. Diğer yandan Nigel Adkins gibi genç isimleri önerenler de var. Adkins çok iyi işler yapıyor ancak şuanda görev için çok genç. Bence milli takım teknik direktörlüğü tecrübeli insanların yapabileceği bir görev.”
Gelenek Bozulmadı
İtalya'da önemli bir farktan kurtulan Chelsea evinde Napoli uzatmaya giden maçı 4-1 kazanarak çeyrek finale çıktı ve çeyrek finalde İngilizlerin tek temsilcisi oldu.Çeyrek finalde ne az bir İngiliz takım geleneği de bozulmamış oldu.Napoli ilk maçında sonlarına doğru kaçırdığı pozisyonu bu maçta fazlasıyla aramıştır.Ama o pozisyon gol olsaydı bile Chelsea yine çeyrek finale çıkardı.Çünkü AVB gittikten sonra toparlanma emareleri gösterdiler ve daha istekli oynuyorlar.Chelsea'yi kutlamak gerekiyor.Arsenal'in yaklaşıp da yapamadığını Chelsea yapmış durumda.Tabi ki Arsenal'in yaptığı daha büyüleyiciydi.
Gerekli Olan Tek Şey Sabır
Nuri Şahin geçen sezon Dortmund'da yakaladığı çizgi ile Mourinho'nun dikkatini çekmiş ve sonucunda Madrid'in yolunu tutmuştu.Madrid'e geldi gelmesine ama bir türlü düzenli olaral forma şansı bulamadı.Hal böyle olunca Nuri Şahin'in Real Madrid tercihi tartışılmaya başlandı.Daha Real Madrid seviyesine çıkmıdığını söylemeye başlandı.Bana göre Nuri Şahin'e haksızlık yapılıyor.Çünkü Real Madrid'e geldiğinde sakattı ve sakatlığının ağırlığı sebebiyle toparlanması zaman aldı.Nuri tam anlamıyla düzelene kadar Real Madrid belli bir çizgide ilerliyordu ve Mourinho bu çizgiyi bozmadan yoluna devam etmek istedi.Böylelikle Nuri Şahin'in forma bekleyişi başlamış oldu.Bu bekleyişin sona ermesinin tek bir çıkar yolu var.O da iyi bir sezon öncesi kamp.Fiziki açıdan arkadaşlarıyla aynı seviyede olduğu takdirde Mourinho kendisine forma verecektir diye düşünüyorum.Bu anlamda Nuri Şahin'in tek yapacağı şey sabırla çalışmak.Bir gün o formanın kendisine geleceğini bilerek çalışmasına devam ederse bu yolun sonunun mutlu biteceği aşikar.Biz Nuri Şahin'e güveniyoruz ve hak ettiği yerde olacağına inanıyoruz.
14 Mart 2012 Çarşamba
Bu Kadar Zulme Gerek Yoktu
Şampiyonlar Ligi'nde ilk maçta Basel Bayern'i 1-0 yenince acaba dedik ama Bayern bizlere öyle bir cevap verdi ki acaba diyenleri püskürttü resmen.Basel bir umut diyerek geldiği Almanya'dan 7 gol yiyerek ayrıldılar ve Bayern ile şaka olmayacağını öğrenerek gittiler.Bayernli oyunculara da sormak lazım.Bu kadar zulme gerek var mıydı?
Inter İçin Kabus Devam Ediyor
İlk maçın avantajını iyi kullanan Marsilya deplasmanda Inter'e 2-1 yenilmesine rağmen çeyrek finale çıktı.Oyuna baktığımızda Inter özellikle ilk yarıda kaçırdığı pozisyonlarla oyunun hakimi idi.Sneijder ve Milito o pozisyonlaarı gole çevirseydi bugün farklı bir şeyden bahsediyor olabilirdik.Sezon Inter için kötü gitmeye devam ediyor.Avrupa'dan elendiler, ligde hiç iyi durumda değiller.Sezon sonunda değişiklikler kaçınılmaz görünüyor.Marsilya'yı çeyrek finalde görmek sevindirici.Takım olarak iyi değiller ama bu sezon için çeyrek final yeterli olacaktır diye düşünüyorum.Bu moral umarım lige de yansır.
Bu arada Marsilya kalecisi Mandanda maçın son dakikalarında gereksiz bir hareket yaparak hem penaltıya sebep oldu hem de kırmızı kart görerek cezalı duruma düştü.90+2 de golü yesen ne olur?Zaten saniyeler kalmıştı maçın sonuna.Üstelik o pozisyonun gol olacağı da kesin değildi.Umarım çeyrek finalde MAndanda bu hatasından dolayı Marsilya zarar görmez.
13 Mart 2012 Salı
Messi'ye Kalecilik Yakışmış
Bugün bu fotoğraf baya popüler.Nasıl olmasın ki?Messi'nin bir marifetini daha öğrenmiş olduk.Messi hakkında daha ne söylenebilir ki.
Dedikodu Bulutlarının Dağılması Şart
Fabio Capello'nun İngiltere Milli Takımı'nı bırakmasından sonra en güçlü aday Harry Redknapp olarak gözüktü.Tottenham'da yaptıklarından dolayı Milli Takıma layık görülen Harry Redknapp kafa karışıklığı yaşadığı kesin.Gelecek hakkında bir karar verebilmiş değil hala.Bu durum kendisi kadar takımını da etkiliyor.Tottenham Redknapp'ın Milli Takımın başına geçeceği dedikoduları başladığından bu yana oldukça formsuz.Ligde son 3 maçını kaybetmiş durumda.Manchester takımlarını zorlayabilecek konumdayken şu an ara açılmış durumda.Harry Redknapp hem kendisi için hem ded Totttenham'ın geleceği için bir an önce karar vermesi gerekiyor.En azından bu dedikoduları takımın üzerinden uzaklaştırıp maçlara odaklanmayı sağlamalıdır.Çünkü bu durum kendisi kabul etmese de Tottenham'ı etkilemiş durumda.
Cüneyt Çakır Aynen Devam
Cüneyt Çakır zamanında Türkiye'de beğenilmiyordu ama Avrupa O'nun kıymetini iyi bildi ve önemli görevler vermeye devam ediyor.Avrupa Ligi'nin em önemli eşleşmelerinden olan Athletic Bilbao-Manchester United eşleşmesinin 2.maçında düdük çalacak olan Cüneyt Çakır giderek UEFA'nın hakem listesinde üst sıralara çıkıyor.Takımlarımızın üst turları göremedi ama umarım Cünety Çakır çeyrek final veya yarı finali görür.Tebrikler Cüneyt Çakır.
Şenol Güneş Haklı
Önceki haftalarda Fenerbahçe'nin fikstürü hakkındaki eleştirilerimizi dillendirmiştim.Pazartesi-Cuma maçlarının adil olmadığını ve Fenerbahçe'nin daha fazla bu uygulamaya maruz kaldığını söylemiştim.Şenol Güneş de kendi takımı için aynı durumdan şikayetçi olmuş.Fenerbahçe oynadığı zaman neredeydin ey Şenol Güneş demek yerine ben Şenol Güneş haklı diyorum.Çünkü ortada bir acayiplik varsa o acayipliği ortadan kaldırmak için birlikte hareket etmek gerekir.Dil birliğinin olması gerekir.Trabzonspor dün haftayı kapadıktan sonra Cuma günü haftanın ilk maçını oynaması fikstürü hazırlayan ekibin ne kadar beceriksiz olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.Yayıncı kuruluş maç programını bu şekilde istiyor olabilir ama daha adaletli bir program yapılabilir diye düşünüyorum.Bu sezonu da böyle geçirdik.İnşallah gelecek sezondan itibaren bu tür acayiplikleri görmeyiz.
12 Mart 2012 Pazartesi
Bu Sefer Başardı
Bülent Korkmaz teknik adamlık kariyerine pek de parlak başlamadı.Gençlerbirliği ve Galatasaray'da istediği seviyeyi yakalayamayan Bülent Korkmaz bir süre teknik adamlığa ara verdi.Belki gelen teklifleri beğenmedi belki de kendisini biraz daha geliştirmek istedi.Verdiği arayı yeterli görerek ligde zor günler geçiren Karabükspor'un başına geçmeyi başardı ve hiç de fena gitmiyor.Karabükspor'u küme düşme hattında uzaklaştırmayı başardı diyebiliriz.En azından birkaç hafta daha rahat nefes alacaktır.Kariyerinin başlangıcında kendini tam anlamıyla gösteremedi ama Karabükspor'da yaptıkları ile kendisini kabul ettirdi diye düşünüyorum.Devre arasında istediğim transferler yapılırsa kümede kalırız gibi bir söz söylediğinde açıkcası ben inanmamıştım ama dediği yaptı ve Karabükspor şu an başka bir yerde bulunuyor.Bu yüzden Bülent Korkmaz'ın hakkını vermek gerekiyor.
Juventus Yenilgi Nedir Bilmiyor Ama...
Juventus yenilgisiz yoluna devam ediyor ama lider ile arasında 4 puan fark var ve fikstürüne baktığımızda zorlu maçlar Juventus'u bekliyor.Bir ligde bir takımın yenilgi yüzü görmemesi iyi bir şeydir ama şampiyonluğa oynayan bir takımın galibiyet sayısı beraberlik sayısından fazla olmalı ki şampiyonluk şansı yüksek olsun.Juventus şu ana kadar öncelikli olarak cebine 1 puanı koyarak başlıyor maçlara.Fiorentina, Inter, Napoli, Palermo ve Lazio maçlarını düşündüğümüzde Juventus'un işi zor.Bu maç trafiğinde aranın açılmasına izin vermezse bir şansı olabilir ama Juventus'un kayıplar yaşamaya devam edeceğini düşünüyorum.
Önceden Neredeydin Sergen?
Dün akşam kanal kanal dolaşırken Sergen Yalçın'ın katıldığı bir programa denk geldim.Sergen Yalçın Quaresma'nın kadro dışı kalması hakkında konuşuyordu.Sergen Yalçın bir oyuncu için antrenmanın ne kadar önemli olduğunu söylediğinde yüzümde bir gülümseme oluştu.Kariyeri boyunca antrenmanlardan hoşlanmayan, bu yüzden potansiyelini iyi kullanılmadığı konuşulan Sergen Yalçın'dan bu sözleri duymak elbette güzel ama biraz geç kalmış gibi duruyor.Şu an için böyle düşünüyor olabilir ama keşke oynadığı zamanlarda da şimdiki gibi düşünseydi de kendisinin gerçek potansiyelini görseydik.
Burak Yılmaz Ucuza Gidecek
Sezon başında Trabzonspor Burak Yılmaz'ın sözleşmesini uzatırken sözleşme içerisinde "5 milyon avro getiren Burak Yılmaz'ı alır" madde koyduğunu biliyoruz.Bu maddeyi Burak Yılmaz istemiş olabilir ama bu madde sezon bitiminde Trabzonspor'a zorluk çıkaracaktır.Her iki taraf da 5 milyon avronun mantıklı olduğunu düşünmüş olabilir ama Burak Yılmaz bu sezon öyle bir oynadı ki fiyatını inanılmaz katladı.Sezon başında 5 milyon avroyu vermeyi düşünmeyen Avrupa takımları Burak Yılmaz'ın performansını gördükten sonra Trabzonspor'un kapısını çalmaya başladılar.Eğer Burak Yılmaz ve yönetim oturup bu madde üzerinde bir değişiklik konusunda anlaşamazlarsa Trabzonspor Burak Yılmaz'dan kazanabileceği rakamın altında bir rakama razı olmuş olacak.Yönetim Burak Yılmaz bu fiyata gitmek istemez diye düşünebilir ama Burak Yılmaz'ın Avrupa hayalini göz önüne aldığımızda para bir kenara itilebilir.Aslında yönetimin bu saatten sonra yapacağı fazla bir şey kalmadı.Burak Yılmaz da artık bir değişikliğe yanaşmaz.Anlaşılıyor ki Trabzonspor bu sezon yarattığı bir markadan değerinin altında bir paraya razı olacak.Tabi ki bunu Burak Yılmaz'ın Avrupa'ya gideceğini varsayarak söylüyorum.
11 Mart 2012 Pazar
Aldırma Kaptan Aldırma
Sunderland:1 - Liverpool:0....
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma
Dışarıda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül aldırma
Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Mapus yata yata biter
Aldırma gönül aldırma
Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah'a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül aldırma
Freiburg Çelme Atmaya Devam Ediyor
Bundesliga'da 17. sırada bulunan Freiburg sürpriz sonuçlar almaya devam ediyor.Evinde Werder Bremen ve Bayern ile berabere kalan ve Schalke'yi yenen Freiburg bu hafta da Mönchengladbach deplasmanında beklenmedik bir puan aldı.Bu 4 güçlü takımdan aldığı 8 puan ile kümede kalma umutlarını devam ettiriyor ama yeterli olur mu bilinmez.Kümede kalmayı başaramazsa bile şampiyonluğa oynayan takımlara taktığı çelmeler kendileri için yeterli olacaktır.Freiburg son maçını Dortmund ile oynayacak.Umarım Freiburg'un durumu o zamana kadar belli olur da Dortmund bir sıkıntı yaşamaz.
Neredesin Marsilya?
Marsilya için toparlanma evresine girdi demiştik ama Marsilya tekrardan kötü bir döneme girmiş durumda.11 maçlık periyotta 9 galibiyet aldıktan sonra son 6 maçında 2 beraberlik ve 4 yenilgi aldı Marsilya.Bu sezon başlangıcında kötü anlar geçirdikten sonra toparlanmalarını gördükten sonra bu kayıpların tekrar başlaması insanı üzüyor.Hele ki Marsilya'nın yakın zamanda Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edip başarılı sonuçalr aldığını hatırlarsak üzülmemek elde değil.Umarım bu sezonu Avrupa'ya gidilecek bir yerde bitirir de gelecek sezon yeni bir sayfa açarak yeni bir başlangıç yapar.
8 Mart 2012 Perşembe
Aykut Kocaman İle Yola Devam
"Fenerbahçe'nin dününde, bugününde önemli başarılara imza atmış, Fenerbahçelilerin gurur kaynağı olmuş; Fenerbahçe tarihinde özel bir yere sahip olan Sportif Direktörümüz ve Teknik Sorumlumuz Sayın Aykut Kocaman'ın sözleşmesi 3 yıl süreyle uzatılacaktır."
Fenerbahçe bir açıklama yaparak Aykut Kocaman ile 3 yıl daha yola devam edileceğini belirtti.Uzun zamandır beklenen bir haberi almak sevindirici.Açıklamada da denildiği gibi Fenerbahçe'nin gururu Aykut Kocaman'ı uzun yıllar takımda görmek her şeye bedel.
Messi'nin Şakası Yok
Birkaç gün önce Iniesta'yı Messi'ye tercih ederim yazmıştım.Dün Messi gerekli cevabı verdi diye düşünüyorum.1, 2, 3, 4 tamam da 5 nedir ya?5 gol atması bir yana maçtan sonra önemli olan takımın tur atlaması demesi bir yana.Bunu söyleyenin Messi olmadığını bilsek rakiple dalga geçiyor diyeceğiz ama Messi bunu ciddi ciddi söylüyor.Hakikaten inanılmaz bir performans.Diyecek birşey yok.
7 Mart 2012 Çarşamba
Eleneceksen Böyle Eleneceksin
Dün açıkcası Arsenal'den fazla umutlu değildim.Maçı kazanabilirdi ama turu geçmek zor gibi geldi bana.Ama dün maç öyle bir başladı ki Arsenal dalga dalga gelmeye başladı.İlk maçtaki roller değişince Arsenal peş peşe golleri bulmaya başladı.İlk yarı biterken de 3-0 öndeydi Arsenal.Bir anda Arsenal'in turu geçeceği düşünülürken ikinci yarıda Arsenal biraz frene basınca istediği golü bulmada zorlandı.Arsenal'in ikinci yarıdaki durumunu A Milli Takımımızın İsviçre maçındaki durumuna benzetiyorum.İsviçre maçında goller peş peşe geldikten sonra frene bastığımız için bize şampiyonaya götürecek golü bulmakta zorlanmıştık.Dün de Arsenal 3-0 öne geçtikten sonra kontrollü olmaya çalıştı ama işin sonunda hüsrana uğradı.Aynı istekle devam etseydi dün Arsenal bir mucizeyi gerçekleştirecekti.Ama hiçbir Arsenalli taraftarın üzüleceğini düşünmüyorum.Eleneceksen böyle elenelim demişlerdir kesin.
Tamam Arsenal baskıyı iyi kurdu ama Milan da vurdumduymaz bir şekilde oynadı.Az daha tur gidecekti farkında değillerdi.Dua etsinler Van Persie'nin aşırtmasını Abbiati kurtardı.Yoksa bugün başka birşey konuşuyor olabilirdik.
6 Mart 2012 Salı
15 Yıl Sonra Bir İlk...
Şampiyonlar Ligi'nde 2.tur rövanş maçları bugün başlıyor.Turu geçti veya elendi dediğimiz takımlar da var, durumu belirsiz takımlar da var.Her iki kategoriden birer kulüp üzerinden bir ilkten bahsedeceğim.Şampiyonlar Ligi adı altında oynanan sezonlarda İngiliz takımların büyük üstünlüğü olduğunu görüyoruz.Özellikle son sezonlarda 4 takımı ile yarı finalleri, finalleri zorlar durumda.Şu manzarayı görmeye alışkınız.2.turda 4 İngiliz takım, çeyrek finalde en az 2 İngiliz takım, yarı finalde en az 1 İngiliz Takım ve finalde 1 İngiliz Takım...Öyle ki siz eledikçe karşısınıza İngiliz bir takım gelmesi insanın sinirlerini bozuyor ve yine mi İngilizler deniliyordu.Ama bu sezon İngilizleri çeyrek finalde göremeyeceğiz.City ve United'ın Avrupa Ligi'nde yoluna devam etmesi, Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea ve Arsenal'in elenmenin eşiğinde olması İngiliz takımsız bir çeyrek final görmemizi sağlayacak.Tarihi şöyle bir karıştırdığımızda çeyrek finalde en az bir İngiliz takımının olmadığı sezon 1995/1996 sezonu olarak görünüyor.Yani son 15 sezonda en az bir İngiliz takımını çeyrek finalde izlemişiz.Bu durum yine mi onlar klişesinin ortadan kalkması açısından iyi ama çeyrek finalde bir İngiliz takımının tuzunun olmaması heyecan açısından son derece kötü bir durum.Eğer Arsenal ilk maçtaki 0-4 lük skoru ve Chelsea de 1-3 lük skoru lehine çeviremezse, en azından benim yaşımda olanlar, 15 yıl sonra bir ilk ile tanışacaklar.Bu durum İngiliz futbolunu nasıl etkiler bilemem ama bu sezonluk heyecanı bir nebze azaltmış durumda.
5 Mart 2012 Pazartesi
Messi Estetiği Iniesta Karakteri Temsil Ediyor
Barcelona - Sporting Gijon maçını izleyenlerin gözü Messi'yi aradı ama Messi olmasa da olurdu.Çünkü Iniesta gibi bir faktör vardı sahada.Messi gibi bir dünya yıldızı ile aynı takımda oynayınca Xavi ve Iniesta gibi oyuncuların hakkı yeniliyor.Üzerinde günlerce konuşulan "Arjantinli Messi neden oynayamıyor"un sebebi Xavi ve Iniesta gibi her yerlerinden zeka fışkıran oyunculardır.Ama futbol öyle birşey ki arka plandaki kahramanlardan ise göz önünde olan işin şov kısmını, estetiğini ön plana çıkaran oyuncular konuşuluyor.Romantik bakış açısına sahip kimseler elbette arka planda kalanlara hak ettiği değeri veriyor ama sayıları maalesef az.Sokaktan 10 kişiyi çevirip sorsan Barcelona'dan kimi alırsın diye en az 7 kişi Messi diyecektir.Iniesta ismi ya geçer ya geçmez.Ama takıma kattıklarına baktığımda Messi darılmasın ama ben Iniesta derim.Messi veya Iniesta seçimi taraftarın bakış açısına göre değişir.Şovu seven, işin estetiğine takılan, sonuç odaklı insanlar gözü kapalı Messi der.Takımın omurgasında olanı baş ucunda tutan, her şeyin başladığı oyuncuyu benimseyen ve en önemlisi sahaya karakterini koyan oyuncu seven ben ve benim gibi düşünenler ise Iniesta der.Başka bir şekilde anlatayım.FM oyununu bilen bilir.Eğer Messi veya Iniesta'yı alabilecek durumda olursam ilk tercihim Iniesta olacaktır.Benim düşüncem böyle olduğu için verilen ödüller giderek canımı sıkmaya başladı.Göz önünde olan oyuncuya verilen ödül elbette önemlidir ama o ödülün anlamlı olabilmesi için arka planda, görülmeyen oyunculara mesela Xavi, mesela Iniesta verilmesi gerekiyor.Iniesta'nın Sporting Gijon maçındaki asistini Messi yapsaydı uzun uzadıya konuşulurdu.Varsın konuşulmasın.Futbolda romantizm arayan taraftarlar kendi aralarında konuşuyorlar ve dile getiriyorlar.Bu yeterli benim için.
Şaşıran Var mı ?
Beklenen son gerçekleşti ve Chelsea'de AVB dönemi sona erdi.Mourinho'nun geldiğinde sahip olduğu imkanlarla AVB'ye sağlanan imkanları karşılaştırdığımda Mourinho çok şanslıymış fikri doğdu ben de.Takımı tam anlamıyla kendi isteği doğrultusunda kuramadığı için istediğini oyunu oynatamadı.Üstüne bir de mevcut kadrodaki yıldız oyuncularla arasının açılması bu sonu hazırladı.Bundan sonraki durağı neresi olacak merak ediliyor.Mourinho'nun izinden gidip Inter'e gideceği söyleniyor.Açıkcası Avrupa'ya baktığımızda gideceği başka bir takım da yok gibi.Şöyle bir şey de var.Chelsea'de sezonu tamamlayamayan AVB Moratti gibi bir başkana sahip olan Inter'den kim bilir kaç kere kovulur.
4 Mart 2012 Pazar
Söylem Sert İçerik Doğru
Jose Mourinho son yaptığı basın toplantısında Nuri Şahin ile ilgili gelen sorulara biraz sert cevap vermiş olabilir ama ne demek istediğini anlamak daha önemli diye düşünüyorum.Nuri Şahin sezon öncesi çalışmalara katılamadığı için takım arkadaşlarından fiziki açıdan geride kalmış durumda.Oynadığı bölgede Khedira, Alonso ve Diarra gibi oyuncular olduğunu da düşünürsek fiziki açıdan yetersiz bir Nuri'nin forma şansı bulması çok zordu.Jose Mourinho da bunu bilerek Nuri'nin tam anlamıyla hazır olmasını bekledi.Bekleme süresi de uzun olunca Nuri yeteri kadar şans bulamadı.Durum bundan ibaret.Mourinho da üslup açısından biraz sert olmuş ama anlatmak istediği bu.
Aynı durumlar ülkemizde de yaşanmadı mı?Emre Belözoğlu Fenerbahçe'deki ilk yılında hazırlık kampını kaçırmasından dolayı fiziki açıdan yetersiz kaldığı için kötü performans sergilemedi mi?Nihat Kahveci de Beşiktaş'ta hazırlık kampını kaçırdığı için kendisi toparlamakta zorlanmadı mı?Bu örnekler önümüzde dururken Mourinho'ya kızma hakkımız yok diye düşünüyorum.Söylem sert olabilir ama Mourinho anlatmak istediğinde son derece haklı.
"Hakem Bana Takmış Bir Kere"
Pique Barcelona savunmasının bel kemiği durumunda.Pique olası bir form düşüklüğü Barcelona'nın takım savunmasını etkiliyor.Son dönemde Barcelona'nın puan kayıplarında Pique'nin formsuzluğunu görmek mümkün.Formsuzluğu ile ilgili çeşitli söylentiler var ama ona değinmek istemiyorum.Pique dün oynanan S.Gijon maçında kırmızı kart görmesinin nedeni olarak hakem bana kafayı takmış olarak göstermiş.Hani okulda öğrenciler bir derste başarısız olur da ailesine "hoca zaten bana kafayı takmış" siteminde bulunur ya Pique de bunu örnek almış ve aynı nedeni öne sürmüş.Pique herhalde böyle konuşurken kendisi bile inanmamıştır.Eğer formsuz olduğunu kabul eder ve toparlanmak için elinden geleni yaparsa "hakem bana takmış" gibi söylemlere ihtiyacı bile olmaz.
3 Mart 2012 Cumartesi
AVB Uzatmaları Oynuyor
Chelsea'de kan kaybı devam ediyor.Deplasmanda West Bromwich Albion'a 1-0 yenilerek bu sezonki 7. yenilgisini almış oldu.Galibiyet oranı da %50'nin altına düştü.Bu duruma ne kadar dayanır Chelsea Patronu bilinmez ama Andre Villas Boas hazırlık yapsa iyi olur.Bir başka takımda aynı sorunları yaşasaydı devam etmesi beklenirdi ama takım Chelsea olunca işler öyle yürümüyor.Kısacası Chelsea'de Andre Villas Boas uzatmaları oynuyor.
İzlemeye Doyamadık # B.Leverkusen:2 - Bayern M.:0
Bayer Leverkusen lig ikincisi Bayern'i 2-0 yendi ve Schalke'nin yenildiği haftada şampiyonlar ligi umudunu sürdürdü.Gol olması için 80 dakika bekledik ama öyle bir maç oldu ki gol olmasaydı da olurdu.Her iki takım da sayısızca pozisyona girdi ama başarı konusunda oldukça kötüydüler.Özellikle Bayern'de Robben girdiği pozisyonları kolayca harcayınca Bayern öne geçme fırsatını değerlendiremedi.Bayer Leverkusen'in gollerini Kiesling ve Bellarabi attı.Bu doyumsuz ziyafeti bizlere izleten her iki takıma da teşekkür ederiz.Bundesliga'nın son yıllardaki çıkışını anlamlandırılan maçlardan biriydi.
Liverpool Oynadı Arsenal 3 Puanı Aldı
Liverpool evinde ağırladığı Arsenal'e son dakika golüyle 1-2 yenilerek evindeki ilk yenilgisini tatmış oldu.Özellikle ilk yarıdaki oyunuyla galibiyeti hak eden Liverpool Van Persie'ye engel olamadı ve maalesef puansız ayrılmış oldu.Liverpool her istatistikte Arsenal'e üstünlük sağlamışken yenilmesi üzdü tabi ki.Umarım bu oyunu gelecek haftalara da aktarmayı başarır Liverpool.Bu maç için sağlık olsun demekten başka bir şey gelmiyor aklıma.
Galatasaray MP Sürprizi Gerçekleştiremedi
Eurolig'de yoluna devam etme konusunda en büyük şansa sahip olan Galatasaray Medical Park da elendi ve Eurolig'de temsilcimiz kalmadı.Aslında Galatasaray Yunan deplasmanında iyi idare etti.Oyundan hiçbir zaman kopmayarak maçı kazanma şansını arttırdı.Ama Gordon'un sakatlığı Galatasaray'ı fazlasıyla etkiledi.Takımı taşıyan isim olan Gordon sakatlanınca tüm hayaller suya düştü.Üstüne bir de Spanoulıs'in 20 sayı, 8 asistlik performansı gelince her şey Galatasaray için çok zorlaştı.Anadolu Efes ve Fenerbahçe Ülker'in aksine Galatasaray Medical Park'ın TOP 16'da elenmesini başarısız olarak görmemek gerekiyor.Sezon başındaki hedefi göz önüne aldığımızda büyük iş başardı Sarı Kırmızılı ekip.Bu sezonki başarıdan sonra şimdi asıl önemli olan gelecek sezon nasıl bir planlama olacağı.Eğer sistemlerini fazla değiştirmez ve kadroyu iyi güçlendirirlerse gelecek sezon da aynı başarıyı görebiliriz.Ama Fenerbahçe Ülker örneğini de unutmamak gerekiyor.Umarım gelecek sezon Türk basketbolu için daha iyi geçer.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)