29 Haziran 2011 Çarşamba
2 Haftalık Aranın Nedeni
Son yazıdan bu yana 2 hafta geçti.Bu çocuk neden yazmıyor diye düşünenler olmuş olabilir.Duyurmadan ara vermez demiş olabilirsiniz.2 haftadır yazamamamın nedeni uzun zamandır çektiğim bir rahtsızlıktan dolayı ameliyat olmam.Tam tarihi konusunda emin olamadığımdan dolayı bu ara vermeyi haber veremedim.Bu konuda sizlerden özür dilerim.Ameliyat geçen salı günü olduğundan hala iyileşme sürecindeyim.Cuma günü de dikişleri aldıracağım.İnşallah onu da sağ salim atlatıcaz.Cumadan sonra elimden geldiği sürece blogda yazmaya çalışacağım.Gerçi baya gündemin gerisinde kaldım ama olsun bir şekilde yakalamayı umuyorum.Dediğim gibi bir iki günlük araya daha ihtiyacım var.Daha sonra kaldığım yerden tam gaz devam edeceğim.Sizlerden ayrı kalmak hiç de iyi olmadı.En kısa zamanda bu ayrılığı gidermek dileğiyle şimdilik hoşçakalın.Kendinize iyi bakın.Sağlık her şeyden önemlidir...
15 Haziran 2011 Çarşamba
Jordan Henderson Liverpool'da
Liverpool para artı N'gog karşılığında jordan Henderson'u transfer etti.Transferlerden sonra gelen oyuncu hakkında videolar hazırlanır, attığı goller gösterilir.Bu çerçevede ben de Jordan Henderson ile ilgili video paylaşıyorum.İzleyelim ve bir fikir oluşsun kafamızda.
Enes Kanter
Krampon Haberleri - 15
Yeni sezona girerken transfer çalışmalarını hızla sürdüren Bursaspor yönetimi, Ertuğrul Sağlam'ın talepleri doğrultusunda Miller'dan sonra Glasgow Rangers'dan McGregor ve Whittaker'ı da kadrosuna katmak üzere. Bu iki transferin ardından ise yeşil beyazlıların yeni hedefinin Rangers'ın teknik direktörü Walter Smith olacağı öğrenildi.
Başkan İbrahim Yazıcı, "Glasgow'dan bu kadar adam aldık... Bu adamları en iyi anlayacak olan adam da Smith'tir. Ertuğrul Sağlam'a bugüne kadar olan hizmetlerinden ötürü teşekkür ediyoruz. Özellikle transfer listesi için" diye konuştu.
Gelişmeler karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen teknik direktör Ertuğrul Sağlam'ın "Böyle bir skor beklemiyorduk. Önümüzde önemli virajlar var, bu dönemi kayıpsız geçmek istiyoruz" demesine ise bir anlam verilemedi.
Walter Smith'in gelişinin ardından "Yaşasın tesisler artık Smith Sarayı olacak" diye espri yapan Sercan Yıldırım'a ise süresiz olarak idmanda gol atma cezası verildi.
14 Haziran 2011 Salı
Usain Bolt Furbolla Göz Kırptı
"Bir hayalden bahsetmiyorum. Gerçekten Manchester United'da oynayabilecek kadar iyi bir futbolcu olduğuma inanıyorum. İyi bir tekniğim var. Fiziğim güçlü. Kondisyonum yerinde. Ayrıca çok da hızlıyım"
Usain Bolt
Çok iyi kanat oyuncusu olur bence.Sağdan soldan yardırır gider.
Shaq Hakkında Yazılmış Güzel Bir Yazı (Orkun Çolakoğlu)
Kariyeri boyunca spot ışıklarının altında durmaya bayılan, oyunuyla, söyledikleriyle ya da yaptıklarıyla mütemadiyen sansasyon yaratan Shaquille O’Neal, basketbolculuk kariyerini sonlandırdığını iki NBA final maçının arasındaki boş günün akşamında, Twitter hesabı aracılığıyla yaydığı, kısacık ve mütevazı bir videoyla duyurdu. Ne ironi! Belki de bu açıklamasının gayet olağan karşılanacağını tahmin edebildiği için bu kadar sade bir yolu seçti. Sakatlıklar nedeniyle sezonun ikinci yarısının neredeyse tamamını kaçırdıktan sonra artık emekli olacağı haberleri geliyordu. Haberler bir yana, sanki basketbolla ilgilenen herkes onun daha fazla uzatmadan bu işe nokta koyması gerektiği fikrinde sessizce birleşmiş gibiydi. Çarşamba akşamı internete yaydığı o kısa videonun ardından kimse şaşırmadı. Sadece uzun zamandır bu an için hazırda bekletilen tebrikler, övgüler ve iyi dilekler sunuldu.
Michael Jordan’ın 98 Finali’ndeki maç kazandıran son şutu gibi kusursuz bir kariyer finali imkanı çok az insanın eline geçebilir (kaldı ki MJ de daha sonra kendine hakim olamadı ve kendi filminin sonunu değiştirip bozdu) ama Shaq da sahneden bundan çok daha görkemli biçimde çekilebilirdi. Parmaklarında daha fazla yüzükle, isminin yanında daha fazla ünvanla, istatistik tablolarında daha üst sıralarda yerlerle... Ve geçmişinde daha az takımla ve onu daha fazla benimseyen taraftarlarla... Daha az takım arkadaşı ve daha az kırgınlıkla... Belki bir-iki yıl daha erken ama sezonu Şubat değil, Haziran ayında noktalayarak... Shaq ise hiçbir zaman bunlara kafa yormadı. Ulaşabileceğinden daha az başarıyla ama kendine göre hayattan alınmış daha fazla keyifle bitirdi kariyerini.
O’Neal’ın 1999’da Phil Jackson’la çalışmaya başladıktan sonra ilk iki sezonunda oynadığı oyun, belki de tarihte bir basketbolcunun çıktığı en üst noktaydı. Ve eğer bugün “Gelmiş geçmiş en iyi basketbolcu kimdi?” sorusuna Shaq yanıtını vermiyorsak ya da en azından “Jordan mı daha iyiydi Shaq mı?” sorusu üzerine kafa yormuyorsak, bunun sebebi o performansın sadece iki yıl sürmesidir. Amerikalı basketbol yazarı John Schuhmann’ın hatırlattığı gibi, 2000-2002 arasındaki Three-Peat döneminde oynadığı üç final serisinde Shaq’ın istatistikleri 35.9 sayı, 15.2 ribaund, 2.9 blok, %60 şut isabeti. 1960’larda değil, 2000’lerde; lisede değil, NBA’de; normal sezonda değil, final serilerinde... O üçlemenin son yılında, finalde kendisine hiçbir cevabı olmayan, zayıf Nets’le karşılaşmadan önceki turlarda performansı biraz ‘normalleşmişti’ ama ilk iki yılda durdurulması mümkün değildi. 2000 Finali’nin daha ikinci maçında Indiana Pacers koçu Larry Bird onu savunabilme konusunda o kadar ümitsizliğe kapılmıştı ki (ilk maçta da 21/31 isabetle 43 sayı ve 19 ribaundla oynamıştı), ikinci çeyrekten itibaren oyuncularına “Hack-a-Shaq” komutu verdi ve Shaq bir maçta 39 serbest atış kullandı. Bunların sadece 19 tanesini sokabilmesine rağmen 40 sayı 24 ribaundla maçı bitirince ve ilk çeyrekte sakatlanan Kobe Bryant’ın oyuna dönememesine rağmen Lakers kazanınca Bird taktiğinden vazgeçmişti.
Ne var ki o düzeyde çok kısa süre kalabildi Shaq. Jackson dizginlerini alana kadar aklının basketboldan çok müzik ve sinemada olduğu söylenirdi, Jackson’la elde ettiği başarılardan sonra da doyuma erken ulaştı. 2002’deki üçüncü şampiyonluğun ardından ayak başparmağındaki sakatlık nedeniyle ameliyat olması gerekiyordu ama o yaz tatilini rehabilitasyonla geçiremeyeceğini ve ameliyatın bekleyebileceğini söyleyip hazırlık kampına sakat geldi. Bir yandan da her yaz dönüşü kilosu artıyordu. Hala ligin en iyi pivotuydu ama artık istediği her maçta 30 sayının üzerine çıkabilecek gibi duran, ligin en iyi oyuncusu değildi. Ağırlaşan vücudu savunmada da giderek daha çok aksamasına sebep oluyordu. Lakers’ın Gary Payton ve Karl Malone transferleriyle havalı ama Kobe Bryant’ın tecavüz davası ve tekrar başgösteren Kobe-Shaq çatışmaları nedeniyle bir o kadar da sorunlu girdiği 2003-04 sezonunun başında O’Neal kampa yine fazla kilolarla gelince, takım sahibi Jerry Buss ile genel menajer Mitch Kupchak bunu bir kenara not ettiler ve fırtınalı sezonun sonunda, artık bir arada oynamaları mümkün olmayan iki büyük yıldızları arasında bir seçim yapmaları gerekince, 32 yaşındaki ve kilolarıyla birlikte sakatlık riski de hızla artan Shaq’la devam etmemeye karar verdiler. Hakettiği kıymetin gösterilmediğini düşünen Shaq, bunun öfkesiyle yıllar sonra ilk kez yazı yatarak geçirmedi ve 2004 güzünde Miami kampına yaklaşık 15 (bazı kaynaklara göre 20’nin üzerinde) kilo vermiş olarak geldi. Meyvesini de o sezon MVP oylamasını Steve Nash’in ardından ikinci bitirerek ve bir sonraki yıl dördüncü şampiyonluğunu kazanarak aldı.
Bu motivasyonu kendi kendine sürekli kılabilseydi, artık eski gücünden çok uzak ve sıradanlaşmış bir oyuncu olarak son bir şampiyonluk araması gerekmez, muhtemelen beşinci, hatta altıncı şampiyonluklarını daha erken kazanırdı. Ama bir zamanlar Larry Bird’e oyuncularına faul yapmaları için komut vermekten başka çare bırakmayan Shaq’ı en iyi durduran adam yine Shaq oldu. “Tarihin en iyi pivotu kim?” sorusu sorulduğunda Bill Russell, Kareem Abdul-Jabbar, Wilt Chamberlain gibilerinin arkasında kalmayı tercih etti. Eh, kendisinden başka hesap vereceği kimse yok. Ve belki de bundan sonra tarihin en eğlenceli televizyon yorumcusu olur.
Orkun Çolakoğlu
Krampon Haberleri - 14
Son dönemlerde Galatasaray'da süregelen bir transfer politikası var ki bu durum Yılmaz Vural'ın da dikkatinden kaçmadı.
Galatasaray'da 2008'de Avustralyalı yıldız Harry Kewell'la başlayıp Gökhan Zan, Mustafa Sarp, Leo Franco ve geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında Kazım Kazım'la devam eden transfer furyasında; sözkonusu futbolcuların bonservislerinin elinde olduğunun farkına varan Yılmaz Vural, bu tespitinin ardından isyan etti.
Yılmaz Vural şöyle konuştu: "Geçen sabah ailemle kahvaltı ediyordum. Bizim hanım magazin haberlerini çok sever. Hanım tam magazin bölümünü okurken gazetenin arka sayfasında Selçuk İnan Galatasaray'da haberini gördüm. Hanıma sen sonra okursun, ver de şu spor sayfasına bakayım dedim. Gazetenin spor sayfasını çevirdim. Çevirmez olaydım, bir de ne göreyim dersiniz. Galatasaray bonservisi elinde bulunan İsveçli Elmander'in ardından, Trabzonspor'la sözleşmesi biten Selçuk İnan'ı da renklerine bağladı yazıyordu. Bunu okuyunca adeta çılgına döndüm"
Yılmaz Vural: "Benim de bonservisim elimde başkan!"
Vural, günün ilerleyen saatlerinde Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'ı telefonla arayarak “Başkanım, benim de bonservisim elimde! Sorun Türk olmam ise Alman pasaportum da var!" diye sitemde bulundu.
Bunun üzerine Ünal Aysal "Yılmazım sıkma canını, geçen yılki katkılarından dolayı hakkını ödeyemeyiz. Kasımpaşa ve Konya'yı erken zamanda lig yarışından koparmasaydın halimiz dumandı" diye Yılmaz Hoca'ya tesellide bulundu.
Ünal Aysal ile görüşmesi olumsuz sonlanan Yılmaz Vural'ın yüzü yine de aldığı teselliyle bir nebze olsun gülümsedi.
Bütün bunların ardından akşam saatlerinde şok bir gelişme yaşandı. Basında çıkan 'Semih Şentürk de Galatasaray'a mı?' haberinin ardından görgü tanıklarına göre Kadıköy sokaklarında Yılmaz Vural - Semih Şentürk kovalamacası yaşandı. Semih Şentürk'ün kovalamacanın son dakikalarında olaya dahil olduğu öğrenildi.
13 Haziran 2011 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)